HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

13 Ocak 2014 Pazartesi

41.Meclis 2.bölüm

İlahi Armağan


Hak Telâ’yı yaptığı işler için itham etme. Aceleci olma. Cahil olma, cimri olma. O’nun katından çıkacak bir şey varsa, sana gelir. O’na teslim olmayı bil.
Bütün yönler kapanır. O’nun kapısı açık kalır. O’nun kapısına girersen bütün kâinata sahip olursun.

Senin sevgin gelişemez! Ancak bir şartla; o da, Hak Telâ’dan gayri bütün ciheti kendine kapalı tutmak. Sana yalnız O’nun ciheti kalmalı. Sen O’na yönel ve yalnız O’nu sev. O sevgilin, kalbini temizlemeyi iyi bilir. Arş’tan yerin derin katına kadar inen yaratılmışların hiçbiri sana tesir edemez. Hepsi sevgili kudreti ile atılır, gider.

Dünyayı sevme, âhir eti isteme. Onlar kalbinden uzak dursun. Dünyada çalış, öbür âleme göç ettiğinde cennete koyarlarsa gir.
Mecnun gibi olmalısın. O, kalbinde sevgi yer ettiği zaman halk arasından çıktı. Yalnız olmayı istedi. Vahşî hayvanlarla yaşadı. Şehirleri terk etti, harabelere gitti. Halkın ne övmesini dinledi, ne de kötülemesine kulak astı. Kulların konuşması ve sorması ona farksız oldu. Övmeleri hiç olduğu gibi, kötülemeleri de sıfıra düştü.

O Mecnun öyle anlar geçirdi ki, sordular:
“Sen kimsin?” Söyledi:
“Leylâ…”
“Neredensin?”
“Leylâ…”
“Nereye?”
“Leylâ…”
Başkalarını gözü görmüyordu. Başkalarını işitmeye kulağı da yanmıyordu. Artık o bu hâlinden dönemezdi. Yüz çevirenler, onun Mecnunluk hâlinden anlamadılar.


Şu şiir ne güzel söylenmiş:

Bir ülkede ki, nefisler koşar boşa
Halkı, soğuk demiri döver daim boşa.

Bu kalp Hak Telâ’yı bilirse, sever. O’na tam yakınlık duyar. Yaratılmışlar onu ilgilendirmez. Ve ruhuna huzur veremez. Maddî olan her şey ona ağırlık verir. Yemek, içmek vs. şeylerle tatmin olmaz. Şehir hayatı onun için önem taşımaz. Kalbi huzur içinde olduk tan sonra, harabeler de ona çok gelir. İlâhî emirler dışında hiçbir şey, Hak irfanına sahip olan kalbi bağlayamaz. Her hâli bir prensi be bağlıdır. Fiil tecellisi onu gark etmiştir. Sadece kaderin gelişine bakar; başka şeyleri bilmez.

Allah’ım rahmet elini bizden çekme; dünya denizi bizi boğar. Mevhum varlığımız bizi yere serer. Ey keremi bol, reyinde isabetli ve geçmiş hükümlerin sahibi, bize yetiş.

                                                       Hz. Abdülkadir Geylani