HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

23 Mart 2014 Pazar

AK Parti'den Yenikapı'da dev miting
2 milyon 250 bin kişi…
 

Yenikapı mitinge hazırlanıyor





Cumhuriyet tarihinin en büyük mitingi!







 AK Parti'den Yenikapı'da dev miting



 

 


Cumhuriyet tarihinin en büyük mitingi!

Millet meydanı

Milyonlar Yenikapı'ya koştu!

Başbakan'dan "Dua" şiiri!
Pensilvanyaaaaa iyi bak iyi seni inine bu millet gömecek!

Millet Pensilvanya’daki haine tokadı Yenikapı’dan bastı!
 
'Bundan sonra tokadımız ağır olacak'

Başbakan Erdoğan: Tüm dünya karşımıza dikilse...

Dünya karşımıza dikilse ülkemin güvenliğini tehdit eden her türlü saldırıyı engelleriz

Başbakan: Pensilvanya’daki montaj fabrikası kurdu

Eyy Twitter Obama’da olsa aynı şeyi yapar mıydın? 
Başbakan Erdoğan AK Parti'nin İstanbul'daki rekor katılımlı mitinginde konuşuyor...

Kırılır da bir gün tüm dişliler
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim
Gökten bir el yaşlı gözleri siler
Şenlenir evimiz barkımız bizim

Yokuşlar kaybolur çıkarız düze
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze
Sapan taşların yanında füze
Başka alemlerle farkımız bizim

Kurtulur dil tarih ahlak ve iman
Görürler nasılmış neymiş kahraman
Yer ve gök su vermem dediği zaman
Her tarlayı sular arkımız bizim

gideriz nur yolu izde gideriz,
taş bağırda, sular dizde, gideriz,
bir gün akşam olur, biz de gideriz,
kalır dudaklarda şarkımız bizim...

İstanbul canım İstanbul davam, aşkım, kavgam. Ey İstanbul seni yürekten selamlıyorum. Ey kutlu Peygambere müjde olmuş yüce şehir. Mekke'nin, Medine'nin kardeşi seni yürekten selamlıyorum. Adalar, Ataşehir, Bakırköy, Bahçelievler, Bayrampaş sizleri selamlıyorum. Beşiktaş, Beykoz, Beyoğlu, Çatalca, Çekmeköy, Esenyurt sizleri selamlıyorum. Eyüp seni muhabbetle selamlıyorum. Toprağını şereflendiren Hz. Eyüp'e selam gönderiyorum. Fatih seni yürekten selamlıyorum. Gaziosmanpaşa, Güngören, Maltepe Pendik sizleri de selamlıyorum. Silivri, Şile, Tuzla, Üsküdar sizleri selamlıyorum.

İstanbul sana Anadolu'nun, Trakya'nın selamını getirdim. Sana Antalya'nın, Tekirdağ'ın, Edirne'nin selamını getirdim. Size Tüm Türkiye'nin selamlarını getirdim.

İstanbul Türkiye'nin özetidir. İstanbul'un tüm kardeş şehirlerini selamlıyorum.

Buradan İslamabad, Bakü seni selamlıyorum. Burdan Musul, Kerkük, Şam, Beyrut, seni selamlıyorum. Gümülcine, Bosna seni selamlıyorum.

Gazze, Filistin seni selamlıyorum. Bugün tüm dünya İstanbul'u sizi izliyor. bugün dünyanın tüm mazlumları, yetimleri sizi izliyor. Kahire'de oyları çalınmış kardeşlerim sizi izliyor.

Şam'da üzerine bombalar yağan, ciğeri yanmış anneler sizi izliyor. Bağdat'taki gönüller İstanbul'u izliyor. Karabağ'da toprakları çiğnenmiş kardeşlerimiz sizi izliyor.

Varsın birileri montaj desin. Kılıçdaroğlu bu montajı nasıl yaptık? Beğendin mi? Varsın birileri taşıma desin. Bu muhteşem coşkuyu küçümesesin. Gazze'nin yetimleri sizi izliyor. Kabe'de tavafta olanlar size dua ediyorlar.

30 Mart gecesinde müjde bekliyorum diyorlar. Peygamberimizin mezarı başında gözü yaşlı burayı soruyorlar. İstanbul hep sen izleniyorsun. Pensilvanya'daki gibi değil. Onlar mahremi izliyor. Burası güzellikleri izliyor.

Mahsun, boynu bükük Kudüs İstanbul'u izliyor. Sen Türkiye'nin, İslam coğrafyasının, Balkanların, Avrupa'nın umudusun. İstanbul sen Somali'deki mazlumun yükünü sırtında taşıyorsun.

İstanbul sen aşk taşıyorsun. Sen Fatih'in emanetisin. İstanbul rabbim seni korusun.
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Yenikapı'daki mitingine Arif Nihat Asya'nın 'Dua' şiiri damga vurdu.

Başbakan Erdoğan, Yenikapı'da toplanan 1,5 milyon kişiyi görünce adeta coştu. Öğle saatlerinde Kocaeli'nde toplanan yüzbinlerce AK Partiliye seslenen Başbakan Erdoğan, İstanbulluları Necip Fazıl Kısakürek ve Arif Nihat Asya'nın şiirleriyle seslendi.

Başbakan Erdoğan, Arif Nihat Asya'nın 'Dua' adlı şiirini okumasıyla vatandaşlar coştu. Başbakan şiirin "Müslümanlıkla yoğrulan yurdu... Müslümansız bırakma, Allah'ım!" nakakatını okudukça Yenikapı'daki alanını dolduran 1,5 milyon kişi hep ağızdan 'Amin' dedi.
 
Başbakan o duayı okudu 2 milyon vatandaş “amin” dedi
İşte Başbakan Erdoğan'ın okuduğu o şiir:

Biz, kısık sesleriz.. minareleri,
Sen, ezansız bırakma, Allah’ım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını;
Ya kouansız bırakma, Allah’ım!
Mahyasızdır minâreler.. göğü de
Kehkeşansız bırakma, Allah’ım!

Müslümanlıkla yoğrulan yurdu
Müslümansız bırakma, Allah’ım!

Bize güç ver.. cihâd meydanını
Pehlivansız bırakma, Allah’ım!
Kahraman bekleyen yığınlarını
Kahramansız bırakma Allah’ım!
Bilelim hasma karşı koymasını:
Bizi cansız bırakma, Allah’ım!

Müslümanlıkla yoğrulan yurdu
Müslümansız bırakma, Allah’ım!

Yarının yollarında, yılları da
Ramazansız bırakma, Allah’ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü
Ya çobansız bırakma, Allah’ım!
Bizi Sen sevgisiz, susuz, havasız
Ve vatansız bırakma, Allah’ım!

Müslümanlıkla yoğrulan yurdu
Müslümansız bırakma, Allah’ım!

 

YENİKAPI PROJESİ NEDİR ?Yenikapı projesi;Yenikapı İDO İskelesi’nden Samatya Hastanesi önüne kadar olan 578 bin metrekarelik alanda denizin doldurularak 1 milyon 250 bin kişilik miting ve gösteri alanı yapma projesidir. İstanbul Metropolü Miting ve Gösteri Alanı, bu proje ile  hayata geçirilecektir.

 

PROJE TAMAMLANDIĞINDA NELER OLACAK?

Samatya'dan başlayıp Yenikapı vapur iskelesine kadar uzanan Yenikapı Sahili'nde 715 bin metrekareyi kapsayan bir miting ve gösteri alanı yapılacak. 518 bin metrekarelik alanın doldurulduğu projede aynı zamanda 2 kilometre uzunluğunda bir de yol yapılacak.

• Yenikapı'da meydan yeraltına alınıyor
• İstanbul büyük bir meydan kazanıyor
• Meydanın altında, 2.5 milyon nüfusun atıksuyunun arıtılacağı İleri Biyolojik Arıtma Tesisi kurulacak
• Projede miting, konser, festival veya fuar alanı olarak kullanılmak üzere 700.000 ila 1.000.000 kişilik mekan yer alıyor.
- 800.000 Kişilik Miting Alanı
- 2.200 Araç Kapasiteli Açık Otopark Alanı
- 760 Otobüs Kapasiteli Açık Otopark Alanı yapılacak.
Projenin miting ve otopark alanlarında 42.500 m² Ekogrid® Çim Koruma Sistemi ürünümüz kullanılmaktadır.
Projede kullanılan ürün detayları için : Ekogrid® Çim Koruma Sistemi



 

 
 



















'Eve çaya gel baskını görüşelim'

23 Mart 2014
Adana'da Suriyeli Türkmenlere yardım götüren MİT TIR'larına operasyon yaptıran savcı ile jandarma komutanının, ihbardan saatler önce savcının evinde değerlendirme toplantısı yaptıkları ortaya çıktı. Olayı soruşturan HSYK müfettişleri, savcı ile alay komutanının ihbar yapılmadan önce biraraya geldiklerini tespit etti.

MİT TIR'larının kanunsuz bir şekilde aranması olayının üstündeki sis perdesi aralanmaya başladı. Adana 156 Jandarma hattına yapılan ihbarın saatler öncesinde Adana İl Jandarma Komutanı Albay Özkan Çokay'ın, Cumhuriyet Savcısı Aziz Takçı evinde operasyon detaylarını bir saati aşkın süre ile konuştukları ortaya çıktı. Müfettiş raporlarına yansıyan bilgiye göre, o gün nöbetçi olmamasına rağmen, Albay Çokay ile görüştükten sonra operasyonu koordine etmek üzere savcılığa geldiği ve arama talimatı yazdırdığı ortaya çıktı.

NÖBETÇİ SAVCIYI BİLGİLENDİRMEDİ
MİT TIR'larına kanunsuz bir şekilde arama emri çıkaran Cumhuriyet Savcısı Takçı ve operasyonu incelemeye alan müfettişler, olayın yaşandığı gün, Adana Cumhuriyet savcılığında görevli bir başka nöbetçi savcı olmasına rağmen, Savcı Takçı'nın evinden çıkıp geldiğini belirledi. Adliyede nöbetçi savcı beklemesine rağmen Savcı Takçı'nın operasyon ile ilgili nöbetçi savcıya bilgi vermediği ortaya çıktı. TIR'ları yakın takibe alan ihbarda bulunduğunu iddia eden Kıdemli Başçavuş G.M'nin TIR'ların Gölbaşı'ndan hareket ettiğini ilettiği saatlerde Savcı Takçı ve Albay Çokay'ın operasyon için yapılan hazlılıkları son bir kez denetlediği belirlendi.

SAATLER ÖNCE EVDE

İhbar yapılmadan saatler önce Albay Çokay ve Savcı Takçı'nın görüştükleri teftiş raporunda yer aldı. Kıdemli Başçavuş G.M'nin Ankara'dan özel kod ile Adana 156 Jandarma ihbar telefonunu aramasından saatler önce Albay Çokay'ın Savcı Takçı'nın direkt evine gittiği ve ikili arasında bir saati aşkın bir görüşmenin gerçekleştiği kaydedildi.

ASKERİ YARGI DEVREDE

'Casusluk' soruşturması kapsamında yürütülen dosya, 'paralel yapı' hakkında başlatılacak ilk dava olma özelliğini taşırken savcıların psikolojik baskı altına alınmaya çalışıldığı kaydedildi. MİT TIR'larının kanunsuz bir şekilde arattıran paralel yapı, soruşturmanın sivil mahkemeden alınıp askeri mahkemeye verilmesi için devreye girdi. TIR'lara ilişkin casusluk soruşturmasının 'Roboski' dosyasında olduğu gibi sonuçsuz kalmasını isteyen şebeke, askeri savcılıktan tam 2 kez, soruşturmanın askeri savcılığa devredilmesini istedi. Savcı Doğan ise İzmir'de devam eden 'casusluk' dosyasını referans göstererek, soruşturmanın ve yargılamanın sivil mahkemede yapılabileceğini askeri savcılığa iletti.

YENİ ŞAFAK

Çağını aşan alim: Bediüzzaman

Molla Said, Cizre aşireti reisi Mustafa Paşa'yı yaptığı zulümlerden vazgeçip namaz kılmaya davet ettiğinde 17 yaşında bölgedeki birçok âlimle tartışacak seviyede donanıma sahip bir delikanlıydı

Çağını aşan alim: Bediüzzaman23 Mart 2014
BAŞLARKEN...20. yüzyıla damgasını vuran birçok önemli isim bulunuyor. Bu isimlerin arasında Bediüzzaman Said Nursi'nin çok özel bir yeri var. Sadece dini konularda değil sosyoloji, hukuk, felsefe ve siyaset bilimi gibi her biri başlı başına bir uzmanlık gerektirecek alanlarda düşünce üreterek geleneksel medrese eğitiminin dışında yepyeni bir anlayış geliştiren Bediüzzaman, toplumun bir kesimi tarafından sürekli görmezden gelindi ya da yanlış anlatıldı. 6000 sayfayı bulan ve sıra dışı yaşamıyla dinin gerçeklerini anlatmada yeni bir dil ve sarsıcı bir üslup geliştirerek milyonlarca insanı etkileyen Bediüzzaman'ın, hayatı bir hak arama mücadelesiydi. Bediüzzaman'ın Eskişehir, Afyon, Denizli savunmalarının her biri, günümüzde üzerinde durulması gereken hukuki metinler olarak güncelliğini korumaktadır. 83 yıllık ömrünün 33 senesini sürgün ve hapislerde geçiren Bediüzzaman'ın talebelerinin yaşamı da fedakarlık, hapis ve çilelerle doludur. Vefatının 54. yıldönümünde Bediüzzaman'ı ve Risale-i Nur hizmetine emek verdiği bilinen ve bilinmeyen bütün kahramanları rahmetle anıyoruz.

Bitlis'in Hizan ilçesine bağlı Nurs köyü... Bitlis merkeze 90 kilometre uzaklıkta bir köy. Bugün dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçileri ağırlayan bu köyün manevi bir değeri var. 20. yüzyılın en büyük İslam âlimlerinden biri olan Bediüzzaman Said Nursi, 1877 yılında bu köyde dünyaya geldi. Babası Mirza Efendi, bütün bölge insanı gibi çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşıyordu. Dindar bir kadın olan annesi Nuriye Hanım ise Said dışında Düriye, Hanım, Abdullah, Mehmet, Abdulmecid ve Mercan isimlerinde 6 çocuk daha dünyaya getirmişti.

KABINA SIĞMAYAN BİR GENÇ Nurs köyünde medrese bulunmadığı için 9 yaşında Tağ köyünde Molla Mehmet Efendi'nin medresesinde tahsile başladı. Kısa bir süre sonra tekrar köyüne dönerek Abdullah ağabeyinden ders almaya başladı. Bir yıl sonra babasından izin alarak Hizan Şeyhi'nin yaylasına gitti. Öğrenim hayatı burada da bitmedi. Arvas'a, Bahçesaray'a, Erzurum Bayazıd kasabasına giderek medreselerde eğitim görse de verilen eğitimi kendisi için yeterli bulmadı. Baskıya gelemeyen, hırçın ve kabına sığamayan yapısı gereği hiçbir zaman tam anlamıyla düzenli bir eğitim alamadı.

'BEDİÜZZAMAN' UNVANI ALIYOR Molla Said, Mardin'in Cizre aşireti reisi Mustafa Paşa'yı yaptığı zulümlerden vazgeçip namaz kılmaya davet ettiğinde artık 17 yaşında bölgedeki birçok âlimle tartışacak seviyede donanıma sahip bir delikanlıydı. 18 yaşına geldiğinde Bitlis Valisi Ömer Paşa'nın konağında tahsis ettiği odada iki sene misafir oldu. Genç yaşta gösterdiği bu olağanüstü zekâ ve kabiliyetle herkesi kendine hayran bırakırken hocası tarafından çağın güzelliği anlamına gelen "Bediüzzaman" unvanı ile çağırılmaya başlandı. Said Nursi'nin şöhreti kısa sürede bölgeye yayılmıştı. Van Valisi Tahir Paşa'nın konağında kalırken ezberlettiği 90 temel kitabı unutmamak için üç ayda bir tekrarlıyordu. O dönemde tüm Avrupa'yı saran ve etkileri Türkiye'ye ulaşan içinde Allah inancının yer almadığı Aydınlanmacı felsefeye cevap verecek bir nesil yetiştirmek için dini ve fen bilimlerini bir araya getirecek bir üniversite projesi üzerinde çalışıyordu. Bu idealini gerçekleştirmek için İstanbul'un yolunu tuttu. Bu yolculuk, etkisi günümüze kadar sürecek olan Nurculuk hareketinin de başlangıcıydı. 2. Meşrutiyet'in ilanı ile başlayacak olan siyasi krizden hemen önce 1907'de İstanbul'a geldi. Fatih Camisi'nin yanındaki Malta Çarşısı'nda bulunan Şekerci Han'a yerleşti.

İBRETLİK LEVHA Geldiği bölge, kıyafeti ve şivesi ile İstanbul'daki entelektüel çevreler tarafından muhtemelen yadırganacak, sözü önemsizleştirilmeye çalışılacaktı. Odasının kapısına "Burada her soruya cevap verilir, fakat sual sorulmaz" levhasını asarak İstanbul'daki düşünce dünyasına meydan okudu. Bu levha İstanbul'da büyük merak uyandırmıştı. Bürokratlar, yazarlar, öğrenciler meydan okuyan bu Kürt âlimini yakından tanımak istiyordu. Bediüzzaman'ın aklında ise idealindeki üniversite projesini dönemin padişahı 2. Abdulhamid'e sunmak vardı. Ancak olaylar beklediği gibi gelişmeyecekti...

NURCULUK BİR TARİKAT MIDIR?Bediüzzaman, hem Risale-i Nur Külliyatı'nın birçok bölümünde, hem de hayatta iken yanında bulunanların şahitliğiyle sürekli olarak kendisinin bir şeyh olmadığını, yaptığı iman hizmetinin bir tarikat ya da tasavvuf geleneğinden gelmediğini ısrarla vurgulamıştır. Tek parti iktidarının jakoben devlet anlayışının bütün şiddetiyle devam ettiği 1930'lu yılların Türkiye'sinde asıl vazifenin insanların imanını kurtarmak olduğunu eserlerinde defalarca altını çizmiş ve hayatında da bunu en anlamlı şekilde göstermiştir. 6000 sayfalık Asrın Kur'an Tefsiri olarak adlandırılan eserlerinin büyük bölümünde iman hakikatlerini, Allah'ın varlığının delillerini, dünya hayatının geçiciliğini, ahiretin varlığını ve insanların yaşadığı her anın hesabını vereceğini akli delillerle anlatırken diğer bölümlerinde Nur talebelerinin hizmet metodunun nasıl olacağını derinlemesine anlatmıştır.
Kaynak: Sabah

Somali'de Gülen okullarına tepki

Somali hükümeti Gülen'in okullarını yakın markaja aldı. İçişleri Bakanı M. Muallim Yahya, okulların işi ticarete döktüğnü ifade ederken Somali hükümetinin okulları kapatabileceği belirtiliyor. Bazı veliler fiyatları yükselince çocuklarını okuldan aldı

Somali'de Gülen okullarına tepki23 Mart 2014

Somali hükümetinin, Gülen Grubu'na ait okullara tepkisi büyüyor. Mogadişu'daki Türk Nil Akademisi, Somaliland'dan yayın yapan Horn Cable TV'ye (HCTV) haber oldu. Somali İçişleri Bakanı M. Muallim Yahya, 20 Mart Perşembe akşamı yayınlanan programda Gülen'in okullarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Yahya, yardım amaçlı kurulan okulların işi ticarete dökmesinden duyduğu tepkiyi dile getirdi.
Somali'de Gülen okullarına tepki
BEDAVA ARSA VERDİK
Başbakan Erdoğan'ın, Somali'ye büyük destek verdiğini anlatan Yahya, Türkiye'den ücretsiz eğitim ve sağlık hizmetleri sözü aldıklarını söyledi. Yardım faaliyetlerini kolaylaştırmak için okullara bedava arsa tahsis ettiklerini ifade eden Yahya şöyle konuştu:

'Somalili çocuklar ücretsiz eğitim alacak zannediyorduk ancak bu okullar özel ve paralı, hem de Somalililerin ödeyemeyeceği kadar yüksek fiyatları var. Oysa Başbakan Erdoğan'ın ricası üzerine Mogadişu'nun en değerli ve en büyük arsalarından birini Türk Nil Akademisi'ne bedava tahsis ettik. Okullar vergi muafiyetinden de istifade ediyor. Fakat belirledikleri ücret Somali vatandaşlarının gücünün çok üstünde. Okullara sadece zengin ailelelerin ve bürokratların çocukları gidebiliyor.'

HABERİN VİDEOSU
http://www.ahaber.com.tr/Dunya/2014/03/23/somaliden-paralel-yapiya-tepki-423159455435

Yahya şikayetlerini en kısa sürede Başbakan Erdoğan'a taşıyacaklarını dile getirdi.

BAZI VELİLER ÇOCUKLARINI ALDI
Aylık ortalama gelirin 200 dolar civarında olduğu Somali'de Türk Nil Akademisi'nin yıllık eğitim ücreti 1700 dolar. İlk başlarda 800 dolar olarak belirlenen fiyat kısa süre içerisinde iki katına çıktı. Bazı aileler çocuklarını okuldan almak durumunda kaldı.

SİVİL TOPLUM AYAĞA KALKTI
Somali'deki yerli yardım kuruluşları ve STK'ların uzun zamandır tartışma konusu olan bu okullar, HCTV'de yayınlanan programdan sonra kurumları harekete geçirdi. Vergiden muaf olan bu kurumların fakir halktan bu şekilde para kazanmaları tepki çekmeye devam ediyor.

SENETLERİMİZİ VERMEDİLER
Kahramanmaraş Din Gönüllüleri ve Görevlileri Derneği Başkanı Şevket Bozdoğan, kentteki özel bir dershaneden çocuklarının kaydını almasına rağmen borcu olmadığı halde senetlerinin haksız yere iade edilmediğini söyledi. Bozdoğan, ülkede yaşanan son gelişmelerden sonra çocuklarını dershaneden aldığını ancak 3 ay eğitim alan çocuklarının 8 ay eğitim almış gibi senetlerinin verilmediğini belirtti. Bozdoğan, mağdur olan bir veli ve bir STK başkanı olarak açıklama yapma gereği duyduğunu ifade etti.

Pensilvanya'daki çiftliğin esrarengiz hikayesi

Cemaat, Cizvit tarikatıyla da paralel!

A Haber'de deneyimli gazeteciler Ergün Diler ve Bekir Hazar'ın moderatörlüğünde ekrana gelen Yaz Boz paralel yapı ve Fethullah Gülen'in sırlarını ortaya çıkarmaya devam ediyor.

Cemaat, Cizvit tarikatıyla da paralel! 23 Mart 2014


Türkiye'nin en ünlü finans uzmanlarından yazar Ömer Özbay, A Haber'de yayınlanan Yaz Boz programı için hazırlanan söyleşide Pensilvanya'daki çiftlik hakkında şoke eden bilgiler aktardı.

Özbay, şu anda Golden Generation Vakfı'na ait olan, Fethullah Gülen'in içinde misafirleri ağırladığı, sohbetler yaptığı yerleşkenin esrarengiz hikayesini anlattı.

Gülen'in kaldığı çiftliğin daha önce Katolik kilisesine bağlı Cizvit tarikatının yaz kampı olarak kullanıldığını söyleyen yazar Ömer Özbay Cizvit tarikatının da Gülen gibi eğitim odaklı çalıştığını ve devlete sızma uğraşı verdiğini ifade etti. Özbay, Fethullah Gülen'in teorisyenini açıklayarak cemaatle hristiyanlar arasındaki bağın nasıl kurulduğuna açıklık getirdi.

 
HABERİN VİDEOSU
http://www.ahaber.com.tr/Gundem/2014/03/23/cemaat-cizvit-tarikatiyla-da-paralel

Pensilvanya'daki çiftliğin esrarengiz hikayesi


Pensilvanya'daki meşhur çiftliğin tapusu sürekli el değiştiriyor, yanında bir çiftlik daha var, muhteşem villalar var. Peki Cizvit Tarikatı'nın bu çiftlikle ilgisi ne?

Türkiye'nin en ünlü finans uzmanlarından yazar Ömer Özbay, A Haber'de yayınlanan Yaz Boz programı için hazırlanan söyleşide Pensilvanya'daki çiftlik hakkında şoke eden bilgiler aktardı.

Özbay, şu anda Golden Generation Vakfı'na ait olan, Fethullah Gülen'in içinde misafirleri ağırladığı, sohbetler yaptığı yerleşkenin esrarengiz hikayesini anlattı.

Ömer Özbay'ın anlattığına göre; daha önce bir Katolik tarikatı olan Cizvit'e ait olan bu yerleşke, bir süre sonra müthiş bir hareketliliğe şahit oldu. Tapusu sürekli el değiştiren yerleşkenin yanında Gülen'in yeğenine ait olan bir başka çiftlik ve muhteşem villalar var.

İŞTE ÖMER ÖZBAY'IN AĞZINDAN PENSİLVANYA'DAKİ O ÇİFTLİĞİN ESRARENGİZ HİKAYESİ:

Burası Golden Generation (Altın Nesil) Vakfı'nın Pensilvanya'daki "çiftlik" diye bildiğimiz yerleşkesi. Daha önce Cizvit Tarikatı'nın (Hristiyan Katolik mezhebi) yaz kampı olarak kullanılıyormuş.

CİZVİT EĞİTİM FAALİYETLERİYLE ÖNE ÇIKIYOR, KİLİSEYE ÇALIŞIYOR
Cizvit Tarikatı dediğimiz Katolik Kilisesi'ne bağlı, bu kiliseyi destekleyen dört önemli tarikattan bir tanesi. Daha çok papalık müessesesini savunan bir tarikat bu. Çok resmi kuruluşu var. 1534'te Ignatius kuruyor. O günden bu güne de, zaman zaman kiliseyle ters düştüğü oluyor ama özellikle son yıllarda gayet formda, faal, etkili, Amerikan yönetiminde olduğu kadar Avrupa'nın diğer ülkelerinde de etkili olan bir tarikat.

OKULLARDAN MEZUN OLANLAR DEVLETLERE SIZDIRILIYOR

Temel özelliklerinden birisi eğitime önem veriyor olması. Küçük yaşta aldığı çocukları okutuyor, özellikle temel bilimler noktasında yetiştiriyor ve devlete sokuyor.

Kendi adamları, Cizvit Tarikatı'na bağlı olduğunu kesinlikle açıklamadan devlete giriyor ve tarikattan gelen talimatlara göre devlet içinde hareket ediyor.

Bugün olup bitenlerle müthiş bir benzerlik seziyorsunuz.

TAPU SÜREKLİ EL DEĞİŞTİRİYOR

Yaz kampı olarak kullanılan bu yer 1993'te bir şahıs tarafından satın alınmış görünüyor. Hüseyin Çopur isimli bir şahıs 230 bin dolara satın almış. Daha sonra Çopur, yine Gülen örgütünün bir vakfına (White Rose) 190 bin dolara devrediyor.

Sonra, 114,6 dönüm ve 3 parça olan bu yeri White Rose, bu üç parseli her parseli 1 dolardan Golden Generation Vakfı'na devrediyor. Daha sonra Golden Generation ve White Rose birleşiyor ve tek vakıf olarak kalıyorlar.

Çok enteresan birşey. Direk bir şey yok. Hep aktarmalı. Mülkün tapusuyla ilgili, baktığınız zaman sürekli birilerine devrediliyor, sonra tekrar başka biri devralıyor, ipotek ediliyor, kredi alınıyor, büyük paralar karşılığı. O borç nasıl oluyor, nasıl ödeniyor, onu bilmiyoruz. Sonra tekrar başka birine ipotek ediliyor falan. Devamlı bir hareket var tapular üzerinde.

KİME AİT BU VAKIF?

Bu vakıfla ilgili Bekir Aksoy diyor ki, "burası bir ibadet ve dinlenme vakfı. Burada New York'lu ve diğer civar yerlerden gelen Türkler burada dinleniyor ibadet ediyor.

Bu arada Fethullah Gülen Hocaefendimiz de bizim misafirimizdir, o da diğer insanlar gibi burada misafir olarak kalıyor."

GÜLEN "KİRA ÖDÜYORUM" DEMİŞTİ

Öte yandan, benim ilgimi çekmişti, hoca demişti ki "ben buraya 5 bin 500 lira kira ödüyorum. Çünkü burası bir vakfa ait" falan demişti.

Ama Bekir Aksoy izah ediyor, "hoca bizim misafirimiz" diyor.

HAKAN ŞÜKÜR DE ORADA KONAKLADI

Ömer Özbay, Hakan Şükür'ün de istifa ettikten sonra Pensilvanya'daki bu çiftlikte bir süre ikamet ettiğini anlattı, Türkiye'nin giden diğer bazı insanların da burada misafir edildiğini belirtti.

BİR ÇİFTLİK DAHA VAR

Özbay, söz konusu yerleşkede başka bir çiftliğin daha bulunduğunu, bu çiftliğin de Fethullah Gülen'in yeğenine ait olduğunu, burada hayvancılık bile yapıldığını, orada aristokratik bir hayatın yaşandığını ifade etti.

Ömer Özbay konuyla ilgili şöyle konuştu:

GÜLEN'İN YEĞENİNE AİT ÇİFTLİK

Benim burada ilgimi çeken bir şey oldu. Pensilvanya'daki 114 dönümlük bölümün hemen köşe tarafında, bir kaç dakika mesafede 55 dönümlük bir çiftlik daha var. Burada canlı hayvanlar falan da uydu fotoğraflarında gözüküyor.

Bu çiftlik de, Fethullah Gülen'in yeğeni Mebruke Hanım'ın kocası Cevdet Türkyolu ve Mebruke Hanım'ın üzerine tapu edilmiş. Diğer mülk vakfın mülküdür, ama o dediğim 55 dönümlük mülk kişi mülkü. Orada hayvancılık falan da yapıyorlar. Epey bir büyük ve güzel bir yer. Amerika'ın ortasında, Pensilvanya'da inekler besleniyor. Cevdet Bey'in oğlunun ineklerle oynarken fotoğrafları var.

ARİSTOKRATİK BİR HAYATLARI VAR

Gizledikleri bir şey de yok aslında. Orada güzel, aristokratik bir hayatları var. Akrabasının, yeğeninin ya da yakın hizmetini yapanların bulunduğu bir koloni halinde bir din aristokrasisi var. Halka fazla karışmadan, o muhteşem yerlerde mülkleri var.

Fethullah Gülen'in yeğeni Mebruke Hanım'ın kocası olan Cevdet Bey Gülen'in özel hizmetlerine bakan kişidir. Onun hizmetinde, yardımcısı gibi.

GÜLEN'İN YEĞENİNE AİT 5 MUHTEŞEM VİLLA VAR
Ama tapu kayıtlarında karısı ve kendisinin ortak olarak o çiftliğin dışında 5 tane villası görünüyor. Az buz değil, muhteşem villalar.

YEĞENİN ÇOCUĞUNUN FERRARİ'Sİ
Çocuklarına bakıyoruz, Gülen'in yeğeninin çocuğu Esat var. Gizli saklı değil, Facebook sayfasına bakıyoruz, Ferrari'si var. Arkadaşını gezdirmiş.

O arkadaşı Facebook sayfasında fotoğraf paylaşmış "Esat bizi gezdirdi" diye.

ESAT: ÇOCUK SANA DEMEDİM Mİ HER YERDE PAYLAŞMA DİYE! KISKANIRLAR!
Esat onu uyarıyor "çocuk sana bunu her yerde paylaşma demedim mi! Bazıları sahip olmadığı için kıskanıyor" diyor. Yani gözden uzak olmaya da gayret ettiklerini anlıyoruz.

Star
polise takip cezası
Paralel polise takip cezası

17 Aralık'tan 2 gün önce İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevli bir başkomiser ve 3 polis, Ankara'da izinsiz olarak Bakan Zafer Çağlayan'ı takip etti. Talimatı, Şube Müdürü Yakup Saygılı verdi. Otomobil kiralayan ekip, trafik cezası yedi. 4 kişilik ekip, 16 Aralık'ta İstanbul'a döndü. Ertesi gün de 17 Aralık operasyonu gerçekleşti. 4 polis ve Saygılı'nın da aralarında bulunduğu 11 polis açığa alındı.

Ferit ZENGİN
http://www.takvim.com.tr/Guncel/2014/03/23/paralel-polise-takip-cezasi

Anahtar Gülen'de

Prof. Dr. Keleş, merkezli telekulak çetesinin bilinmeyen yönlerini deşifre etti: Tüm lerin kasası Gülen'in odasında. Anahtar ise sadece onda
Anahtar Gülen'de

Prof. Dr Gülen Grubu içerisinde geçen 25 yılda yaşadıklarını anlattı. Yaptığı açıklamalar ise Gülen'in istihbarat şefi gibi hareket ettiğini gözler önüne serdi. Gülen'in en başından beri hizmeti, devleti ele geçirmek amacıyla kurduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Keleş, cemaatin organize şekilde istihbarat toplayarak güçlendiğini söyledi. Gülen'in yasa dışı ağını ise şu sözlerle özetledi:

'KASANIN ŞİFRESİ KRİPTOLUDUR' "Çok modern cihazlarla dinlemeler yapıldı. Çok mahrem konular bile dinlemeye takıldı. Biz tüm bunlara şahit olduk. Hazırlanan raporlar, yetkililere ulaşmadan Gülen'e gelirdi. Bütün arşiv Gülen'in kasasındadır. Databank Gülen'dedir. Burada (Türkiye'de) Gülen'in hasırlı odasındaydı. Şimdi de Pensilvanya'daki odasındadır. Gülen'den başka kimse cemaatin bütün fotoğrafını bilmez, bilmesi de imkan dışıdır. O kasanın şifresini sadece Fethullan Gülen bilir. Herhangi bir durumda o kasayı açabilmesi için yine sadece Gülen'in bildiği 3 kişi vardır. O 3 kişi birbirini bilmez. O şifrenin 3'te birini her birine verir yani kriptoludur. Hiç kimse tek başına gidip o kasayı açamaz."
http://www.takvim.com.tr/Guncel/2014/03/23/anahtar-gulende

271 hakim ve savcının görev yeri değişti

Yeni ile, 271 hakim ve savcının görev yeri değiştirildi.
271 hakim ve savcının görev yeri değişti23 Mart 2014,
Yeni 'ne göre 271 hakim ve savcının ataması yapıldı. Ergenekon Hakimi Sakarya'ya atandı.
Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasının ardından, HSYK toplam 271 hakim ve savcının atamasını yaptı. Atamalarda dikkat çeken isimler şöyle:

İstanbul 13'ncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı, Ergenekon davasına bakan Hasan Hüseyin Özese Sakarya Hakimliği'ne

Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Sedat Sami Haşıloğlu, Trabzon Hâkimliği'ne

Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Hüsnü Çalmuk, Kocaeli Hâkimliği'ne

Yolsuzluk operasyonunu yürüten savcılardan Celal Kara Afyonkarahisar Cumhuriyet Savcılığı'na

Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekili Hüseyin Görüşen İzmir Cumhuriyet Savcılığı'na

Şadan Sakınan Konya Başsavcı vekilliğine atandı.
http://www.takvim.com.tr/Guncel/2014/03/23/271-hakim-ve-savcinin-gorev-yeri-degisti
Korkmayın titreyin o haşhaşi de deşifre!

Korkmayın titreyin o haşhaşi de deşifre!Mart 23, 2014     

MEDYAGÜNDEM.COM
Twitter’da uzun süredir kim olduğu merak edilen fuatavni’nin Zaman editörü olduğu iddia edildi.
Twitter’da fenomen haline gelen Fuatavni hesabının Zaman gazetesi editörlerinden Kerim Gün olduğu iddiası Twitter’ı salladı.
Twitter’da uzun süredir kim olduğu merak edilen @fuatavni hesabıyla ilgili bugün bir iddia ortaya atıldı. İddiaya göre fuatavni Zaman Gazetesi’nden 1, 5 ay önce ayrılan gazeteci Kerim Gün’dü.
Bu iddia Twitter’ı karıştırdı! Odayı ilk ortaya atan @yesiloperasyon oldu…Twitter’da günlerdir “vatana ihanet” içeren twitlerle “yüksek dereceli memur” yalanıyla tehditler savuran sahte hesap @fuatavni’nin, Zaman Gazetesi yazarı Kerim Gün olduğu, kendi dikkatsizliğiyle deşifre oldu.
Twitter’daki @fuatavni hesabını kullandığı fuatavni@gmail.com adresinin confirm adresi olarak kerimgun@gmail.com adresini vermiş.
fuatavni
İddiayı ortaya atan isim @yesiloperasyon’dan sonra gazeteci Furkan Haykır oldu. Haykır, Kerim Gün’ün fuatavni hesabını yönettiğini iddia etti: