HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

21 Nisan 2014 Pazartesi

Cemaat sırf okul için insan katline göz yumdu!

Cemaat sırf okul için insan katline göz yumdu! Nisan 21, 2014    
Paralel imam Osman Hilmi Özdil, Ramzan Kadirov’la anlaştı. Çeçenistan’da okullar karşılığında cinayetler, Kadirov’a muhalif Zona’ya yıkıldı. Suikastları çözen polisler ise paraleller tarafından sürdürüldü.
Çeçen cinayetleri ile ilgili TAKVİM şimdiye kadar bilinmeyenleri ve saklananları ortaya çıkarıyor. TAKVİM, Paralel Yapı’ya üye polisler ve savcılar tarafından karartıldığı ve üzerinin örtüldüğü öne sürülen cinayetler ile ilgili olarak önemli bilgilere ulaştı.
ALİ FUAT İŞ BAŞINDAZeytinburnu’da öldürülen dört Çeçen’in zanlısı olarak öldürülen isimlerin arkadaşı olan Zona kod adlı Ruslan Papaskiri tutuklanırken, emniyet kayıtlarında Zona’nın cinayetler sırasında Türkiye’de bile olmadığı anlaşılmıştı. İddiaya göre Zona’nın suçlu olduğu iddianameyi paralel olduğu söylenen emniyet mensubu Ali Fuat Yılmazer hazırlarken, soruşturma savcıları da Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Adem Özcan ve Muammer Akkaş’tı. Paralel tezgah tüm suçu Zona’ya yıkarken iddiaya göre cemaatin emniyet imamı Osman Hilmi Özdil, Çeçenistan Başkanı Ramzan Kadirov’la kirli bir anlaşma yapmıştı. Anlaşmaya göre paralel yapı cinayetleri örtbas edecek, tüm suçu Kadirov’a muhalefet yapan Zona’ya yıkacak ve bir taşla iki kuş vurulacaktı. Karşılığında ise Çeçenistan’da Gülen okulları açılması kararlaştırıldı. Kirli tezgahı deşifre eden TAKVİM, bu kez de cinayetleri çözen iki memurun nasıl görevden uzaklaştırıldığı bilgisine ulaştı.
DOSYAYA DOKUNAN YANDIİddialara göre Çeçen cinayetlerinin birbiri ardına gelmesi ve çözülememesi üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Bürosu’nda görevli bir polis memuru ile yine yıllarını faili meçhul cinayetlere vermiş olan emniyet amiri, işlenen bir başka Çeçen cinayeti sonrası tekrar dosyayı açmak istediğinde dosyayı arşivde bulamadı. Tecrübeli emniyet amiri, ipuçlarını birleştirdiğinde cinayetlerin bağlantısına ulaştı. Cinayetleri işleyenlerin Çeçen lideri Ramzan Kadirov’la bağlantılı olduğuna, tapelerle kanıtlayan memur, gizemi çözmek için cinayet ile ilgili dosyaları istedi. Polis ve memuru ve emniyet amirinin bu çabası ise emniyet içindeki paralel yapıyı rahatsız etti. İki polis, Çeçen cinayetlerini çözme konusundaki ısrarlarını sürdürünce biri şark görevine 6 ay olmasına rağmen kendisini Şanlıurfa’da buldu. Diğer memur ise bir binanın önünde nöbet tutmaya mahkum edildi. Daha sonra ise dava Terörle Mücadele’ye verilerek dosyada paralel yapı hakimiyeti kuruldu.
YEDİ ÇEÇEN CİNAYETİ
2008‘den beri Türkiye’de 7 Çeçen’e yönelik suikastlar hasıraltı edildi. İşte o liste:
GAZHİ EDİLSULTANOV: Ruslara karşı Albay rütbesiyle savaştı. 6 Eylül 2008′de Başakşehir’de vuruldu.
İSLAM CANİBEKOV: Çeçen ordusunun iki numaralı ismiydi. 9 Aralık 2008′de eşi Ayşe Aliyava ve bir çocuğuyla misafirlikten döndükten sonra Yukarı Dudullu’daki evinin önünde başından 3 kurşunla vurularak öldürüldü.
ALİ OSAEV: Çeçen lider Doku Umarov’un Türkiye temsilcisiydi. 26 Şubat 2009′da Zeytinburnu’ndaki evine giderken öldürüldü.
BERG HACI MUSAYEV, RÜSTEM ALTEMİROV, ZAURBEK AMRİYEV: Osayev’in ölümü sonrası onun yerini Berg Hacı Musayev almıştı. 16 Eylül 2011′de cuma namazından çıkarken yanında bulunan iki Çeçenle birlikte bir araçtan açılan ateşle öldürüldü.
MEDET ÜNLÜ: Türkiye’ye gelen Çeçenlere yardım yapan ve Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti Türkiye Fahri Konsolosu da olan iş adamı, 22 Mayıs 2013′te Ankara’daki iş yerinde uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti.
ZONA: Temur Makhauri veya Ruslan Papaskiri ismiyle biliniyor. Zeytinburnu’daki Çeçen cinayetleri nedeniyle tutuklandı. Oysa cinayeter sırasında Türkiye’de değildi. Oysa Musayev’le sıkı dosttu. Osayev’in eşini ve çocuklarını tedavi için Avrupa’ya götüren kişi bizzat Zona’ydı. Osayev cinayetinde de yurt dışındaydı. Cenaze için İstanbul’a geldiğinde gümrük polisi tarafından Türkiye’ye sokulmadı.
BENİM HİÇ İLGİM YOK
İstanbul Kafkas Çeçen Kültür Derneği kurucu başkanı Abdurrahman Özdil Çeçen cinayetleri ve paralal örgüt haberleriyle ilgili bir açıklamada bulundu. Özdil “Çeçen cinayetlerinin biran önce aydınlatılmasını istiyorum. Ayrıca “Kozanlı Ömer” olarak bilinen Osman Hilmi Özdil isimli kişiyle akraba olduğum ve Kadirov’la ilişkilendirildiğim haberi tamamen asılsızdır. Kozan’da hiçbir akrabamız yoktur ve bildiğim kadarı ile Kozan’da da yerleşmiş hiçbir Çeçen aile yoktur. Osman Hilmi Özdil isimli şahsı hayatımda hiç bir zaman tanımadım. Bizim sülalemizden ve memleketimizden değildir. Biz Kahramanmaraş, Çardak kasabasından devletine milletine bağlı bir aileyiz. Bahsi geçen hiçbir hususla hiçbir zaman alakamız olmamıştır. Çeçenistan’da yapılacak okullardan ne haberim var ne de bu hususta hiçbir yetkiliyle görüşmem olmuştur. Bizim dernek faaliyetlerinde yaptığımız, Çeçen kültürü, gelenek ve görenekleri ile dilini korumak amaçlıdır. Siyasi hiçbir faaliyetin içinde olmadık. Hakkımızda bu algı yanlıştır ve hak etmiyoruz.” dedi.  (TAKVİM)
http://www.medyagundem.com/cemaat-sirf-okul-icin-insan-katline-goz-yumdu/
Paralel örgütün elebaşının ABD hayranlığı!

Paralel örgütün elebaşının ABD hayranlığı! Nisan 21, 2014    
Paralel örgütün elebaşı Fethullah Gülen’in maskesi indirilmeye devam ediyor. Gülen’in internete düşen bir ses kaydında CIA ile olan ilişkisi de gün yüzüne çıkmıştı fakat paralel yapının Amerika sevdasının ilk olmadığı sosyal medyada paylaşılan 1997 tarihli yazısıyla tekrar ortaya çıkmış oldu.
Paralel yapının başı Fethullah Gülen’in, Amerika hayranlığı her geçen gün yaşanan yeni bir gelişmeyle tekrar tekrar gün yüzüne çıkıyor. Attığı her adımda ABD’nin tepkisini çekmemek için son derece hassas davranan Gülen Örgütü, söz konusu Sam Amca’nın çıkarları olunca Türkiye’nin gizli istihbarat bilgilerini bile CIA ile paylaşmakta bir sakınca görmüyor.
Bulunduğu her ortamda ve mecrada ABD hayranlığını gizleyemeyen Fethullah Gülen, Türkiye’de büyük yankı uyandıran ses kayıtlarında paralel yapı ile ABD arasındaki gizli işbirliğini saklama ihtiyacını hissetmemişti.
STV’nin ABD aleyhtarı haberleri yayınlamasına bile engel olan Gülen, bir nevi Çekiç Güç‘ün tasvip etmeyeceği hiçbir hareketin içerisinde olmayacağını ilan etmişti.
İşte Fethullah Gülen’in Amerika hayranlığını gözler önüne seren bir yazısı daha:

(TAKVİM)
http://www.medyagundem.com/paralel-orgutun-elebasinin-abd-hayranligi/
Altaylı’ya paralel zor sorular!

Altaylı’ya paralel zor sorular! Nisan 21, 2014    
Yeni Şafak yazarı Cem Küçük bugün Fatih Altaylı’nın paralel örgütle ve paralel polis şefleriyle ilişkisini sorgulayan çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
Yazısı şöyle:
ACINACAK ADAM ALTAYLI
Geçen hafta Fatih Altaylı ile Tuncay Özkan’ın birlikte yaptıkları programı izlerken durumlarına hem acıdım hem üzüldüm. Tuncay Özkan anti-demokratik, laikçi, ulusalcı bir ideolojinin temsilcisiydi. Post-modern bir darbe ile Erdoğan’ın indirilmesinden yanaydı. Fakat paralel örgüt Özkan gibi bir adama bile öyle kumpaslar kurdu ki, Özkan bugün mağdur hale geldi. Unutmasın ki şu an dışarıdaysa ben ve benim gibilerin paralel yapıyla mücadelesi sayesindedir. Özkan’ın yeniden içeri alınması da vicdana uygun olmaz. Fakat şu anki durumu Özkan’a göre çok daha acınacak bir adam var ki, o da Altaylı. Habertürk yönetiminden kovulmuş Altaylı her şeyden önce halka doğruları söylesin.
PARALEL POLİS ŞEFLERİYLE KANKALIĞINI ANLAT ALTAYLI 
Tuncay Özkan emniyet-yargı cuntası marifetiyle içerde çürürken paralel yapının polis şefleriyle kanka olan Fatih Altaylı şimdi Özkan’ın ve Ergenekon mağdurlarının yanındaymış. Yahu senin o Teke Tek programında paralel yapının tetikçisi meşhur muhabirin kaç defa PR’ı yapıldı? O paralel tetikçiydi Özkan’ları içeri attıracak haberleri yapan. Paralel yapının elemanlarını yayına alıp yağlayıp balladığın programlar herkesin aklında. 28 Şubat soruşturmasının konuşulduğu günlerde paralel yapının polis şefleriyle ne kadar kanka olduğunu tüm Ciner Medya camiası biliyor. Meşhur paralelcibaşı polis şefiyle kaç defa beraber öğle yemeği yediniz? Merak etme sana paralelci olduğunu söyleyen yok. Fethullah Gülen’den en az Erdoğan kadar nefret ettiğini biliyoruz. Fakat sen kendini kurtarmak için paralel yapının polis şeflerine yanaştın. Onların istediği yönde haberler yaptın mı yapmadın mı? Sen onu söyle…
KANKALARIN PARALEL POLİS ŞEFLERİ HAKKINDA EN ÇOK ŞİKAYET OLAN DAVAYI DURDURDU
Şimdi de o paralel polislerin içeri attığı Tuncay Özkan’ı almışsın karşına, ‘Ah vahhh’ ediyorsun. Yahu o sahte kanıtları kim oluşturdu? Levent Kırca’yı konuk ettiğin programda, ‘Silivri’deki gazeteciler umurumda değil’ diyen sen değil miydin? Kim insanlara malum kumpasları kurdu? Cevap ver Altaylı… Senin kankalık ettiğin ve köşende röportaj kılıfında PR’ını yaptığın o polis şefleri değil mi? Daha geçenlerde meşhur bir paralel istihbaratçının senin hakkında ettiği güzel lafları gururla anlattın ekranda. Elbette seni överler, çünkü sen özellikle 2012 yılında –biraz da 28 Şubat’tan içeri atılma korkusu yüzünden– senden ne istiyorlarsa yaptın. 28 Şubat davasında hakkında en çok şikâyet dosyası olan gazeteci sendin ve normalde bir hukuk süreci başlaması gerekirdi. Ama senin kankan paralel polis şefleri bu süreci durdurdu. Sen de onlarla haber ve manşet işbirliği yaptın mı, yapmadın mı?
SERAP ÇİL OLAYINDAN SENİ PARALEL POLİS ŞEFİ KURTARMADI MI?
Tabii olay sadece 28 Şubat korkusu değil. Şu soruya dürüstçe cevap ver. Serap Çil olayından seni meşhur paralel polis şefi kurtardı mı kurtarmadı mı? Daha önce bir yazımda yazdığım mahkeme kayıtları ortada. Muhabir olan bir kıza büyük paralar vermişsin. Niye bir muhabire her ay yüksek paralar ödedin? Bütün bu süreçte bu paralel polislerden yardım istedin mi, istemedin mi? Bir şekilde bir suç uydurulup Çil’in evi basıldı mı basılmadı mı? Senin başına bela olan Serap Çil’in evini basma emrini kankan paralel polis şefleri verdi mi vermedi mi? Bir şekilde kurtulman için Çil’e itibarsızlaştırma operasyonu yapılması gerekiyordu. Bu operasyonun emrini kim verdi? Senin paralel örgütle işbirliğin işte bu olaya dayanıyor mu dayanmıyor mu? Bu sorulara dürüstçe cevaplanmadıkça bir daha Altaylı meşruiyet elde edemez. Aynı şey Altaylı’nın patronu Turgay Ciner için de geçerli… Bu davanın sil baştan görülmesi lazım.
SARIGÜL’ÜN 300 YILLA YARGILANMASINI GEREKTİREN DOSYALAR
Bu arada Turgay Ciner’in Kasımpaşa’dan ortağı Mübariz Mansimov ile ilgili yazdıklarım da dikkatle okunmalı. Yeniden tekrarlıyorum ki Mansimov’un yakın dostu Mehmet Ağar da bu konuda vebal altındadır. Ağar Emniyet’teyken bu paralel ekibi korur ve kollardı. Hala aynı pozisyonda mı? Yoksa Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden mi yana? İkincisi olmasını diliyorum. Mansimov paralel yapı ile tüm bağlantısını koparmak zorundadır. Özellikle paralel işadamı İ.K’ya dikkat. Bu isim hala iş dünyasından paralel bir hatla bu emniyet-yargı cuntasına bağ kurmaya çalışıyor. Aynı bağ görünüşte siyasetçi olan ama aslında iş adamı olan Mustafa Sarıgül için de geçerli. Sarıgül tüm ipini bu paralel yapıya teslim etmişti. Bu paralel polis ve yargı ekibi Sarıgül ve ekibinin dün bahsettiğim dosyalarını sümenaltı ediyordu. Sadece Dursun Çaltı’nın yargıya teslim ettiği dosyalar ve eski eşi Aylin Kotil’in beyanatları Sarıgül’ün 300 yılla yargılanmasını gerektirecek nitelikte. Bu hukuk süreçlerini hep paralel yapı engelledi. Sarıgül ve dün bahsettiğim saz arkadaşları bu paralel yapıyla bağını koparmalı ve Türkiye Cumhuriyeti’nden yana olmalı.
CANDAŞ TOLGA IŞIK’A DE MESAJ
Son olarak daha dün paralel yapının polis şefleriyle kanka olan ve onlarla işbirliği yapan ve Nazlı Ilıcak’ı bu ekiple tanıştıran şahıs 25 Aralık’ın demokrasi kahramanı Efkan Ala ile yakınlaşmak için bin dereden su götürüyor. Yahu İçişleri Bakanımız Efkan Ala bu numaraları yer mi? Paralel örgütün ciğerini bilen Efkan Ala’yı kandırmaya kalkanlar çok şaşırtıcı şeylerle karşılaşırlar.
KÜÇÜK’ÜN YAZISI İÇİN TIKLAYIN

http://www.medyagundem.com/altayliya-paralel-zor-sorular/
Gülen örgütü hakkında bugüne kadar yapılmış en çarpıcı tanımlama

Gülen örgütü hakkında bugüne kadar yapılmış en çarpıcı tanımlama Nisan 21, 2014    
Seçimlerde oylara etkisinin olmadığı ortaya çıkan Cemaat’i analiz eden ANAR Genel Müdürü, “Cemaat kendini boğa zanneden kurbağa gibi” dedi.
Yeni Şafak’tan Nil Gülsüm, 2014 Yerel Seçimleri sonucuna en yakın tahminlerden birini yapan ANAR Genel Müdürü Dr. İbrahim Uslu’dan yerel seçimleri değerlendirmesini istedi.
CHP’yi “sola dönmek isterken sağa yanaşıyor; yapması gerekenin tam tersini yapıyor. Seçmen gerçek muhafazakar partiler dururken neden çakmasına oy versin ki!” diyerek eleştirdi.

“CEMAAT KENDİNİ BOĞA ZANNEDEN KURBAĞA GİBİ”

Cemaat seçimlerde aktif oyuncu rolüne büründü. Fakat oranları etkileyebilecek bir gücünün olmadığı anlatışdı. Nil Gülsüm de ”Cemaat kendi gücünü çok mu mübalağa etti?” diye sordu. Uslu analizinde Cemaat’i boğaya özenen kurbağaya benzetti:
“Bence ‘cemaat’ boğaya özenen kurbağa gibi. Ben başından beri Gülen örgütünün boğa değil kurbağa olduğunu söyleyenlerdenim. Nitekim öyle olduğunu da gördük. Cemaat, kimilerini boğa olduğuna ikna etmişti. Hikayede kendini hava ile şişiren kurbağa patlayıp ölüyordu. Şimdi patlamadıysa bile cumhurbaşkanlığı ve genel seçim sonrası cemaat de patlayacak. İktidarın gücünü iktidarın rızasıyla kullanıyor olmaktan kaynaklanan gücü, kendilerinin çok kudretli olmalarına vehmettiler. Artık AK Parti’nin kendi kitlesiyle kurduğu ilişkiye zarar verme olanakları kalmadı. Bundan sonra yine entrikaları olacaktır ama sonuçta hiçbir şey olamazlar.”

RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ


http://www.medyagundem.com/gulen-orgutu-hakkinda-bugune-kadar-yapilmis-en-carpici-tanimlama/
Gülen örgütü ne zaman çökertilecek?

Gülen örgütü ne zaman çökertilecek? Nisan 21, 2014    

Son “Gülen” kim olacak?

ABDURRAHMAN DİLİPAK/YENİ AKİT
Gülen örgütünün çökertilmesi için önce Haziran ortalarının beklenilmesi gerek. Sonra Ağustos ortasını..
Önce okullar tatil olsun. Herkesi evine dönsün.. Yurtlar boşalsın. Üniversiteler tatil olsun. Üniversite sınavları tamamlansın, çocuklar finallerini tamamlasın, herkes karnesini alsın, sonra..
Meclis tatile girsin. Milletvekilleri, seçim bölgelerine gitsin..
Cumhurbaşkanlığı adaylık tartışmaları bitsin, herkes eteğindeki taşı döksün. Hatta seçim sonuçlarını görelim.
Askeri şura yapılsın, sonra..
Himmet işine bulaşanları uyarıyorum, böyle bir yapılanmaya yardım ve yataklık etmekten suçlu bulunabilirsiniz.. Bu iş sadece kayıt dışı mali bir operasyon olarak bile ciddi anlamda suç oluşturur.. Abiler, ablalar, çok masum bir iş yaptıklarını düşünüyor olabilirler ama, aslında bu karanlık ve kirli oyunun bir parçası olduklarının farkına varmaları gerek..
Bütün “imam”lar, “mütevelliler” açısından da durum aynı! Bu yapı, kendinden saydığı herkesi, müşterek ve müteselsilen, ama izole bir şekilde birbiri ile ilişkilendirmiş.. Opus Dei örgütlenmesi. Masonik bir yapı. Komünistlerin hücre yapılanmasına da benzetilebilir..
Bu zincirin hakları durumunda vakıf ve derneklerin yöneticileri, üzerlerinde bu mali fonların hesapları, tapuları olan herkes aslında bir anda kendini sanık sandalyesinde bulabilir..
Diğer bir önemli konu da, himmetle toplanan paraları kullanan iş adamları var. Ya da kamudan, dış ülkelerden aldıkları ihaleler konusunda himmete  ödeme yapan şirketler var.. Onların durumu da kritik.. Kendi öz malları bile paralel yapının örtülü işletmesi gibi görülerek el konulabilir.. Çünkü aynı durumda olan işletmeler var.. En azından muhasebe / kayıt dışı bir para aktarımı var.. Kayıt dışı bir para kullanımı var. MASAK’ın ilgi alanındaki suçlar bunlar.
Para ve mallarına el konulmasa bile, birileri bu durumda çok ağır cezalar ödemek zorunda kalabilir..
Çok ciddi anlamda, özellikle de son 5-10 yıl içinde bu kişilere ciddi anlamda arazi ve bina tahsisleri yapıldı.. Teşvikler uygulandı.. Bunların neden ve nasıl yapıldığına bir bakmak gerek..
Bütün bunlar olurken, çocuğunu bu okullara, dersanelere gönderiyor, onların yurdunda kalıyor diye, herkesin suçlanmaması da gerekir.. Zaman okuyor diye her esnafın karşısına dikilmemek gerek.. Sapla samanı ayırmak gerek.. Ya da Asya Finans’ta hesabı var diye de herkes suçlanmamalı. NT’ye mal veren, alımını paralel şirketlerden yapanların da suçlanması doğru olmaz..
Himmete düzenli ödeme yapan kamu görevlilerinin ve iş adamlarının takibe alınması gerek bana göre.. Bunlar arasında sahte diploma ile, sınav sonuçları ellerine tutuşturularak işe alınanlar, önlerindeki kişilerin sicilleri ile oynanarak yerinden edilen kişilerin yerine gelenler, kamu kaynaklarını paralel yapıya aktaranlar, bunu engellemeye çalışanlara baskı uygulayarak yerinden edenlerin de yaptıkları yanlarına kâr kalmamalı elbette..
Bunların birden fazla yerli ve yabancı kimliği, pasaportu olabileceğini de hesaba katmak gerek.. Takiyeci olduklarını da unutmamak gerek..
Sanırım asıl kripto kişiler ve profesyoneller üzerinde yoğunlaşmak daha doğru olur.. Hatta sempatizanların büyük bir bölümünün bu işler hakkında bilgi sahibi olmaları da beklenmez.. Onlar din etiketi ile etiketlenmiş bir fantezi, hayal dünyasında yaşıyor olabilirler..
Sanırım hükümet, hem okul-dersane, yurt konusunda erken bir operasyonla öğrencilerin paniklemesini istemiyor, hem de cemaat denilen yapının gevşek halkalarının zincirden kopmasını bekliyor..
Tabi bu arada dikkat etmek gerek, cemaat, zaten sanal kişilikler ve sahte kimlikler üzerinden yürütüyor bazı işlerini. Banka hesapları bile sanal kimliklerle ilişkilendirilmiş durumda.. Bu süreçte asıl sorumluluklar geri çekilip, yedekler öne çıkartılmak istenebilir.. Bu süreçteki gelişmelerin yakın ve sıcak bir şekilde takibi ve bunların içerideki ve dışarıdaki bağlantılarının takip edilmesi gerekir..
Daha önce de yazdım. Tek bir paralel yapı olmadığı gibi, paralelcilerin paralel yapılanmaları olduğu da unutulmamalı..
Ergenekoncuların paralelcilerden intikam almak için, paralelcilerin Ergenekonculara yaptığı haksızlıklar, bu kez Ergenekoncular eli ile paralelcilere de yapılmamalı..
Yani, “düşmanımın düşmanı, her zaman benim dostum olmayabilir.
Elbette yapanın yanına kâr kalmamalı ama bir topluluğa olan öfkemiz bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmemeli..
Bana kalırsa bu paralel yapı mensupları hakkında da “etkin pişmanlık” kuralı uygulanabilir..
Cemaat” artık şunu anlamalı. Deşifre oldular. Oyun bitti. Yaralı ata kimse oynamaz.. Zararın neresinden dönülürse kârdır..  Dünya ve ahiretinizi daha fazla riske sokmayın.. Yol yakınken dönün. Bu saatten sonra bu işin geri dönüşü yok. Bu projenin ne içeride ve ne de dışarıda hiç bir uygulama şansı kalmadı.. Benden söylemesi yine de siz bilirsiniz..
Selam ve dua ile..
YAZININ KAYNAĞI İÇİN TIKLAYIN

http://www.medyagundem.com/gulen-orgutu-ne-zaman-cokertilecek/