HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

29 Mart 2014 Cumartesi

Yılın itirafı

Bir dönem hocanın yanından ayrılmayan, danışmanlığını yapan, bütün imamların üzerinde olan Kanada’dan her şeyi TAKViM’e anlattı
 
Yılın itirafı29 Mart 2014
 
* Cemaati kim kurdu?
* Pensilvanya'da güvenlik önlemleri neden artırıldı?
* Ordunun cemaatteki gölgesi kimdi?
* Hoca, kimi görünce ayağa kalkardı?
* Altunizade'deki merkeze kimler gelir-giderdi?
* ABD'li petrol şirketinin bastığı Risale-i Nur'ları gemisiyle taşıyan ve zengin olan armatör kimdi?
* Cemaate asıl parayı veren, hangi ünlü Türk işadamıydı?
* Gülen, yabancı istihbarat servisleriyle nasıl tanıştı?
* Bank Asya'yı kuran Yahudi fonu hangisiydi?
* "Sağ" görüşlü insanların öldürülmesi için suikast emrini kim verdi?
* Cemaatin 5 kasasından birini öldürmek amacıyla harekete geçen DHKP-C'yi kim son anda durdurdu?
* Hoca, gizli görüşmeleri neden birebir yapardı?
* Cemaat, hangi sorunları çözmek için, kime ne kadar rüşvet ödedi?
* Hoca, kimler için"Dinlensin" emrini verdi?
* Hangi devlet adamlarına kadın servisi yapıldı?

YARIN TAKViM'DE
İşte tüm bu soruların cevabını ve daha fazlasını, bir dönem Fethullah Gülen adına sır görüşmeleri yapan açıkladı. TÜRKiYE'Yi SARSACAK OLAY RÖPORTAJ Bu akşam YAZ-BOZ'da, yarın TAKViM'de...
 
Yeşil darbe
F.GÜLEN 'İN SAHTEKARLIK BELGESİ
Yeşil darbe
 
TAKVİM yazdı, yetkililer harekete geçti. , Gülen'in 1990 yılında aldığı yeşil u iptal etti. Gerekçe de önemliydi: Pasaport sahte belgeyle verildi

Pensilvanya'daki malikanesinden Türkiye'deki paralel devleti yöneten 'in bir usulsüzlüğü daha kanıtlandı. İlk kez TAKVİM tarafından gündeme getirilen Gülen'in yeşil u, geçersiz sayıldı. , Gülen'in 1990 yılında aldığı yeşil pasaportu dün iptal etti. TAKVİM, Diyanet'ten istifa ederek ayrılan ve ilkokul mezunu olan Gülen'in 21 Mart 1999'da yeşil pasaport ile ABD'ye gittiğini yazdı. Ancak Gülen Diyanet'ten ve vaizlikten emekli değildi. Yani yeşil pasaportu alması imkansızdı.

DOSYASI TEKRAR İNCELENDİ Bu haber üzerine Pasaport ve Güvenli Belge Daire Başkanlığı düğmeye bastı. Diyanet'ten hocanın dosyasını istedi. 1990 yılına ait dosyanın 682'nci sayfası incelendi. İncelemede, evrak kayıt, sayı ve tarihinin doğru olduğu ancak ilgi (c) sayılı yazı ile gönderilen evrakın içeriğinin Gülen'in özlük dosyası içeriğine uymadığı ve gerçeği yansıtmadığı tespit edildi. 5682 sayılı Pasaport Kanunu'nun Ek-4'üncü maddesine göre Gülen'in yeşil pasaport almasının imkansız olduğu anlaşıldı. Yani hocanın pasaport için yaptığı başvuru usulsüzdü. Gelişme üzerine Pasaport ve Güvenli Belge Daire Başkanlığı, Gülen'in pasaportunu yok hükmünde saydı. Karar hemen Erzurum Valiliği'ne iletildi. Valilik de dün Gülen'in yeşil pasaportunu iptal etti.



ALMASINA İMKAN YOKİlkokul mezunu olan Gülen, Diyanet'ten ve vaizlikten emekli değildi. 20 Mart 1981'de Diyanet'ten istifa etmişti. Bu nedenle Gülen'in yeşil pasaport hakkı yoktu. Ancak devlet içine sızan paralel yapı, sahte evrak düzenleyip hocaya yeşil pasaport verdi.

İTALYAN İŞİDÜNYANIN bir ucundan paralel yapılanmaya talimat veren Gülen, yabancı medyanın da ilgisini çekti. İtalyan La Repubblica gazetesi, Gülen'le röportaj yaptı. Hoca, paralel örgüte "parelel" açıklamalarda bulunurken, dönüş sorusuna yine aynı yanıtı verdi. Gülen, "Türkiye'ye neden dönmüyorsunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Kendimi ABD'de daha iyi hissediyorum. Doktorların tavsiyesini izleyip, burada kalmayı tercih ediyorum" dedi. Bu arada Gülen, Papa'yı da unutmadı. Hoca, "Diyalog; önyargıları yıkmak ve insanlar arasındaki yanlış anlaşılmaları gidermek için etkili bir araçtır. Papa Francesco ile henüz bir iletişimim olmadı. Ancak kendisinin tüm dünyada hayranlık ve memnuniyetle karşılandığını görebiliyorum. Aynen bizim öğütlerimizde olduğu gibi" dedi.

http://www.takvim.com.tr/Guncel/2014/03/29/yesil-darbe
Kıyamet kopacak! Gülen’in yeni ses kasetleri Türkiye’yi sarsacak!

Kıyamet kopacak! Gülen’in yeni ses kasetleri Türkiye’yi sarsacak! Ocak 30, 2014    
MEDYAGUNDEM.COM- Türkiye’de bu kez “kıyamet” kopacak. Paralel örgütün resmen Türkiye’de darbeye soyunduğunun kanıtı olan şok ses kayıtları internete düştü.
Fethullah Gülen’in yeni ses kasetlerinde yok yok…
İşte ses kayıtlarının dökümü:
gulen-kaset-dokum
gulen-kaset-dokum1
gulen-kaset-dokum2
23 KASIM 2013 TARİHLİ KONUŞMA
Fethullah Gülen 23 Kasım 2013 tarihli konuşması kan donduracak bir detay dikkat çekiyor. İnternete düşen bu ses kaydında Fethullah Gülen’le telefon gösrüşmesi yapan kişi “Bu arada arkadaşlardan rapor alırken 3 arkadaş rüya anlattı daha çok rüya var da efendimiz aleyhiselam ile zataliniz tek tek il il teşrif bulunmuşsunuz bir efendimiz tweetleri ikiye katlayın buyurmuş beraber buyurmuşsunuz bir de toplu hacet namazlarına iştirak etmişsiniz hocam” diyor. Bunu üzerine Fethullah Gülen de “Siz de böyle yapın inşallah” diyor.

İşte 23 Kasım 2013 tarihinde yapılan konuşmanın dökümü;
- Bu arada arkadaşlardan rapor alırken 3 arkadaş rüya anlattı daha çok rüya var da efendimiz aleyhiselam ile zataliniz tek tek il il teşrif bulunmuşsunuz bir efendimiz tweetleri ikiye katlayın buyurmuş beraber buyurmuşsunuz bir de toplu hacet namazlarına iştirak etmişsiniz hocam

Fethullah Gülen: Siz de öyle yapın inşallah

- Bir de hocam Burdur milletekili çok müsvet konuştu bunun gibi benzeri durumlarda mahalli il ve ilçelerde il başkanları var partinin ileri gelenleri var mesela Burdur milletkelili istifaya kadar gidecek bir duruş sergilese

Fethullah Gülen: Çok önemli değil esasen İdris Bal gibi yapsalar uzaklaşsalar ne olur yani milletvekilliğinden olacak değil ya zaten seçimlerde aday olarak koymayacaklar yani.

- Muhammet Beyin İlhan abinin tutumu davranışı onlşardan hiç ses çıkmıyor diyor arkadaşlar onlarla ilgili bir şey denir mi, der misiniz?

Fethullah Gülen: Evet onlar da deseler zaten artık ipler kopmuş önemli değil yani bundan sonra milletvekilliğini elinden alacak hali yok

- Bir de Ankara’da 3 bin dernek temsilcisi yani 3 bin dershanenin temsilcisi 3 tane büyük dernek basın toplantısı yaptılar baya katılım ciddi oldu ses verici oldu televizyonlar da falanda gösterdiler akşam haberlerde bakarsınız hocam. Dün buyurmuştunuz ya diğer dernekler de şey yapsın, duanız yerine geldi onlarda iştirak etti efendim.

İŞTE YOUTUBE YÜKLENEN O SES KAYITLARI

1. SES KAYDINI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ…

2.  SES KAYDINI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ…

3.  SES KAYDINI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ…

4.  SES KAYDINI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ…

5. SES KAYDINI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ…

http://www.medyagundem.com/kiyamet-kopacak-gulenin-yeni-ses-kasetleri-turkiyeyi-sarsacak/
Yer yerinden oynuyor! Kod adı: Ananas!

Yer yerinden oynuyor! Kod adı: Ananas! Ocak 13, 2014    
MEDYAGUNDEM.COM- Yer yerinden oynuyor! Şimdi de Fethullah Gülen’in “kasetleri” ortaya çıktı. Sosyal medya yıkılıyor.

Gülen’in bir “hocaefendi”den çok “holding patronu” ya da bir “parti başkanı” gibi yağdırdığı talimatlar, ilk kez onun bu yüzünü Türkiye’nin görmesini sağlayacak.

Fethullah Gülen’in birçok önemli kişi ile yaptığı görüşme, soundcloud.com adlı sitede yayınlandı.
Mustafa Koç ile ilgili yapılan görüşmede Fethullah Gülen, Mustafa Koç’a yapılan vergi denetimleri ile ilgili “Bir şey yapamazlar” diyor ve temaslarla ilgili “büyük patron bilmesin” ifadesini kullanıyor.
Bank Asya ile ilgili ses kayıtları ise tam bir şok. Başbakan Erdoğan’a edilen hakaretler mi dersiniz, Bank Asya’yı kurtarma operasyonu mu ararsınız, bir medya patronuna verilen talimatı mı sorarsınız… Yok yok…

Bu görüşme dışında  “Kasım 2013 FG Turgay Ciner Ve Ali Sabancıya Talimat, Ekim 2013 FG Mustafa Koç, Takip – Sponsor – TUSKON, Aralık 2013 FG Bank Asya Talimatı/ BDDK’da adamlarımız var, FG Thy Para Çekmesi” başlıkları ile telefon görüşmeleri internete yüklendi.

Sosyal medyaya damga vuransa “ANANAS KUTUSU” oldu. Herkes onu soruyor; nedir bu ananas şifresi?

İŞTE O SES KAYDININ KONUŞMALARI

Alo
- Aloo
 
- Tamam bir görüşeyim dedi ama uzun olmasın tamam mı
 
- Tamam
 
- Fettullah Gülen: Efendim.
 
- Hürmet ederim efendim inşallah daha iyi afiyettesinizdir
 
- Fettullah Gülen: İnşallah
 
- Bu Aziz Bey vardı efendim. O gelecek olan beyefendi.Pasaportunu elden almak için rica etti. Pazartesi günü verecekler
 
- Fettullah Gülen: Kimin dediniz?
 
- O Bursa’dan gelecek olan Aziz Bey. Osman Hoca söylemişti Hocam.
 
-Fettullah Gülen: Ha Tamam evet hatırladım evet tamam peki
 
- Ali Sabancı’yla beraberdim dün Hocam. Çok Selamları var. Sağlığınızı sıhhatinizi sordu. En çok da o arayıp sordu bu süreçte.Ceyda Hanım bir mektup verdi. O da o şekilde telefonla olmayabilir dedi.
 
Turgay Ciner Bey’e uğradık bugün. Hasan beyle bir koşe yazarının menfi yazı yazma durumu vardı. Onu öğrenmiştik. Kendisini aradık. Bizzat devreye girdi. “Bu gazetede aleyhinize hiçbirşey çıkamaz” dedi. Hepsi bunların ‘Hizmet Müessesesi’ dedi. “Büyüğümüzün (Fettullah Gülen) aleyhine de ben burada bir şey çıkartmam” dedi.Öyle güzel bir görüşme geçti efendim kendisiyle.
 
- Fettullah Gülen: Çok iyi. Allah Razı olsun
 
- Bu dostlarımıza Uganda’dan ananas falan gelmiş. İşte efendim onlara göndermiştim. Bugün teşekkür mektubu yazmış o Koç. Adamı da aradım. Yardımcısıyla görüştük. Bu iftar meselesini de orada tekrar görüşürken Mustafa (Koç) Bey’in Adnan Bey Polat’ın aramasından rahatsızlık duyduğunu ifade etti efendim. Ben Süleyman abiyle de paylaştım bunu, söyledim kendisine. herhangi bir şey olursa ben görüştüreyim, Federasyon Başkanı’nı da tanıştırdık zaten dedim. Siz arada kalacak olursanız bizim üstümüze atın en azından. Siz kötü olmayın Adnan Bey’le dedim. Böyle bir şey çıktı ortaya hocam.
 
- Fettullah Gülen: Meseleyi çözün bence. Yumuşakça inşallah.

RAFİNERİYİ KİME VERELİM

- Bir de efendim rafineri meselesini ben şeye götürmedim. Koç’a. Fatih Baltacı Bey o ortağı olan iki ayrı ülkedekilerle görüştü. İlgilenmiyorlar. Akın İpek Bey’e söyledim. O da ilgilenmiyor. Bu ayın 8′inde de müraacat etmek için son tarihi. Onlara bildirelim mi bunu Koç’a . Başka bir alternatif gelmedi aklımıza.
 
- Fettullah Gülen: Evet olabilir bence de. Gönüllerine girmiş olursunuz.
 
- Başüstüne hocam.
 
- Hürmet Ederim. Allah’a afiyetler versin inşallah
Fettullah Gülen’in Bank Asya’ya para yatırılması ile ilgili talimatları: BDDK’da adamlarımız var.

Görüşme Tarihi: 21 Aralık 2013

- Aloooo
 
- Buyur
 
- Ya Abdullah Bey.
 
- buyur Abdullah
 
- Bi saniye burda bi Şivan sana bi şey söyliycek.
 
- Söylesin
 
- Aloo. Abi.
 
- Efendim
 
- Ben Osman.
 
- Buyur.
 
- Nasılsınız abi, iyisiniz inşallah.
 
- Teşekkür ediyroum sağolun.
 
- Abi bu Bank Asya’yla alakalı bir Başbakan’ın talimatıyla Bank Asya’ya girilme durumu vardı da. Onunla alakalı arkadaşlar bir değerlendirme yaptılar. Toptan teknik olarak bir şeye imkan var mı diye. Normalde mümkün değil dediler. Olsa bile kademelerde arkadaşlar var. Bunların hepsinden geçiyor olması lazım. Ben de onları anlattık. Fakat bir çözüm önerisi olarak bir şey söylemişler notlarımın arasında. bunu da sizinle paylaşmamı istedi. Diyor ki abi arkadaşlar yani herhangi bir şekilde bize bakan yönüyle BDDK yönüyle bir sıkıntı olmaz ama arkadaşların tavsiyesi şöyle. Bank Asya hakkında bir söylenti, şayia çıkması banka açısından çok tehlikeli. Şu anda twitterdan bunu yaymaya çalışıyorlar. paranın çekilmesi vs ile alakalı endişeler vatandaşta oluşursa mudilerde, daha önceden böyle bir uygulama yapmışlar mesela
 
- Biliyorum. Mesela 2001′de oldu.
 
- Bize değil de bir başkasına da yapmışlar. O bankayı batırmışlar mesela. Dolayısıyla böyle bir şey tehlikeli olabilir. Şöyle bir şey teklif ediyor arkadaşlar. Bunu çok yaymadan 10 tane büyük işadamı abiyle paylaşılsa da bunlardan 5 tanesi veya 10′u bir şekilde 300 milyon TL kadar mevduat getirseler bankaya ve 5 tanesi de kağıt üzerinde Asya Emeklilik Şirketi var ya abi,
 
-Evet
- Bir kısmını da bunlar satın alsalar. Buradan da 300 milyon TL gibi bir giriş olsa bu durumda şey iyicene sağlamlaşır. Bunların girmesinin önü kapanır. Dolayısıyla Hocaefendi bu yapılabilirsa yapılsın dedi. Size söylememi istedi.
 
- Bana söyledi de ben detayını bilmiyordum. Bu işin tekniğini yani o bankada teknik olarak kim bilir?
 
- Şöyle abi, bizim bi ekibimiz, sizin adınıza biz bir ekip kuracaktık ya arkadaşlar destek verecekti.
 
- Ha anladım
 
- 3 kişi bir araya geldiler Orada Yakup diye bir arkadaşımız vardı. o sivil bir arkadaşımız. Onlar biraraya geldiler. Bunların bu ihtimaline binaen biz BDDK olarak durumumuz nedir, nasıl koruruz diye.
 
- Mesela şimdi orada Zafer Bey var. Zafer Beyle kim görüşecekse görüşse Zafer Bey bize ne yapılması gerekiyorsa anlatsa. Yönetimde ya.
 
- Zafer kim abi?
 
- Orada (BDDK) Yönetim Kurulu’nda ya. Teknik arkadaş.
 
- Bununla alakalı olabilir. O da olur ama teknik dili konuşan Ahmet de olabilir.
 
- O zaman ya Ahmet olsun ya Zafer
 
- Tamam. aynı dili konuştuklarından teknik bi şey olacaksa Ahmet olursa size daha rahat izah edebilirler bunlar.
 
- Olsun. O izah etsin o zaman
 
- Dolayısıyla. Tamam. Yani işadamlarının bulunması ve bu iki husus diyorlar bankayı daha kemikli hale getirir. Dolayısıyla bu süreci baltalar. Bu süreçte böyle bir duruş sergilememizde fayda var diyorlar çünkü fon açısından biraz daha bankanın mevduata ihtiyacı var diyorlar. Hocaefendi bunu yapalım o zaman dedi. “Şu süreçte bir zarar görmemek için bunu yapalım” dedi. Ama normal şartlar altında endişeye mahal bir durum yok. Çünkü orada Başkan Yardımcısı’nı geçmeleri lazım. Daire Başkanı’nı geçmeleri lazım. Onun altında Daire Başkan Yardımcısı’nı geçmeleri lazım. Bunların hepsi bizim arkadaşımız. ama olur da yani bir talimat gelirse endişesinden dolayı bunu yapıyoruz.
 
- Mühim değil. Ben anladım. Sizin ilgili arkadaş görüşsün. Bize mesela yarın nasıl ulaşacaksa ulaşsın. Yarın ilgili arkadaş teknokrat arkadaş bizi bilgilendirsin.
 
- Tamam. bizi bilgilendirsin derken Ahmet’i çağırıp ona mı söylesinler abi, yoksa
 
- Tabi Ahmet’e söylesinler. Ahmet bizi bilgilendirsin.
 
- Tamam. öyle yapalım. Tamam abi
 
- Teşekkür ederim.
 
- Görüşmek üzere kolay gelsin

Fettullah Gülen’in Mustafa Koç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Mehmet Nazif Zorlu ve TUSKON ve İş Takibi ile ilgili talimatları

Görüşme Tarihi: 14 Ekim 2013

- Aloo
 
- Fettullah Gülen: Efendim
 
- Efendim hürmet ederim. Bir iki husus vardı efendim müsaade ederseniz arzetmek istiyordum. arzetmek istiyordum
 
- Fettullah Gülen: Buyrun
 
- Zatıalinizle görüştükten sonra geçen gün Mustafa Bey aradı Koç. Sizin orada başkentteydi (Washington) bir süredir. aile içinde de teyit ettiler dedi. Memnuniyetle biz sponsor olmak istiyoruz buna dedi. Kendisi de bizzat bulunmak istiyor efendim. Adnan Polat Bey de kendisini aramış efendim o görüşmeden sonra. Süleyman abi de teyit etti onu. Bu şekilde bilgi vermek istedim o konuyu.
 
- Fettullah Gülen: Evet iyi olmuş. Yani onların bulunması da iyi. Vaka onlara karşı da yukarıdan bir tavır var da. Fakat mali şeyleri karışık yoksa problem olabilecek yanları yoksa bi şey yapamazlar yani. Üzerlerine müfettişler salınsa bile bi şey yapamazlar.
 
- Rahat duruyorlar efendim.

BÜYÜK PATRON BİLMESİN

- Fettullah Gülen: Evet. Zannediyorum tedbir aldılar. Haberdardılar.
 
- Evet Efendim. Teşekkür ettiler efendim o hususta. Davetiye taslağı gibi kendisini istişare makamında şeyler yapalım mı efendim. Temas yapalım mı bu konularda.
 
- Fettullah Gülen: İyi olur. ama şey, Büyük Patron pek bilmesin. Onunla temasımızı çok bilmesin.
 
- Başüstüne efendim. O konuda zannedersem bir takip altındayız. Ben bazı hususlar var. O gelen arkadaşlar zatıalinizin o tarafa geldiler. Geçen başıma bir vakıa geldi. Onları aktarıcam efendim. Size de gelip aktarıcam. Zannedersem o konuda takip ediyorlar orayala alakalı.
 
- Fettullah Gülen: Doğrudur
 
- O gittiğimiz gün akşam bazı şeyler oldu da efendim. Telefonlar geldi. Bir de efendim bu Uganda Devlet Başkanı’ndan haber geldi. Orda bir rafineri meselesi vardı. Uzun süredir gündemdeydi. Çıkarmamışlardı. Türkiye’den büyük bir firma getirirseniz memnun oluruz dediler. Onlara (Koç holding) teklif edelim mi edelim. Onların da ilgisi var bu konuya.
 
- Fettullah Gülen: Onların dışında başkası öyle ağır bir yükün altına girebilir mi?
 
- O yükün altına girebilecek bizim çevremizde pek bildiğimiz bir insan yok efendim. Türkiye’dekiler de büyükler efendim genelde içerde şeylere giriyorlar. Onlar sizin göstereceğiniz insanlarla ortaklık yapmak isteriz gibi bir üslupları da var. İsterseniz biraz daha çalışalım Öyle şey yapalım.
 
- Fettullah Gülen: Öyle yapalım. Biraz da böyle dediğimizi yapacak, diyeceğimiz şeyleri derken rahat olabileceğimiz birisi olsa daha iyi olur. Olmazsa onları tercih ederiz.
 
- Başüstün efendim. bir efendim bu Mehmet Nazif Bey’in büyük bir işi vardı. Çinliler alacak gibiydi. Sonra başka iki işi onlara vermiş. O iş için dışişleri bakanı tekrar davet etti bayram sonrası gelseniz dedi bu işi alabilicez dedi. O konuda nasıl yapalım. Gidelim mi Nazif Bey’le tekrar?
 
- Fettullah Gülen: Olaiblir. Nazif Bey’i de sıkı tutmak lazım.
 
- Başüstüne efendim. Görüştük Hacca gitmeden. Bir de efendim twitter’da TUSKON’la alakalı bir kampanya yapıyorlar. Müspet gibi görünüyor ama farklı bir siyasi içerikten atıyorlar mesajları. Kapatılmayla iligili malum gündem şeyleri söylüyorlar. O konuda müspet bir mail atıp, onun gündemmizde olmadığını, ülkemize hizmete devam ettiğimizi falan söyleyip. çünkü yanlış insanları heyecanlandırır tarzları var. Böyle bir şey yapsak müsaade ederseniz.
 
- Fettullah Gülen: Kapatma ne?
 
- Daha önce bir Önder Bey Malatya mahreçli bazı haberleri geçmişti. İşte dersanelere karşılık TUSKON’un kapatılması gibi haberler geçtiler. Üzerinde durmadık o zaman.
 
- Fettullah Gülen: Onların elinde mi öyle bir şey yapmak?
 
- Yani mümkün değil efendim bu. Sivil toplum kuruluşu. Denetlerler. En fazla kamu yararımızı almaya çalışırlar elimizden ama kendi kayıtlı teşekkür ve takdirleri var. Herşeyi de bakanlıklarla müştereken yapıyoruz. yani gayrı-cebri bi şey olmazsa herhangi bir şey olmaz efendim.
 
- Fettullah Gülen: O zaman o yapmak istediğiniz şeyi yapın inşallah.
 
- Başüstüne efendim
 
- Fettullah Gülen: Allah afiyet versin
 
- Hürmet ederim.
 
- Fettullah Gülen: Bayramınız mübarek olsun.
 
- Allah razı olsun. Ellerinizden öperim. Bayramınızı tebrik ederim hocam.
 
- Fettullah Gülen: Arkadaşlara selam söyle. İsmail Bey burdaydı dün.
 
- Bahsetti efendim. O Şükrü Beye de çok teşekkür ediyrouz. O kendisi bilet almış. Israrla görmek istedi. Ben de Mehmet Yaşar Bey’e yazdırdım. O da çok memnun olmuş. Teşekkür etti efendim.
 
- Fettullah Gülen: Estağfirullah. Öyleydi yani. Geçen de memnundu. Bi daha gelince çok kalırım dedi bana.
 
- Allah razı olsun hocam. çok iyi oldu. Hürmet ederim.
Bank Asya’ya para yatırılması ile ilgili talimatları. Hüseyin gülerce’nin Sulh yazısı ile ilgisi olmadığını anlatıyor.

Görüşme Tarihi: 25 Aralık 2013

- Aloo
 
- Fettullah Gülen: Efendim
- Efendim hürmet ederim. Bu Ali Bey’in işyeriyle alakalı bu büyük müşterilerden bir kaç tanesi almış yani almış şeylerini. tabi o bayağı büyük. bunlar içerisinde henüz belli olmayan THY var bir de Banka var. O da alırsa biraz zorlanacak gibi görünüyor. Acaba biz bu arkadaşlarla beraber olacağız birazdan onlarla böyle usturubuyla görüşsek böyle önde gelen olanları 2001′de olduğu gibi şeylerini yatırmalarını istesek uygun olur mu?
 
- Fettullah Gülen: Ben size demiştirm o elinizdeki şeyler olmuyor mu?
- Onlar küçük kalıyor efendim.
 
- Fettullah Gülen: Öyle mi?
- Evet. Yani bu büyük. Bayağı büyük. Böyle yani bayağı bi arkadaşların da paniğe maniğe sevketmeden külli şeyin olması ancak o şeyleri kapatabilir.
 
- Fettullah Gülen: Var mı? yolu var mı onun?
- İşte efendim şu anda bazıları mesela şimdi ihtiyaçtır deyip kendileri aramış. ama biz bunu aşarız diye bir hafta içerisinde şey olmuş ama fakat şu andaki görüntü THY ne yapacak belli değil? Büyük. 300 küsur. Bir de o Banka’nın 300 küsur. Öyle büyük toplu şey yaparlarsa o şeymiş. yapma ihtimalleri çok yüksek şu anda. Çekme ihtimalleri.
 
- Fettullah Gülen: Ne yapılabilir?
- Efendim arkadaşlarla görüşerek, arkadaşlar bu yakın çevrelerin yani şeylerini oraya 2001′de olduğu gibi yatıracaklar.
 
- Fettullah Gülen: Mümkün mü o?
- İşte o daha önceden malumalleri yapmıştık zatıalinizin tensibiyle 2001′de.
 
- Fettullah Gülen: Yapın. Yapın. hiç ahesteler hissetmeden çarçabuk hemen yapın. Çarçabuk.
- Başüstüne efendim. Bir de efendim bugünkü şeyle alakalı, bugünkü Hüseyin Gülerce’nin yazısı o sulh mü o zatıalinizin bilgisi dahilinde mi yoksa kendiğilinden mi yazdığı bir şey?
 
- Fettullah Gülen: Hatırlayamadım. Nedir O?
- Efendim 3 şart koşuyor. 1. yolsuzlukların üzerine gidilsin diyor. Yani paralel yapı varsa onları tasfiye edebilir. 2. Dedikodu gıybet etmeyelim. Bu bütün ülkeyi rahatsız ediyor. Sulh yolunu teklif ediyor.
 
- Fettullah Gülen: Önemli değil.
- Başüstüne
 
- Haberim yok. Siz şimdi o meseleyi halledin. O meseleyi halledin.
- Başüstüne efendim. Hürmet ediyorum. Allah sağlık sıhhat versin.
 
Devlete paralel sızma için alarma geçin!

Devlete paralel sızma için alarma geçin! Mart 28, 2014    
MEDYAGUNDEM.COM- Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekası ve güvenliğinin öncelikli tehditi haline gelen, devlete ve millete savaş açmış Gülen örgütünün yıllardır sınav sahtekarlıkları da tartışılıyor.
Bu kapsamda devletin acilen önlem alması gereken bir konuda KPSS sınavları…
2012 ve 2013 yıllarında yapılan KPSS sınavı ile personel alımı yapılmamalı. Çünkü paralel örgüt üyeleri memur, uzman yardımcısı, denetçi yardımcısı olarak kamuya girebilmek için uğraşıyor.
2010, 2011, 2012, 2013 sınavları KPSS sorularının paralel örgüt üyelerine dağıtıldığı ve bu sınav sonuçlarına göre kamuya memur ve üst düzey personel olmak için açılan uzman yardımcılığı sınavlarını bekledikleri herkesçe bilinen bir gerçek.
Hatta 2012 KPSS sınavı sonucuna göre Mayısta yapılacak ÖSYM yerleştirilmesi bile yapılmamalı, 2014 yılında paralellerin eline geçmeyen sorularla sınav yapılmalı ve memur alımı bu şekilde gerçekleştirilmeli…
Takvim gazetesinde çıkan haberde 2012 yılında KPSS sınavında soruların cevaplarının yazılı olduğu kağıtla yakalanan paralele yer verilmiş..
Kamu kurumları 2014 sınav sonucundan önce 2012 ve 2013 sınav sonucu ile hiç bir şekilde personel almamalı.
2014 yılı KPSS sınav sonucundan önce memur almak paralellerin devleti ele geçirmesine yardımcı olmaktır….
Başbakanlık’ın kamu kurumlarının uzman yardımcısı alımlarını Başbakanlık’a sormadan alınmasını yasaklaması ilk adımdır…
Hiç bir kamu kurumu 2014 KPSS’den önce personel almamalıdır….
http://www.medyagundem.com/devlete-paralel-sizma-icin-alarma-gecin/
İşte Gülen örgütünün oy istediği CHP
CHP’liler Ankara’da başörtülülere saldırdılar!

CHP’liler Ankara’da başörtülülere saldırdılar! Mart 28, 2014    
CHP’nin bugün Ankara Tandoğan’da yaptığı miting sonrasında çirkin görüntüler ortaya çıktı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara Tandoğan meydanında bir miting düzenledi. Miting sonrası dağılan kalabalık ortalıkta resmen terör estirdi. Ellerinde CHP bayraklarıyla sokağa inen bir gurup genç yoldan geçen araçların önünü kesip taciz etti. Başbakan Erdoğan’a hakaretler yağdıran gurup bununla yetinmeyip araçları tekmeledi.
BAŞÖRTÜLÜ KADINLARA KÜFÜR VE HAKARET!
Halak otobüsünün önünü kesen CHP’li gurup otobüsün üzerine çeşitli provokatif afişler yapıştırarak halkı kışkırttı. Otobüste bulunan başörtülü genç kızlara ağza alınmayacak hakaretlerde bulunan CHP’li gurup görüntüleri izleyenlerin kanını donduracak cinsten.
CHP ve GÜLEN ÖRGÜTÜNÜN TETİKÇİLERİ BUNA NE DİYECEKSİNİZ!
Gezi olayları sırasında sokaklarda terör estiren göstericiler Kabataş’ta başörtülü kadına cinsel tacizde bulunmuşlardı. Genç kadın göstericiler tarafından dövüldüğünü ve cinsel tacize uğradığını söylemesine rağmen CHP ve Gülen örgütünün tetikçileri tacizde bulunan vandalları savunmuştu. Gülen örgütünün ablaları tarafından kapı kapı dolaşarak oy istediği CHP zinniyeti bu defa Ankara Tandoğan’da çıktı. Kabataş’ta mağdur olan başörtülü kadının darp edildiğine dair hastane raporlarının olmasına rağmen inanmayan Gülen örgütü tetikçileri ve CHP Ankara’da yaşanan vandallığa ne diyecekleri merak konusu…

VİDEO
http://www.medyagundem.com/chpliler-ankarada-basortululere-saldirdilar/
ROK bu sabah Ciner’i uyardı akşam Altaylı’nın kellesi gitti!

ROK bu sabah Ciner’i uyardı akşam Altaylı’nın kellesi gitti!Mart 29, 2014    
MEDYAGUNDEM.COM- Bu sabah A Haber’de çıktığı canlı yayında Sabah gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, Turgay Ciner’e ve Aydın Doğan’a açık bir uyarıda bulunmuş, 31 Mart’tan sonra paralel terör örgütüyle ilişkilerinden dolayı devletin kendilerine hesap soracağını açıklamıştı.
MEDYAGÜNDEM de haberi “Turgay Ciner sarsılacak” diye verdi.
rok
Kütahyalı’nın bu çıkışının ardından Habertürk’te Fatih Altaylı’nın kellesi koptu.
Kulislere göre Turgay Ciner, Rasim Ozan Kütahyalı’nın çıkışı üzerine çıldırdı, Fatih Altaylı ile tartıştı, sonra da kelle koptu.
Her ne kadar  köşe yazmaya devam edeceği iddiası ortalıkta dolaşsa da bunun da  kesin olmadığı iddia ediliyor.
Ciner’in şimdi nasıl pozisyon alacağı, paralel örgütle mücadele safına geçip geçmeyeceği merak ediliyor.
http://www.medyagundem.com/rok-bu-sabah-cineri-uyardi-aksam-altaylinin-kellesi-gitti/

CHP lideri casusluktan yargılanır mı?
CHP lideri casusluktan yargılanır mı?Mart 29, 2014    
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığında MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler toplantı yapıyor. Toplantıda, Suriye’deki IŞİD tehdidine karşı alınacak önlemler ele alınıyor, Türkiye toprağı olan Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik bir saldırı durumunda neler yapılabileceği konuşuluyor. Yani devletin bekaası için yapılan çok gizli bir toplantı.
Bilgisayardan ortam dinlemesi
Herhangi bir dinlemeye karşı jammerlar devreye sokuluyor, cep telefonları dışarı çıkarılıyor. Ancak buna rağmen internete bağlı olmadığı düşünülen bir bilgisayar aracılığıyla ortam dinlemesi yapılıyor. Tam anlamıyla bir casusluk faaliyeti. Kısacası bu bilgiler dış güçlere servis ediliyor.
17 Aralık operasyonunun ardından her türlü ahlaksızlığa şahit olduk ancak bunun kadarına rastlamamıştık. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni yerle bir edebilmek için günler öncesinden hazırlanan çok büyük bir kumpas. Başbakan Erdoğan’ı siyaset sahnesinden silebilme amacı güden gözü dönmüşlük.
Bu operasyon önceki gün başlatılmadı. Daha önce Adana ve Hatay’da durdurulan MİT’e ait TIR’lara yapılan baskınlar, MİT içinde özel görevli Suriye uzmanı personelin dinlenmesi bütün bu operasyonun parçası.
Son 10 gündür ‘paralel yapı’ ve unsurlarının kendi gazete ve televizyonlarında yaptıkları yayınlara bir bakın! Suriye odaklı savaş kışkırtıcılığına yönelik yayınlara… Açıklamalara bakınca toplantıda konuşulanları bildikleri, bunu izledikleri çok açık.
Kılıçdaroğlu duyum almış!
Sadece onlar mı? Anamuhalefet partisi CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına bakar mısınız? 13 Mart’taki o çok kritik toplantıdan hemen sonra Suriye ile ilgili açıklamaları, Dışişleri’nde yapılan toplantıyı bildiğini göstermiyor mu? “Erdoğan seçimlerden önce orduyu Suriye’ye sokmak isteyebilir. Provokasyonlar olabilir. Bununla ilgili bazı duyumlar var!” diyen Kılıçdaroğlu ne demek istedi?
Aldığım istihbari bilgiler yapılan ortam dinlemesinin Kılıçdaroğlu’na sunulduğu yönünde. CHP liderinin böyle bir oyuna alet olması affedilir bir davranış değil.
İtibarsızlaştırma operasyonu
Bu yapılanın adına, tek cümleyle ‘terör eylemi’ denir. Başka bir tanımı yoktur bu alçaklığın, vatan hainliğinin. Bugün bunu savunan, savunmuyor gibi görünüp perde arkasında hesap yapanlar da vatan hainidir. Bunların farkında olmadıkları, sorunun sadece Başbakan Erdoğan’la ilgili olmadığıdır. Köklü geleneklere sahip Türkiye Cumhuriyeti’ni bitirme, itibarsızlaştırma operasyonudur bu.
Belki de bugüne kadarki en büyük ‘terör eylemi’nin yapıldığı günde bazı gazetelerin attığı başlıkları görünce kahrolmamak elde değil. Bir gazete ortalık toz dumanken ‘Youtube kapatıldı’ manşeti atabiliyorsa, bunu atanların ‘paralel yapı’ya nasıl teslim olduğunu çok açık bir şekilde gösteriyor.
Gelelim hainliğin operasyonel tarafına!
Özcan’ın kaçması tesadüf mü?
Dışişleri’nde yapılan toplantının dinlenmesi skandalının yaşandığı günlerde Pensilvanya’nın ikinci adamı olarak bilinen Mustafa Özcan’ın 5 gün önce Brüksel’e kaçması tesadüf mü? Bütün şantaj operasyonlarının merkezi olduğu ileri sürülen Özcan’ın apar topar Türkiye’yi terk etmesi neyle açıklanacak?
Buradan açıklıyorum!
Hani soruluyor ya, ‘Bütün bu dinleme tapeleri, şantaj için oluşturulan montaj görüntüler nerede muhafaza ediliyor? diye. Bunların hepsi Pensilvanya’da muhafaza ediliyor. Yeri ve zamanı geldiğinde de servis ediliyor. (MURAT KELKİTLİOĞLU/AKŞAM)
http://www.medyagundem.com/chp-lideri-casusluktan-yargilanir-mi/
İddialar doğruysa o koltukta oturamazsın Kılıçdaroğlu!

İddialar doğruysa o koltukta oturamazsın Kılıçdaroğlu!Mart 29, 2014    
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun makam odasında, Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun katıldığı ve ‘üst düzey gizlilikle’ yapılan Suriye’ye müdahele konulu toplantının ortam dinlemesinin kayıtlarının YouTube’da yayınlanması, Gülen örgütü ile CHP’nin ortak vizyon ihanetini ortaya çıkardı. 13 Mart günü gerçekleşen gizli görüşmenin detaylarının 15 Mart günü bir genel başkan yardımcısı aracılığıyla Kılıçdaroğlu’na iletildiği ileri sürülürken, Gülen hareketine yakın bazı güvenlikçi isimlerin 21 Mart günü Gölbaşı’nda bir villada biraraya gelerek görüşme kayıtlarını dinledikleri ve yayınlanması durumunda sonuçlarının ne olacağını tartıştıkları belirlendi.
‘ABİLER’ BİRARADA
Ses kayıtlarını ele geçiren paralel çeteye mensup güvenlikçi ‘abi’lerin 21 Mart günü Ankara Gölbaşı’nda biraraya gelerek konuyu tartıştıkları ve ses kaydının yayınlanması durumunda ortaya çıkacak sonuçların Gülen cemaatine nasıl sonuçlar yaratacağını masaya yatırdıkları öğrenildi. Bunun dışında ses kaydının FTP bağlantısı üzerinden Pensilvanya’ya değerlendirme raporu ile birlikte gönderildiği iddia edildi. Çok yönlü araştırmalar sürdürülürken, akıllardaki soru işareti ise Dışişleri’ndeki köstebeğin kim olduğu ile ilgili. Zira büyük bir gizlilik içinde yapılması planlanan görüşmeden paralel yapının önceden nasıl haber aldığı ve görüşmeden önce nasıl kayda geçtiği çözülmesi gereken en önemli sorular olarak duruyor. Kaynaklar, toplantıdan sadece Çankaya ve Dışişleri kaynaklarının haberi olduğuna dikkat çekiyor.
‘Duyumlarım var’ demişti
Suriye ile ilgili 13 Mart tarihli güvenlik toplantısına ilişkin kayıtların servis edilmesinin ardından tüm gözler CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na çevrildi. 19 Mart’ta Samanyolu Haber TV’ye konuk olan Kılıçdaroğlu, enteresan açıklamalar yapmış ve Türkiye’nin Suriye’ye askeri harekat düzenleme ihtimalinden söz ederek ‘Bazı duyumlarım var’ demişti.  (YENİ ŞAFAK)
http://www.medyagundem.com/iddialar-dogruysa-o-koltukta-oturamazsin-kilicdaroglu/
Baransu işi şebelekliğe bağladı!

Baransu işi şebelekliğe bağladı!Mart 29, 2014    
MEDYAGUNDEM.COM- Dün gece Gülen terör örgütüne casusluk şüphesiyle başlayan operasyonda Önder Aytaç gözaltına alınmıştı. Mehmet Baransu’nun da gözaltına alındığı iddiası gece boyunca konuşuldu.
Ancak sabah saatlerinde Mehmet Baransu’nun Twitter hesabından ABD’ye kaçtığını akla getiren twitler atıldı.
Baransu mu olup olmadığı belli olmayan ama ona ait hesaptan “muz yemiş maymunlar” gibi şebeleklik yapan dengesizce mesajlar atıldı.
Baransu’nun durumunun tam olarak ne olduğu merak ediliyor!
Bakın ruh durumu bozuk psikopata bağlamış birini andıran twitler:
baransu3
baransu4

http://www.medyagundem.com/baransu-isi-sebeleklige-bagladi/
Uslu ile Aytaç’ın kaçmalarını engellemek için önlem alınıyor

Uslu ile Aytaç’ın kaçmalarını engellemek için önlem alınıyorMart 29, 2014    
Başbakan Erdoğan’ın avukatları, Önder Aytaç ile Emre Uslu’nun yurt dışına kaçma ihtimaline karşı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan önlem almasını talep ettiler
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatları, daha önce Twitter hesaplarında yaptıkları paylaşımlar nedeniyle hakkında soruşturma yürütülen Önder Aytaç ve Emre Uslu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak, kaçma ihtimaline karşı tedbir alınmasını istediler.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatları, daha önce Twitter hesaplarından yaptıkları paylaşımlar nedeniyle Önder Aytaç ve Emre Uslu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundular.
Başvuruda, “Uluslararası casusluk faaliyeti ile elde edilen gizli görüşme kayıtlarının Youtube’a konulan ‘konu başlığı’ ve şüphelilerin yürüttükleri psikolojik harp taktikleri içinde kullandıkları ‘Başçalan’ ismi ile yapılması ve en son bu casusluk olayını da sahiplenmeleri, casusluk faaliyeti hakkında önceden açıklamaları dikkate alındığında, bu suçun da olağan şüphelileri içinde olmaları muhtemeldir” denilerek, “yurt dışına kaçma ihtimali olan” Aytaç ve Uslu hakkında “gerekli tedbirlerin alınması” istendi.
Erdoğan’ın avukatları Ali Özkaya, Muammer Cemaloğlu ve Burhanettin Sevencan, Twitter hesaplarından “suç teşkil eden dinlemeleri yayınlamaları” nedeniyle geçtiğimiz günlerde suç duyurusunda bulundukları Aytaç ve Uslu ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına dün bir başvuru yaptı.
Avukatlar, Aytaç ve Uslu hakkında şikayet konusu soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Bilişim Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Mehmet Ali Ethemoğlu’na verdikleri dilekçede, Uslu ve Aytaç hakkında değişik tarihlerde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, savcılığın da şikayet konusunu soruşturduğunu belirtti.
“Son günlerde basın yayın organları ve sosyal medyada, Fethullah Gülen grubuna/örgütüne mensup bazı kamu görevlileri ile gazeteci ve eski polislerin yurt dışına kaçtığı, diğerlerinin de kaçacağı, yarınki seçimden hemen sonrası için ABD, Belçika, Kanada ve İsrail’e uçak bileti aldıklarının konuşulup yazıldığı” ifade edilen dilekçede, şunlar kaydedildi:
“Dün itibarıyla (27 Mart 2014), ülkemizin en kritik ve gizli toplantılarının yapıldığı makamlardan birisi olan Sayın Dışişleri Bakanımızın makamında, Dışişleri Bakanı, Dışişleri Müsteşarı, MİT Müsteşarı ve Genelkurmay 2. Başkanının Suriye ile ilgili çok gizli bir toplantısının ortam dinlemesi yoluyla olduğu söylenen bir şekilde ve ‘uluslararası casusluk’ faaliyeti kapsamında dinlendiği ve şüphelilerin Twitter hesapları olarak açtıkları ve kullandıkları ‘Başçalan’ ismi altında, ‘Başçalanın Seçim Güdümlü Savaş Planı 1-1, www.youtube.com’ adresinden internete servis edildiği görülmektedir. Bu casusluk faaliyeti ile ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma başlattığı basına yansımıştır.”
“Önder Aytaç’ın, bu yayın internete düşmeden bir gün önce, Samanyolu kanalında, Suriye ile savaşa girilme ihtimali olduğu yönünde bilgisinin olduğunu söylediği” ifade edilen dilekçede, ”Uluslararası casusluk faaliyeti ile elde edilen gizli görüşme kayıtlarının Youtube’a konulan ‘konu başlığı’ ve şüphelilerin yürüttükleri psikolojik harp taktikleri içinde kullandıkları ‘Başçalan’ ismi ile yapılması ve en son bu casusluk olayını da sahiplenmeleri, casusluk faaliyeti hakkında önceden açıklamaları dikkate alındığında, bu suçun da olağan şüphelileri içinde olmaları muhtemeldir” denildi.
Dilekçedenin ekinde, Aytaç ve Uslu’nun “basına yansıyan bilet örneklerinin” bulunduğu bildirilerek, “ileride soruşturmaların sonuçsuz kalmaması için şüpheliler ile ilgili gerekli tedbirlerin alınması” talep edildi.
Dilekçenin “şüpheliler” kısmında ise Aytaç ve Uslu’nun yanı sıra, “www.berabergoturdukbizbuyollarda.com” adlı internet sitesi içerik sağlayıcıları da yer aldı.


Şimdilik topsakal serbest!
Gözaltına alınan Önder Aytaç, Ankara Emniyet Müdürlüğündeki ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.
Dışişleri Bakanlığında yapılan güvenlik toplantısının illegal dinlenmesiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Önder Aytaç, ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.
Katıldığı bir televizyon programındaki sözleri üzerine, güvenlik toplantısının dinlenmesinden haberi olduğu iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla gözaltına alınan Aytaç, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde ifade verdi.
Aytaç, ifade işlemlerinin ardından saat 06.00 sıralarında serbest bırakıldı.

http://www.medyagundem.com/simdilik-topsakal-serbest/
Başbakan Erdoğan’dan iki haşhaşiye suç duyurusu

Başbakan Erdoğan’dan iki haşhaşiye suç duyurusu  Mart 29, 2014  
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, attıkları twitlerle kendisine hakaret ettikleri iddiasıyla Today’s Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş ile Zaman gazetesi yazarı Mehmet Kamış hakkında suç duyurusunda bulundu.
Başbakan Erdoğan’ın avukatı Ali Özkaya, Muammer Cemaloğlu ve Burhanettin Sevencan tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verilen suç duyurusu dilekçesinde, Başbakan Erdoğan’ın ses tellerindeki rahatsızlık nedeniyle Van ve Diyarbakır mitinglerinde sesinin farklı çıktığı hatırlatıldı.
Keneş ve Kamış’ın, Erdoğan’la “alay edip aşağılayan” twitler attıkları kaydedilen dilekçede, Erdoğan’ın onur, şeref ve saygınlığını rencide eden, eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aşan paylaşımlarda bulundukları belirtildi.
Dilekçede, şüpheliler hakkında “kamu görevlisine görevinden dolayı alenin hakaret” suçundan dava açılması istendi.
mehmet-kamis1

kenes1
 
Devlet Gülen örgütü medyasının lisanslarını iptal edebilir

Devlet Gülen örgütü medyasının lisanslarını iptal edebilir Mart 29, 2014    
MEDYAGUNDEM.COM- Yeni Şafak yazarı Cem Küçük’ün bugün medyada büyük tasfiyeyi haber verdiği yazısında satır arasında kalan çarpıcı bir detay dikkat çekti.
cem
Gülen örgütünün televizyonu Kanaltürk’ün lisans hakkının iptaline değinden Küçük, “Bundan böyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin her türlü paralel yayın organının lisansını iptal etme hakkı vardır. Uluslararası hukuka da uygun bir tavırdır bu. Bu yayınlar basın özgürlüğü kapsamında değerlendirlemez. ABD’de El Kaide’ye bağlı bir TV kanalı ve gazete olamayacağı gibi Türkiye’de de bundan böyle paralel terör örgütünün herhangi bir basın yayın faaliyeti olamaz. Artık deniz bitmiştir.” diye yazdı.
Bu detayla paralel terör örgütünün medyasının lisans haklarının iptalinin de devletin bu hain şebekeyle mücadelede gündeme gelebileceği ortaya çıktı.

http://www.medyagundem.com/devlet-gulen-orgutu-medyasinin-lisanslarini-iptal-edebilir/
Gülen örgütü medyasına Sungur’un çocuklarından yalanlama

Gülen örgütü medyasına Sungur’un çocuklarından yalanlama Mart 29, 2014    
Said Nursi’nin talebesi Mustafa Sungur’un çocukları, babalarının “‘Üstad’ın hizmetinin devamı Gülen cemaatidir” türünden bir açıklaması olmadığını belirterek cemaatin medya organını yalanlayan bir açıklama yaptı.

Bediüzzaman Said Nursi’nin talebelerinden merhum Mustafa Sungur’un çocukları, Ahmet, Şerife, Nurullah, Cihan Nur ve Saide Nur Sungur tarafından yapılan ortak açıklamada, Sungur hakkında son günlerde bazı yayın organlarında yalan yanlış haberler yer aldığı belirtildi.

Bazı medya organlarında, babalarının, “Üstad’ın hizmetinin devamı Gülen cemaatidir” dediğine dair haberler yer aldığı belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi:

“Bunun aslı olmadığını açıkça belirtmek isteriz. Üstad’ın devamı Risale-i Nur’dur ve onun mutlak varisleridir ve aynı zamanda onların yolundan aynen gidenlerdir.

Babamız her zaman Üstad’ın talebeleriyle birlikte hareket ederdi. Bugün olsaydı yine ağabeylerle hareket edecekti.

Babamız her ehl-i iman cemaati gibi Gülen grubunu da Risale-i Nur ile muhafazaya çalışırdı. Ta ki nurları ‘sadeleştirme’ adı altında yaptıkları o azim cinayete kadar. O zaman babamız sadeleştirme ile ilgili olarak şunu dedi: Bu olay beni çok yıprattı. Değil şimdi, ta kıyamete kadar buna sebep olanları affetmeyeceğiz. Ben kalben bağımı kesiyorum.”

Biz şahidiz ki babamız başbakanımızı çok severdi ve bu hükümet için ‘azamul hayır’ derdi. Başbakanımızın da babamızın cenazesine bizzat iştiraki bizi çok minnettar etmiştir. Kendilerine Allah’tan uzun ve hayırlı ömürler ve muvaffakiyetler temenni ederiz.”

http://www.medyagundem.com/gulen-orgutu-medyasina-sungurun-cocuklarindan-yalanlama/
Bir çıkışıyla Altaylı’nın kellesini aldıran ROK Ciner’i yine uyardı

Bir çıkışıyla Altaylı’nın kellesini aldıran ROK Ciner’i yine uyardı Mart 29, 2014    
Beyaz TV ekranlarında yayınlanan Latif Şimşek’in sunuculuğunu yaptığı Rasim Ozan Kütahyalı’nın gündemi değerlendirdiği ‘Dinamit’ isimli tartışma programında Kütahyalı, Ciner Grubu’nda Fatih  Altaylı operasyonunun perde arkasını anlattı, Turgay Ciner’i yine uyardı.
fatih1
Kütahyalı, Turgay Ciner’in ikilemde kaldığını, son iki sene içinde başta televizyon kanallarını ve gazetesini paralel yapıya teslim ettiğini belirterek ‘Turgay Ciner 7 Şubat sürecinde T.C. devletinin aleyhine yayın yaptı ve sonra bu durumu farketti. Dengelemek ihtiyacı hissetti ve T.C. hükümetine kendi gitti ve ‘Lütfen bana yöneticiyi siz tavsiye edin ve bende bu şekilde yeniden yapılanmaya gideyim’ dedi. İşte orada bence hükümet hata yaptı. Oraya Fatih Saraç’ı tavsiye etti. İşte bu Alo Fatih diye sürekli itibarsızlaştırılan kişi. Fakat Saraç’ın orada bir etkisi olmadı. Fatih Saraç orada Yalova Kaymakamı olarak kaldı. O yaptığı konuşmalar yüzünden de hükümette zarar gördü kendi zaten tamamen zarar gördü.

Bir de o konuşmalar yapılmış. O konuşmanın neticesi felan filan da yok orada. Yine paralel devletin çizgisi ölçüsünde kjleriyle mjleriyle HaberTürk devam etti. Ben o zaman da Ciner grubu ve Habertürk’Ün aleyhinde konuşuyordum. Bu çizgiye güvenmiyordum. İki tane bakan aradı ve Habertürk’ün iyi olduğunu bana söyledi. Ben dedim ki ben buna inanmıyorum. Bu yapı böyle palyatif şeylerle demokratikleşmez. Hele orası tamamen bizim gibi düşünceler tamamen palavradır. Bu metot yaramaz dedim. Turgay Ciner medyasının yapısında eski Türkiye ruhu var dedim. O zamanda vurmaya devam etti. Sonra ne olduğunu anladılar o AK Parti üst derece yöneticiler ve bana ‘haklısın’ dediler. Fatih Saraç orada hiç birşey yapmadı, yaptığını zanetti. Böyle konuşmaları da paralel örgüt tarafından döküldü ortaya. Bu T.C Başbakanına da herkese de zarar verdi.’ dedi.

Alo Fatih yayınları üzerinden T.C hükümeti itibarsızlaştırılmak istendiği sırada Habertürk’de paralel örgüt çizgisinde yayın yapıldığını ifade eden Rasim Ozan Kütahyalı, Salih Tuna ve Hilal Kaplan’a kumpas kurulduğunu ve onlarında onuruyla ayrıldığını söyledi.

Kütahylı sözlerini şöyle sürdürdü: Fatih Saraç’ın  Fatih Altaylı‘yla aralarında konuşmalar çıktı manipülasyon felan filan ama o hala işinin hakimiydi. Fatih Altaylı‘nın da diğer Fatih‘in de üzerinde paralel örgüt vesayeti Ciner grubunu ele geçirmişti. Turgay Ciner öyle bir noktaya geldiki bugünkü gazetesinin tavrıyla açıkca T.C. devletine ihanet anlamına gelecek bir tavra girdi. Bende dedimki şuan Turgay Ciner paralel çetenin yanında T.C devletine ihanet eden bir pozisyondadır ve bunun bedelini ödeyecektir. Bu iş sadece Aydın Doğan‘a patlar ben yine kurtulurum demesin dedim. Anladığım kadarıyla Turgay Ciner yeni bir hizalanmaya yeni bir yapılanmaya mı gidecek….Ama şunu söyleyeyim ne iseniz o olun.

Oraya da yanaşayım buraya da yanaşayım biri o Alo Fatih diğeri diğer Fatih…Böyle iki kafadar.. Bunlarla iş olmaz! Ne ise açıklayın. Muhalifseniz muhalif… değilseniz değil … Yoksa bu eski Türkiye yöntemiyle hükümet çıkarıma iş yaparsa hükümeti desteklerim. İhale alırsam hükümeti desteklerim madenlerim iyi giderse hükümeti desteklerim.

Ticari çıkarlarıma iktisadi vaatlerime aykırı birşey olursa hükümete çakarım. Bu dönem geçmiştir. Hem Turgay Ciner’e hem diğer medya patronlarına sesleniyorum Aydın Doğan başta olmak üzere. Tavrınızı belirleyeceksiniz ondan sonra herşeyi yapacaksınız. Ne istersen.. İster muhalefet ister destek ister başka bir tutum. Ha tarafsızlık yalanına sığınmayın. Tarafsızlık yalanı altında yaptıklarınızı da millet görüyor. Tarafsızlık felan en büyük yalandır. Adil ve dürüst olun yeter. Kimse tarafız olamaz dünyada .

Dünyanın en palavra lafı tarafsızlık lafıdır. Hükümetle işlerim iyi gitsin ihaleler gelsin hükümet yandaşıyım yok isteklerim olmazsa karşıtıyım. Turgay Ciner, Fatih Altaylı’yı görevden almış olabilirsin. Fatih Altaylı‘yı da görevden almış olabilirsin. Fakat artık bu anlayışla başka bir yönetim başka bir zihniyetle bu devam ederse Fatih Altaylı gitmiş gitmemiş hiçbir önemi olmaz.Mühim olan şey net tavır almak ve çıkarlardan bağımsız olarak bir politika belirlemek. Fatih Altaylı’ya da geçmiş olsun dilerim. Allah taksiratını affetsin. 
http://www.medyagundem.com/bir-cikisiyla-altaylinin-kellesini-aldiran-rok-cineri-yine-uyardi/
Bu haşhaşiler, bu adiler, bu alçaklar vatana ihanet içindeler

Bu haşhaşiler, bu adiler, bu alçaklar vatana ihanet içindelerMart 29, 2014    
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye konusunda internete düşen ses saydı ile ilgili olarak, “Bu haşhaşiler, bu adiler, bu alçaklar orayı bile dinliyorlar. Bu vatana ihanet değil de nedir” dedi.  
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçim çalışmalarının son gününde Ataşehir’de vatandaşlarla buluştu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kadir Topbaş ve Ataşehir Belediye Başkan Adayı Nimetullah Topu ile birlikte halkı selamlayan Başbakan Erdoğan yarın yapılacak yerel seçimler için destek istedi.
“Olur sesimiz kısık da olsa gönlümüz konuşuyor” diyen Başbakan Erdoğan, “Elhamdülillah Konya’ya gidemedim ama Davutoğlu kardeşim 200 bin kişiye konuştu. Kayseri’de Taner Yıldız kardeşim 150 bin kişiye konuştu” ifadelerini kullandı.
Ataşehir’de tüm pankartlarının kesildiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, “Ne kadar yolda pankartlarımız varsa kesmişler. Kim bunlar diye araştırdım. Maalesef burada AK Parti’nin gelişini kim hazmedemeyebilir. Pankartları kesmişler. Bunlarda dürüstlük yok, takiye var, yalan var, iftira var” dedi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun kendisine iftira attığını söyleyen Başbakan Erdoğan, “Ne diyor İsviçre bankalarında 13 tane hesabım varmış. Eğer dürüstsen, vicdanın varsa, karakterin dürüste diyorum ki çıkar o hesapları. İddia sahibi ispatla mükelleftir. Sen bir avukata vekalet ver ben de vereyim. Gitsinler İsviçre’ye ortaya çıkarsınlar. Sen züğürtsün ya o paraları sana vereyim. Siirt’te söyledim bugüne kadar cevap vermedi. Bahçeli de öyle. Bol iftira. Montaj dublaj, bunları mesleği bu. Pensilvanya’da bir imalathane varmış sarayın yanında. Orada imalatlar yapılıyor. Ben Kılıçdaroğlu’na yeni mesleğini de tavsiye ettim. Tahtakale ya da Unkapanı’nda en ideali sana kasetçi dükkanı açmak. Senden bu olur” diye konuştu.
Doğu ve Güneydoğu’da mitingler düzenlediğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Niye Kılıçdaroğlu, Bahçeli gidemedi. Oralar Türkiye değil mi? Hani sen her yere giderdin. Gidemez. Hakkari’ye gitti bayrağımızı dalgalandıramadı. Sadece CHP bayrağı dalgalandırdı. Ondan sonra kalkmış bize bayrak dersi veriyor. Sen kim, bayrak kim” şeklinde konuştu.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Atatürk’ü istismar ettiğini savunan Başbakan Erdoğan, “2.5 milyon genç bu seçimde oy kullanacak. ‘Oyunuzu Atatürk’ün partinize verin’ diyor. Atatürk sağ olsa seni zaten kapıdan içeri sokmazdı. Neden Atatürk’ü istismar ediyorsun. İnönü geldi Atatürk resmini paranın üzerinden kaldırdı. Devlet dairelerinden posterini kaldırdı kendi posterini koydu. Kılıçdaroğlu yoksa sen de aynı şeyi mi yapacaktın. Ona mı sığınıyorsun. Biz şunun bunun partisi değiliz milletin partisiyiz. Biz ilkeler üzerine kurulu bir partiyiz. Tayyip Erdoğan bugün var yarın yok ama millet baki” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında Suriye ile ilgili ortaya çıkan son ses kaydını da değerlendiren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
“Biz Milli Güvenlik Kurulu’nda bir çalışma yapıyoruz ve neticesinde Dış İşleri Bakanlığımıza, Milli İstihbarat Teşkilatı’na ve Genel Kurmay Başkanlığı’na görev veriyoruz. Niçin. Suriye Kuzeyi’ndeki Süleyman Şah türbesinin tehdit altında olması sebebiyle onun korunmasına yönelik. Konuyla ilgili üst düzey milli güvenliğimizi ilgilendiren toplantı yapılıyor. Bu haşhaşiler, bu adiler, bu alçaklar orayı bile dinliyorlar. Dinlemekle kalmıyorlar bir de bunu sosyal medya üzerinden açıklıyorlar. Ben bu Pensilvanya’ya gönül veren kardeşlerime de sesleniyorum. Bu vatana ihanet değil de nedir.
Şu ana kadar ne Kılıçdaroğlu, ne Bahçeli’nin ağzından bir laf çıkmadı. Çıkmaz. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey göremezsiniz. Devlete millete ihanet konusunda iktidarla birleşmeyen bir muhalefet göremezsiniz. Maalesef bizdeki muhalefet bu. Yarın vereceğiniz oy aynı zamanda bu ihanet şebekesini de ortaya çıkarmaktır.”
http://www.medyagundem.com/bu-hashasiler-bu-adiler-bu-alcaklar-vatana-ihanet-icindeler/
O adama köşe yazdırmaya devam ettikçe sen bir paralelsin Ciner!

O adama köşe yazdırmaya devam ettikçe sen bir paralelsin Ciner!Mart 29, 2014
MEDYAGUNDEM.COM- Asla unutmayacağız, asla unutturmayacağız. Bir gazetecinin şizofrenik takıntıları ve psikiyatrik hale gelmiş düşmanlıklarına her gün katlanmak zorunda değiliz, değilsiniz…
Gazeteciliği böylesi kalemini kalaşnikof gibi kullananlardan, devlet-millet düşmanlığı yapan paralel terör ve casusluk örgütlerine çalışanlardan temizlenmeden  Türkiye’ye demokrasi haramdır…
Erdoğan düşmanlığını şizofrenik boyuta taşıyan, paralellerle iş tutan Yavuz Semerci denilen Habertürk yazarı da “Artık yok hükmünde” bir gazetecidir.
Fatih Altaylı’nın kellesini kopartan Turgay Ciner, aklından “acaba Erdoğan safına nasıl geçerim” diye planlar geçiriyorsa, Semerci denilen adama köşe açtığı sürece kendisinin “paralel medya patronu” olarak algılanacağını bilmelidir.
Neden Semerci mi?
2 Mart 2014 tarihli “Artık yok hükmündedir!” başlıklı yazıya imza atan biri bu ülkede artık gazeteci olmadığını deklare etmiştir. Bu da yetmemiş o yazısıyla demokrasiye, millet iradesine, sandığa karşı aldığı pozisyonla “gayrimeşru” biridir. Bu saatten sonra da gidip gidebileceği tek yer marjinal küfür gazeteleridir.
O yazı Semerci’nin gazetecilik kariyerinin intihar saldırısıdır.
Türkiye’nin içinde bulunduğu ikinci Kurtuluş Savaşı ve milli egemenlik mücadelesinde öyle bir yazıyı kaleme alan bir adam zaten kaybetmiştir.
Turgay Ciner Semerci ile yol yürümeye devam ettikçe, devlete ve millete savaş açmış paralel terör örgütüne destek vermekten hesap verecektir.
http://www.medyagundem.com/o-adama-kose-yazdirmaya-devam-ettikce-sen-bir-paralelsin-ciner/
Gülen örgütünden sandık provokasyonu

Gülen örgütünden sandık provokasyonu Mart 29, 2014
Cemaat, daha önce iktidara karşı oyların bölünmemesi için gazeteler ve sosyal medya aracılığıyla listeler yayınlanmıştı, şimdi de seçimlerde usulsüzlük yapılacağı dedikoduları yayılıyor.
Cemaat 17 Aralık sonrası muhalefetle koalisyona gitme kararı aldı. Günlerce medya platformları üzerinden bu koalisyonun hangi şehirde nasıl hareket edeceğine ilişkin duyurular ve listeler yayınlandı.
Şimdi de seçimlere saatler kala, “bazı partiler”in sahte oy pusulası dağıttıklarına ve bu konuda haber merkezlerine şikayetler yağdığına dair haberler yayınlayarak seçim öncesi tansiyonu artıcı yayınlar yapıldığı görülüyor.
stv
(ensonhaber)
Medyada büyük tasfiye geliyor!

Medyada büyük tasfiye geliyor! Mart 29, 2014    
Yeni Şafak yazarı Cem Küçük yeni dönemde medyada büyük bir tasfiye yaşanacağını yazdı. Tek tek isimler de vererek o gazetecilerin artık gayrimeşru duruma düştüklerini ve dönemlerinin kapanacağına dikkat çekti.
İşte yazısı 
VATAN HAİNLİĞİ
Türkiye Cumhuriyeti’ne savaş ilan eden paralel terör örgütü turbun büyüğü heybede deyip duruyordu. Anlaşıldı ki turbun büyüğü açıkça bu vatanı satmakmış. Bu ülke çok terör örgütleri gördü ama bu paralel örgüt kadar hainini görmedi. Türkiye’nın sınır güvenliğini ilgilendiren kozmik bir toplantının kayıtlarını bütün dünyaya ilan ettiler. Bunun adı açıkça vatana ihanettir. Bu kayıtları dinleyenler, sızdıranlar ve yayınlayanlar topu birden bunun bedelini ödeyecektir.
PARALEL TERÖR ÖRGÜTÜNÜN İHANET SÜRECİ
Bu casusluk faaliyeti üç ayaklıdır. Dinlemek sızdırmak ve redaksiyonsuz yayınlamak. Bu üçü de suçtur. Bu vatana ihanet kayıtlarından hareketler kendi ülkenizin yöneticilerini savaş suçlusu gibi göstermekte açıkça bir vatana ihanet suçudur. Zaten paralel terör örgütü bu ihanet sürecini üç ayaklı yönetti. Hariciye, TSK ve MİT’teki paralel çeteciler bu dinleme tezgahını kurdular. Ardından bu kayıtları paralel polis istihbaratçı imamlarına verdiler. O paralel polisler bu ham kayıtları aldı, kurguladı, montajladı, operasyonel hale getirdi ve internete sızdırdı. Bu arada aynı paralel polis şefleri paralel örgüt medyasının ve Nazlı Ilıcak gibi yasadışı ilişki kurdukları elemanlarının nasıl bu malzemeyi kullanacağını planladı ve o medya elemanlarına aktardı.
27 Mart günü vatana ihanet projesi devreye kondu. Paralel terör örgütü tarafından yönetilen medya anında kolpa taktiğiyle işe koyuldu. Paralel polis şeflerinin talimatı şuydu: Medya organlarında bu dinlemeyi yapanlar kınanacak. Hemen failler bulunsun denecek ama ardında da içerik de önemli denilerek Hakan Fidan savaş suçlusu ilan edilecek, Türkiye de El Kaide’ye yardım eden ülke olarak pazarlanacak. Özellikle dünya medyasında ikinci bağlam vurgulanacak. Kaydın İngilizce tercümesi hemen yabancı basına dağıtılacak…
FATİH KARACA AÇIKÇA SUÇ İŞLEDİ
Nitekim paralel terör örgütünün yönlendirdiği şekilde yayınlar hemen başladı. Ulusal yayın lisans hakkı iptal edildiği halde Kanaltürk yasadışı bir şekilde ulusal yayındaydı. Paralel yapının üç mensubu ve bir de ne yardan ne serden geçen Mustafa Akyol konuşuyordu. O üç paralelci açıkça vatana ihanet suçu işlediler ve devletimizi El Kaide’ye yardım eden ülke diye sundular. Bu çetenin Türkiye’den nefret ettiği bu süreçte anlaşıldı. Hemen ardından yine ulusal yayın lisans hakkı iptal edilmek üzere olan diğer bir paralel kanalda Fatih Karaca da resmen devlete meydan okuyordu. Paralelcilerden olmayan hatta paralel örgütün sevmediği bir adam olan Karaca’nın paralel yapının piyonu olarak bu durumlara düşmesi çok utanç vericiydi. Aynı ihanet çabaları diğer paralel kanallarda da vardı. Bundan böyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin her türlü paralel yayın organının lisansını iptal etme hakkı vardır. Uluslararası hukuka da uygun bir tavırdır bu. Bu yayınlar basın özgürlüğü kapsamında değerlendirlemez. ABD’de El Kaide’ye bağlı bir TV kanalı ve gazete olamayacağı gibi Türkiye’de de bundan böyle paralel terör örgütünün herhangi bir basın yayın faaliyeti olamaz. Artık deniz bitmiştir.
Paralel terör örgütünün yayınları dışında büyük sermaye yapılarının medyasında da artık deniz bitmiştir. Demokratik ülkelerde de kendi devletine meydan okuyan marjinal yayın organları vardır. Fakat bunlar adı üstünde marjinaldir. Ne kadar satarsa satsın bunlar küçük ve orta boylu yapılardır. Büyük holding sahiplerinin medyasında böyle marjinaller olmaz. ABD Başkanı’na sürekli ‘Osama Obama’ diyen, ‘Obama ile Bin Laden arasında fark yoktur’ diyecek kadar fanatikle NY Times ya da Washington Post’ta yazamaz, hatta FOX’da bile yayın yapamaz. Onlar bizdeki Sözcü, Yurt, Cumhuriyet, Aydınlık, Yeniçağ, Sol gibi gazetelerde yazar. Bu tiplerin de sonuna kadar ifade özgürlüğü vardır. Fakat anaakım medyada bunları işi yoktur. Çünkü bunlar anaakıma uygun meşru muhalefet yapmazlar.
KADRİ GÜRSEL ARTIK MECZUPTUR
İşte şimdi bizdeki Doğan, Ciner ve Demirören medyalarında da aynıları yaşanacak. Çok açık söylüyorum, 27 Mart’tan sonra bu bir Türkiye Cumhuriyeti kararıdır. AK Parti’yi de aşan bir olgudur artık bu. Meşru sınırları aşarak devlete meydan okuyan yazarlar bundan böyle yukarıda saydığım mecralarda olacaklar. Mesela Kadri Gürsel meşruiyet zeminin çoktan kaybetmiş ve meczuplaşmış bir isimdir. Sedat Ergin Erdoğan muhalifidir ama meşruiyet meselesini önemser. Oysa Ahmet Hakan artık çıldırmış biçimde paralel örgüt ağzıyla devlete saldırmaktadır. 2 milyon insana iyi beslenmeyen, kıllı tüylü orangutan demeye getiren o iğrenç yazıyı Cüneyt Özdemir’e tavsiye edecek kadar coşmuştur artık Ahmet Coşkun. Nefret suçu ikilisinden Cüneyt Özdemir zaten çok önceden paralel yapının eline düşmüş ve meşruiyetini kaybetmişti.
CÜNEYT ÖZDEMİR VE ASLI AYDINTAŞBAŞ ARTIK GAYRİMEŞRUDUR
Bir zerre itibarınız kalmamış, her analiziniz yanlış çıkmış, resmen meşru sınırları aşmışsınız, uçuruma doğru gidiyorsunuz. Erdoğan’ın sert muhalifi Melih Aşık hala meşru konumdayken daha yakın zaman kadar Başbakan’a yakın olmak için her yola giren Özdemir ve Aydıntaşbaş için dönem kapanmıştır. Çünkü gayrimeşru duruma düşmüşlerdir. Ayşenur Arslan şu an ne durumdaysa onlar da aynı yere gidecekler.
KÜÇÜK’ÜN YAZISI İÇİN TIKLAYIN

http://www.medyagundem.com/medyada-buyuk-tasfiye-geliyor/
Pornocu abiler bize edeb öğretmeye kalkıyor

Pornocu abiler bize edeb öğretmeye kalkıyorMart 29, 2014    
Erzurum’da Atatürk Üniversitesi Genç Vizyon Kulübü tarafından düzenlenen “Hakan Albayrak’la Yeni Türkiye’yi Konuşuyoruz” söyleşisine katılan Gazeteci – Yazar Hakan Albayrak, Fethullah Gülen’i ve paralel yapıyı hedef aldı.

“SİZ BİZİ ÖKÜZ MÜ MAL MI ZANNEDİYORSUNUZ”

Ses dinlemelerine değinerek çarpıcı açıklamalarda bulunan Hakan Albayrak, “Hani diyorlar ya siz de her şeyi küresel güçlerden biliyorsunuz diye. Siz bizi öküz mü, mal mı zannediyorsunuz? Küresel güçler adına bize vurduklarını, sürekli olarak kendileri itiraf ediyorlardır. Şimdi mesele yolsuzluk mu; unuttuk değil mi yolsuzluğu? Veya işte milletin sağ duyusu. Kimse yolsuzluktan bahsediyor mu?

”PORNOCU ABİLER BİZE EDEP ÖĞRETMEYE KALKIYOR”

Kendileri de artık umudu kestiler artık böyle tamamen devletin güvenlik siyasetiyle ilgili gizli belgeleri yayınlayan vatan haini falan olmayı göze alıyorlar artık. Onun bunun kız arkadaşıyla konuşması bilmem kimin bilmem nesi. Pornocu abiler. Pornocu abi olmak için ille de böyle seks kasetinin olması gerekmiyor. Bir insanın mahremiyetine tecavüz ediyorsanız, onu telefondan dinliyorsanız ve buna ’ah vah’ diyorsanız siz pornocusunuz. Porno budur. Pornocu abiler ve pornocu abiler bize edep öğretmeye kalkıyor” dedi.
http://www.medyagundem.com/pornocu-abiler-bize-edeb-ogretmeye-kalkiyor/
Gülen terör örgütünün gazetesi Taraf’ın seçimi sabotaj haberi yalan çıktı

Gülen terör örgütünün gazetesi Taraf’ın seçimi sabotaj haberi yalan çıktıMart 29, 2014    
Anadolu Ajansı’ndan yapılan açıklamada, Taraf gazetesinin “Seçim sonuçları emniyet müdürleri tarafından sadece AA personeline verilecek’ haberinin bilgiden yoksun, cahilce kurgulanmış yalan bir haber olduğu vurgulandı.
Anadolu Ajansı (AA), Taraf gazetesinin ” seçim sonuçları emniyet müdürleri tarafından sadece AA personeline verilecek” yönündeki iddiasının bilgiden yoksun, cahilce kurgulanmış bir yalan haber olduğunu,seçimseçim sonuçlarını emniyet görevlilerinin değil sadece Yüksek Seçim Kurulunun verebileceğini bildirdi. 
AA’dan bugün yayınlanan habere ilişkin yapılan açıklama şöyle:
“Taraf Gazetesi, bugünkü sürmanşet haberinde Anadolu Ajansının da isminin geçtiği asılsız bir habere imza atmıştır.
Anadolu Ajansı, 30 Mart Yerel Seçimlerini abonelerine ulaştırmak için bir süredir hummalı bir çalışma yürütmektedir.
AA, teknolojik donanımından haberci altyapısına her türlü hazırlığını yaparak deneme yayınlarını başarıyla tamamlamış ve seçim sonuçlarını vermek için saat saymaya başlamıştır.
Bu durum Anadolu Ajansı tarihinde bir ilktir; haberlerinde doğru, tarafsız ve etik olmayı en büyük sermaye kabul eden AA, yarınki seçim sonuçlarını da bu ilkeler temelinde abonelerine yedi dilde duyuracaktır.
Durum bu kadar netken ve hemen her gün gazete ile televizyonlarda seçim hazırlıklarımızı en ince ayrıntısına kadar şeffaf şekilde anlatırken, çalışmalarımızın bazı medya organları tarafından çarpıtılmasını anlamak mümkün değildir.
Türkiye’de seçimler, Yüksek Seçim Kurulu uhdesinde yürütülür, açıklanır ve resmiyet kazanır.
Kolluk kuvvetleri bu süreçlerde sadece güvenliği sağlayıcı amaçlı verilen görevleri yürütürler. Dolayısıyla Taraf Gazetesinin ‘ seçim sonuçları emniyet müdürleri tarafından sadece AA personeline verilecek’ yönündeki haberi, bilgiden yoksun, cahilce kurgulanmış bir yalan haberdir. Seçim sonuçlarını hiçbir zaman emniyet görevlileri vermez, sadece Yüksek Seçim Kurulu verir.
Ayrıca seçim sonuçlarına dair haberleri aktarırken, ‘iktidar partisine öncelik vererek diğer parti üyelerinin morallerini bozmak suretiyle sandık başlarından ayrılmalarını sağlamaya’ dönük iddialar da aynı derecede asılsızdır, iftiradır.
İddia sahibi yayın organını, bu asılsız yayını için özür dilemeye davet ediyoruz.
Türkiye toplumu ve demokrasi için hayati önem taşıyan yerel seçimler konusunda ‘Ankara kulislerinde konuşulan iddiaya’ göre diye başlayan ciddiyetten uzak bir haber yapmanın da basın ahlak ilkeleriyle bağdaşıp bağdaşmadığının takdirini kamuoyuna bırakıyoruz.
Bu arada kurumumuz, iftira sahiplerine yönelik gerekli hukuki süreci de başlatmış bulunmaktadır.
http://www.medyagundem.com/gulen-teror-orgutunun-gazetesi-tarafin-secimi-sabotaj-haberi-yalan-cikti/