HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

24 Mart 2014 Pazartesi

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit

Tivitır engellendi, öldük bittik!

23 Mart 2014
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit






Tivitıra yasak gelmiş.
Ahh.. Öldük bittik, mahvolduk..
Nasıl yaşayacağız şimdi biz?
“Hava, su” gibi, “olmazsa olmaz” bir “hayat kaynağı” olarak gösteriyorlar, tivitırı.
3-4 sene öncesine kadar, tivitır mı vardı?
Daha önce nasıl yaşıyorsak, şimdi de öyle yaşarız. Bizden öncekiler nasıl yaşamışlarsa, bundan sonra da öyle yaşarız.
Kaldı ki, tivitırın tamamen yasaklanması diye bir durum da söz konusu değil.
Benim tivitır hesabım yok ama.
Önceki akşam, haberin internet sitelerine, televizyonlara ilk düştüğü anlarda, bir deneme yaptım.
Bilgisayarımda hiçbir şey ayarlamadan, baktım.
Hiç sorun yok.
Giriliyor.
Yarım saat geçiyor, Gülen grubu TV’lerinden, kapitalist kafalı diğer TV’lerden gelişmeleri izliyorum.
“Tivitıra engelleme, şimdilik bölgesel olarak başladı..” diyerek kıvırtıyorlar.
Demek ki bizim bölgede başlamamış diyorum.
Ardından bir haber daha: “Engelleme kararını İstanbul Savcılığı aldı.”
İstanbul kararı aldığına göre, “bölgesel”den kasıtları, “İstanbul olmalı!” diyorum..
İnternet ortamında böyle bir şey çok mantıklı/mümkün değil ama..
Ben İstanbul’dan girdiğime göre, bu da palavra..
İstanbul karar alıyor.
İstanbul’dan giriliyorsa, Türkiye’nin diğer bölgelerinden nasıl girilmeyecek?!
Belli ki, palavralar uçuruluyor..
Dün kendileri zaten ilan ettiler.
“Yasaklandı” dedikten sonra, tivit rekoru kırılmış!
Yasaklanan site, nasıl rekor kırar kardeşim?.. Kafayı mı yediniz siz?
Tüm bu dedikoduları geçtik.
Ardından başladılar, akılları sıra yol öğretmeye: “DNS’yeri şöyle değiştirirseniz, tivitıra ulaşabilirsiniz.”
İşe bakın siz..
Mahkeme diyor ki, “Tivitırdaki şu hesapta, suç var. Kaldırın!”
Kaldırmıyorlar.
TİB diyor ki, “Mahkeme kararını uygulamadıkları için, uygulayana kadar tivitırı tümü ile engelleyeceğiz.”
Böylesi bir tartışmada, kanunlara, mahkeme kararlarına, idari makamların kararlarına saygılı olması gereken sözde gazeteciler ve internet siteleri ise, Türk yargısından değil, tivitırdan yana tavır alıyor..  “Mahkeme kararının nasıl uygulanmaz hale getirileceği”nin yollarını öğretiyorlar..
Aslında öğrettikleri bir şey yok..
Ama niyet önemli..
Demek ki gerçekten tivitır yasaklansa, bunlar hakimlerin gözünün içine baka baka, yargı kararını delmenin yollarını öğretecekler.
Öğrete öğrete yaptıkları da.. İki tane rakamın girilmesi yerine..
“SMS atın” diyerek, cep telefonu operatörlerine ve tivitırın sahiplerine, çaktırmadan para kazandırmak..
Engelleme kararını alan mahkemenin, kendisini yok sayan bu tür yayınları da hemen engellemesi lazım ama.
Nerde o bağımsız yargı?
Nerde, kendisine yok sayanlara, kendisini saydırtacak yargı?..
Şunu da hemen söyleyeyim. Bilgiye karşı değilim.
“Bir bölgede yasaklanan siteye, yine de girmek mümkün müdür, bu nasıl mümkündür” türünden bilgilerin, genel anlamda öğretilmesini isterim.
Ama bir mahkeme, “Şu sitede suç var, o haber/yazı kaldırılmalı” diye karar verdiğinde...
Gazeteler, televizyonlar, internet siteleri de, “Mahkeme de kim oluyor? Siz şu şu yolla, mahkemenin kararını yok duruma düşürebilirsiniz” diyebilir mi?
Abartılı bir örnek vereyim..
Adam öldürmek suçtur.
Birileri, “Öldürmek istediğiniz kişiyi, şu yolla öldürürseniz, kimse farkedemez. Mahkemede size, suçlama yöneltilemez” diyerek, tıp ilminin çok özel bilgileriyle insanlara yol öğretse, bu suç olmaz mı?
Olur..
“Ne alakası var” demeyin..
Çok ağır bir suçtan verilmiş bir örnek olmasından başka, ceza kanununu ihlal açısından hiçbir farkı yok, verdiğim örneğin.
Peki olayın özü ne?
Birden fazla mahkeme, karar alıyor..
Ayrı ayrı dosyalardan.
Basit anlamda aktarıyorum.
“Şu hesapta, suç niteliğinde ifadeler var. Bu ifadeleri kaldırın” diyor..
Tivitır, bu mahkeme kararına karşı ne yapıyor?
“Suç içerir mahiyette olanları hemen kaldıralım. Üç tivit için, milyonlarca tivitin engellenmesine yol açmamız mantıklı değil” diyor mu?
Demiyor.. Kabadayılık taslıyor.
“Nasıl olsa, Türkiye içinde bir şubemiz yok. Orda ne hapse girecek adamımız var, ne de el konulacak bir tesisimiz” demeye getiriyor.
Sonuçta Türkiye’deki mahkeme kararını takmıyor..
Aslında bunlara verilecek ders çok basit. İnancımız el verse, onların yaptıklarını, kendilerine misliyle yapacaksınız.
Masum insanlara iftiralar edildiği halde, “özgürlük” adı altında, tivitıra dokunulmasını istiyorlar ya.
İnancımız el verse, onların yaptıklarının aynısını, kendilerine yapar, sonra beklerdik bu özgürlükçüleri..
Bakalım, “Tivitır özgürlüktür” mü diyorlar..
“Yok mu devlet, yok mu hükümet.. Kim kapatacaksa, kapatsın bu mereti” mi diyorlar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder