Çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Seleka isyancılarının yönetimi ele geçirmesinin ardından Orta Afrika Cumhuriyeti’nde sular durulmadı. Seleka’nın başa geçirdiği Michel Djotodia, cumhurbaşkanlığını bıraksa da ülkede Müslümanlara yönelik saldırılar devam ediyor.
İHH İnsani Yardım Vakfı Afrika Koordinatörü Serhat Orakçı, 2013 yılının Aralık ayında gittiği ülkedeki durumu Al Jazeera’ya anlattı. Orakçı, Birleşmiş Milletler’in soykırım uyarısında bulunduğu Orta Afrika Cumhuriyeti’nde yaşananların vahşet olduğunu belirtiyor.
Müslümanlara karşı sistematik bir linç girişimi olduğunu söyleyen Orakçı, “Aşırılıkçı Hristiyan terör gruplarının yapmış olduğu bu vahşet, büyük bir skandal. Din savaşı falan diyorlar ama İslam’a karşı savaş var. Müslümanları gördükleri yerde, kadın çocuk demeden, linç ediyorlar; yakıyorlar; insan eti yiyorlar” dedi.

'Müslümanlar güçsüzleştirildi'
Fransa’nın askeri müdahalesinin ülkedeki şiddeti çözmeye odaklanmadığını belirten Orakçı, “Fransa’nın askeri müdahalesi silahsızlanma politikası üzerine oturtuldu. Günlük hayatlarında kullandıkları bıçaklar da dahil olmak üzere Müslümanların bütün kesici aletleri toplandı. Balaka ve diğer toplum kesimlerine yapılmadı bu. Müslümanlar daha da güçsüzleştirilerek saldırılara daha açık hale getirildi” dedi.
Fransa’nın krizi çözmektense eski Cumhurbaşkanı Djotodia’yı değiştirmeye odaklandığını söyleyen Orakçı'ya göre Afrika Birliği askerleri de yüksek maaş aldıkları için burada:
“Bizzat sokakta bazı olaylara şahit oldum. Askerler çok yakınımızda olmalarına rağmen müdahale etmedi. Barış getirme niyeti olmadığı için adımlar fayda getirmiyor.”
‘Gidenler dönemiyor’
Orakçı, Birleşmiş Milletler’in (BM) 2014 Eylül ayında 12 bine yakın asker gönderme planının bölgedeki Müslümanlara yardımı olmayacağını söyledi. Afrika’da ülkesinden kaçmak zorunda kalanların geri dönemediğini belirten Orakçı şöyle konuştu:
“Son birkaç hafta içerisinde 15 bin kişi Çad’a, 20 bin kişi Kamerun’a sığındı. Böyle giderse 2014 Eylül’üne kadar belki Müslüman kalmayacak. 6 ay sonra oraya asker göndermenin gereği yok. Afrika’nın birçok farklı bölgesinde çalışıyoruz. Giden göçmenler kalıcı oluyor. Kenya’da Somalililer, Çad’da Sudanlılar, Sudan’da Çadlılar, Moritanya’da Malililer var. Milyonlarca insan geri dönüş umutları olmadığı için dönemiyor. Bunlar da gidecekleri yerde kalacaklardır.”
İHH, Orta Afrika Cumhuriyeti'nin Çad sınırındaki kamplara yardım götürdü.

'Türkiye'nin BM Barış Gücü'nde olması önemli'
Yardım kuruluşlarının tek başına ülkedeki krize çare olamayacağını belirten Orakçı, Türkiye’nin BM Barış Gücü’nde yer almasına sıcak bakıyor:
“Öncü görev verilirse Türkiye’nin yer alması önemli. Şu anda Müslümanları koruyacak herhangi bir mekanizma yok. Afrika’da askeri müdahalelere karşı bir insanım. Ama burada Türk askerinin iyi bir görevlendirme olması durumunda BM askerleri içerisinde bulunmasında fayda var. Mesela okullarda camilerde sıkışmış, hayati tehlike içerisinde tahliye edilmesi gereken insanlar var. Bunlar şu anda korunmasız ve saldırılara açık vaziyetteler. Her gün bunların arasından 5-10 kişi öldürülüyor. Türkiye’nin askeri birliğinin olması tahliyeleri kolaylaştırabilir.”
Başbakan Erdoğan ile telefonda görüşen BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde güvenliğin sağlanması amacıyla oluşturulan uluslararası barış gücüne, Türkiye’nin de katkı sağlamasını istemişti.
Orakçı, Birleşmiş Milletler’in ve yanındaki kuruluşların mültecilerle ilgili yanlış tasarruflar yaptığını söyledi. Orakçı, “Uzun süre önce Çad’dan Orta Afrika’ya yerleşmiş insanlara mülteci statüsü vermiyorlar. Ayrı kamplara yerleştiriliyorlar. Bunlara hiçbir yardım ulaştırılmıyor. Bu insanların da sayıları fazla ve ciddi yardıma ihtiyaçları var” dedi.
İHH İnsani Yardım Vakfı Afrika Koordinatörü Serhat Orakçı, Al Jazeera'dan Eren Umurbilir'e konuştu.

'Seleka hakkında dezenformasyon yapıldı'
Seleka’nın Müslümanlara ikinci sınıf insan muamelesi yapıldığı için isyan hareketi olarak başladığını söyleyen Orakçı, Müslümanlar iktidara geldiği için Batı’nın rahatsız olduğunu düşünüyor:
“Batı medyasında dezenformasyon süreci başladı. ‘Seleka katliamlar yaptı’ diye masa başı haberleri çıktı. Seleka’nın dış baskıyla tasfiyesinden sonra anti-balaka denilen çetelerin saldırıları başladı. İlk olarak ciddi eylemlerine bir kasabada sabah namazında 40 kişiyi katlederek başladılar. Devamı da geldi. Seleka ondan sonra bir daha oluşturulmadı.”
Kaynak: Al Jazeera