HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

3 Mart 2014 Pazartesi

TRAKYA’DA 5 SİNAN ESERİ
Mimar Sinan, umulmadık şehirlerde ve bir vakitler Osmanlı’nın olan ülkelerde kimi zaman görkemli bir külliye, kimi zaman mütevazı bir camiyle karşımıza çıkıverir. Onun taştaki imzasına saygıyla, hürmetle bakarız her daim.
1 ARALIK 2013 / Zeynep Gün



Mimar Sinan, umulmadık şehirlerde ve bir vakitler Osmanlı’nın olan ülkelerde kimi zaman görkemli bir külliye, kimi zaman mütevazı bir camiyle karşımıza çıkıverir. Onun taştaki imzasına saygıyla, hürmetle bakarız her daim. Bu yüzden bugün epeyce çeşitlenen ‘alternatif’ gezi rotalarına Mimar Sinan eserlerinin izinin sürüldüğü bir yol da eklenmiş bulunuyor. Bu türlü tur programları var mıdır bilmiyoruz; ancak şimdilik pek de küçük sayılmayacak bir alanda üç beş arkadaşınızla gezebileceğiniz bir ‘Sinan rotası’ önerebiliriz size...

1- SELİMİYE CAMİİ 
Mimar Sinan eserlerinin izinde yürünecek bir rotanın zirvesinde elbette Selimiye Camii ve Külliyesi durur. Gerçi Edirne, çok nadide başka eserler de barındırır bünyesinde ama yalnızca Selimiye için bile bu şehrin yollarına düşülebilir. Caminin şehrin en önemli abidevi yapısı olduğu muhakkak ki zaten Edirne içinde her nereye gitseniz başınızı hep bu camiden yana dönersiniz, gözleriniz hep onun kalem minareleriyle, görkemli ama zarif kubbesiyle buluşmak ister. Bu cazibenin altında yatan nedir? Teknik ve estetik mükemmellik mi? Koca Sinan’ın “ustalık eserim” dediği bu mabette biraz da onun ruh güzelliği mi saklıdır acaba? Sizi bir Edirne gecesinde Selimiye ile baş başa bırakıp birkaç teknik bilgi verelim; 16. yüzyılda Sultan II. Selim adına yaptırılan Selimiye Camisi’nde kullanılan çini, hat, kalem işi, mermer ve ahşap işleri gibi dekoratif öğeler o yüzyılda Osmanlı sanatının ulaştığı doruk noktasını işaret eder. Külliye ise kubbe ve kemerlerindeki kalem işleri ve mermer döşemeli avlusuyla, el yazması kütüphanesi ve arastasıyla zirveyi gösterir.

2- SULTAN SÜLEYMAN KÖPRÜSÜ 
Silivri’ye vardığınızda bir başka Sinan köprüsüyle daha tanışacaksınız. Mimar Sinan’ın İstanbul’da yaptığı köprüler arasında ‘şaheserimdir’ dediği Büyükçekmece’den sonra en görkemli olanı Silivri Köprüsü de olarak bilinen bu köprüdür işte. Akşam vakitlerinde ışıklandırılan köprüden geçerken zihninizin bir köşesinde Sinan’ın bu köprüyü Balkan seferine çıkacak Osmanlı ordusu için inşa ettiği bilgisi olsun. Bizim bütün taş köprülerimiz gibi uzun yıllar motorlu taşıtların yükünü de omuzlayan Sultan Süleyman Köprüsü, 2006 yılında alınan yerinde bir kararla yaya trafiğine kapatıldı.

3- SOKULLU MEHMET PAŞA KÜLLİYESİ 
Trakya’da Sokullu Mehmet Paşa ismini çok sık duyacaksınız. Adına yaptırılmış külliyeler ve köprülerden başka hamam ve mescidi de bulunur. Edirne’nin Havsa ilçesindeki külliyeyi Sokullu, en sevdiği oğlu Kasım Bey için yaptırmış. Zaman içinde birçok unsuru tahrif olan külliyeden günümüze yalnızca cami, hamam ve arasta merkezindeki dua kubbesi ulaşabilmiş. Cami, özgünlüğünü büyük ölçüde yitirmiş olsa da mütevazı bir vezir camisi olarak şehirdeki müstesna yerini korumaya devam eder. Bir Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi de Kırklareli’ne bağlı Lüleburgaz’dadır. O da günümüze epey eksilerek bir cami, medrese, arasta (yarısı ayakta) ve hamamla ulaşabilmiş talihsiz eserlerden. Fakat yine de şadırvan, cami ve medrese ve bir zamanlar Osmanlı ordusu için önemli bir menzil işlevi gören Lüleburgaz, ziyareti hak ediyor.

4- SULTAN SÜLEYMAN KERVANSARAYI İstanbul’dan yola çıktığınızı ve Büyükçekmece’den Edirne istikametine doğru ilerlediğinizi farz edersek, gezinizin ilk molasını Büyükçekmece Belediyesi’nin yaptırdığı Kültür Park’ta vereceğinizi söyleyebiliriz. Büyükçekmece 16. yüzyılda da bir konak yeriydi ne de olsa. Bugün İstanbulluların yazlık mekânı haline gelen Kültür Park içinde kalan üç Sinan eseri var. İlki, büyük ustanın köprüler içinde ‘şaheserimdir’ diye tanımladığı Sultan Süleyman Köprüsü. İlçenin sembolü haline gelen köprünün yapımını Kanuni, Zigetvar Seferi’ne çıkarken emretmiş, ancak kendisi bu seferde vefat ettiği için köprü, oğlu II. Selim döneminde tamamlanmış. Kültür Park içinde yine bir Sinan eseri olan Sokullu Mehmet Paşa Camii’nin yekpare taştan oyulmuş nadide minaresini inceledikten sonra kervansaraya geçebilirsiniz ki zaten bu eserlerin hepsi de bir arada bulunur. Yine Zigetvar Seferi için inşa edilen Sultan Süleyman Kervansarayı bir dönem ayçiçeği deposu olarak kullanılmış olsa da bugün belediyenin kültürel etkinliklerine ev sahipliği yapıyor.

5- RÜSTEM PAŞA KERVANSARAYI Edirne’de Rüstem Paşa Kervansarayı, bedesten ve Eski Camii’yle birlikte eski şehrin merkezinde yer alır.  Buradan Selimiye Camii yürüyerek 3 dakika, tarihi Alipaşa Çarşısı ise 2 dakika sürer. Bedesten zaten kervansarayın yanı başındadır. Mimar Sinan’ın 1561 yılında yaptığı kervansaray dikdörtgen şeklinde iki katlı avlulu bir Büyük Han’dan başka Küçük Han veya Deve Hanı olarak adlandırılan bir ikinci bölüme daha sahiptir. Kervansaraydaki mescidin 1877-1878 Osmanlı – Rus Savaşı sırasında Edirne’yi işgal eden Ruslar tarafından yıkıldığı biliniyor. 1972 yılında restore edilerek 75 odalı bir otele dönüştürülen kervansaray, onarımı başarılı bulunduğu için Ağa Han Mimarlık Ödülü’ne de layık görülmüş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder