HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

18 Şubat 2014 Salı

Kabataş’ta öyle Ayvalıtaş’ta böyle!

 
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit-18 Şubat 2014
 
 
Son iki güne damgasını vuran iki görüntü..
 
 
İki farklı kamera kaydı ve iki farklı tavır..
Biri Kabataş’ta çekilen görüntü..
Diğeri de Mehmet Ayvalıtaş isimli gencin ölümünü gösteren kamera kaydı..
Görüntülerin ilkinde, metrelerce uzaktan çekilmiş bir kamera kaydı ile Kabataş olayını izliyoruz..
Genç bir kadın, ön planda onlarca insanın olduğu bir görüntüde, en arka planda yol üzerinde bekliyor.. Etrafından hızlı adımlarla geçen grupları görüyoruz. 
Bir-iki değil.. 
5-6 ayrı grubun geçişi söz konusu..
 
Geçişler sırasında, başörtülü kadının olduğu noktada duraklayanlar var.. 
O sırada neler  oluyor, kamera kaydında net olarak göremiyoruz.
Ama bu görüntüler üzerine, birileri tahminini, bayanın adli tıp raporu ve karakol ifadesinin aksi yönde geliştiriyor..
“Hani?.. Hani?.. Ortada hiçbir şey yok. Başörtülü kadın her şeyi uydurmuş! Uzak noktada göremediğimiz sadece 50 saniye.. 50 saniyede o kadar taciz olur mu?” diyorlar..
 
Geçiyoruz ikinci kamera kaydına..
Bu görüntülerde ise, Gezi isyanının daha ilk günlerinde.. 
“Polisin panzeri altında kalan genç kız öldü.. İşte görüntüler”.. 
“Taksim’de tesadüfen Gezi Parkı yakınından geçen bir hamile kadın, polis şiddeti sonrasında çocuğunu düşürdü..”
“Taksim’de binlerce yaralı var.. Yüzlerce ağır yaralı.. Hastanelerin acil servisleri hasta kabul etmiyor..”
 
Ve daha yüzlerce yalanın atıldığı saatlerde..
“AP, hükümete 24 saat süre verdi. Az kaldı. Ha gayret. Biraz daha direnirsek, hükümet istifasını vermek zorunda kalacak. İstifa etmezse de düşmüş sayılacak..” türünden akla ziyan iddiaların ortalıkta gezindiği dakikalarda...
 
Gençler tahrik edilmiş..
 
Ülkeye bir panik ve dolduruşa getirme hakim olmuş..
Bu kirli operasyon sonrasında.. 
Saatte 60-70 kilometre hızla giden araçların vızır vızır geçtiği E-5’e çıkan gençler.. 
TV’lerin, radyoların yaptığı tahriklere kapılıp. Twitter’da, Facebook’ta yapılan kışkırtmalara kanıp..
Otobanda bir yönü tümü ile trafiğe kapatmışlar.. 
Yetinmemişler..
Kamera kayıtlarından izlediğimiz kadarı ile, tam bir fecaate imza atmışlar...
Kendisini Süpermen sanan gençler. 
Bariyerlerden atlayıp..
Gelen araçlara bir saniyeliğine bile bakmadan, diğer yönden saatte 60-70 kilometre hızla gelen arabaların da önüne durmuşlar..
 
Otoyolun tam ortasında, el işareti ile karşılarından gelen araçları durdurmak istemişler.. 
Akşamın karanlığında, bir el işareti ile saatte 70 kilometre hızla gelen aracı durduracaklarını sanıyorlar..
 
Gençlere kusur bulmuyorum..
 
O gün ulusal kanaldaki spikerin, “Keşke bir iki ölüm olsa” diye hayıflandığını duyduktan sonra..
Milletvekillerinin, parti genel başkanlarının yaptığı kışkırtmaları dinledikten sonra..
O gençler de, “büyükler”in tahriklerine aldanmışlar işte..
Sonuç?..
Mehmet Ayvalıtaş isimli genç, hızla gelen bir aracın çarpması ile yaralanıyor.. O araç geçip gidiyor.. Ardından başka araç gelip, duramıyor, takla atıyor, genç çocuğu bir daha yaralıyor..
Ve maalesef o genç kurtarılamıyor..
 
Olaya karışan araç sayısı, kamera kayıtlarında açıkça görüldüğü üzere, 6-7 tane..
Ve bu kamera görüntülerini sitelerine koyan büyük büyük gazeteciler.. Ekranlardan gösteren tecrübeli televizyoncular, şöyle başlık atıyorlar: “Mehmet Ayvalıtaş öldürüldü..”
 
Kabataş’ta başörtülü bayana yapılan saldırıyı görmezden gelenler..
Otoyola çıkıp, araçları durdurmak isteyen ve adeta intihar eden Mehmet Ayvalıtaş’ın kasten öldürüldüğünü iddia ediyorlar..
 
Bu kadar fanatik söylem içindeler.
Olayları böylesine ideolojik bir pencereden yorumluyorlar..
 
Gezici mağdur mu?.
Ne kadar kusurlu olursa olsun, o bizim adamımız. O kusursuz.. Onun karşısındaki kişi tam kusurlu. Hatta kasıtlı..
Geziciler suçlanıyor mu?..
Onlar hiçbir kusuru olmayan insanlar.. Polis araçları kendiliğinden ateş aldı.. Dükkan camları kendiliğinden yere indi.. Yaralanan polisleri kendi arkadaşları vurdu..
İşte böyle bir mantıkla, Türkiye’yi karıştırıyorlar..
Daha acıklısı, bu kafaya, Fetullah Gülen’in sempatizanları da destek veriyor.
Başörtülü kadını suçluyorlar..
Ayvalıtaş’a sahip çıkıyorlar..
“Camide bir şey olmadı” diyorlar..
Ne diyeyim..
Hz. Peygamber’in mihrabına, ayakkabısı ile bağdaş kurup oturan Geziciler masum, başörtülü kadın suçlu ise..
Minbere ayakkabısı ile çıkıp çıkıp inen Geziciler kusursuz, 6 aylık bebek suçlu ise.. 
Ben size ne diyebilirim ki!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder