HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

7 Mart 2014 Cuma

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit

Halkı isyana tahrik serbest mi?

07 Mart 2014
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit



Bir vatandaş, “Diktatörler istifa etmez, devrilirler. O halde devrilecek” demiş..
Bu ne demektir?
Benim Türkçem kıt ise, bilenler söylesin..
Bu vatandaş, demokratik bir hak kullanımı mı yapıyor?
Veya, temel hak ve özgürlükler lehine bir çağrıda mı bulunuyor?
Önce kendi kafasından bir hüküm veriyor: “Başbakan, diktatördür” diyor..
“Tamam, fikir özgürlüğüdür. Kendi değerlendirmesidir” diyebiliriz..
Kabul etmesek de, bu hakareti es geçebiliriz.
Ama arkasından, “Devrilirler, devrilecek” demesi..
Ortada seçim olmayan bir ortamda..
Halkın silahlı isyanı dışında bir ihtimalin akla gelmeyeceği bir şekilde..
“Devrilirler” demek.. “Devrilecek” diye devam etmek..
“Halkı isyana teşvik”ten başka bir şey değildir..
Bunun fikir özgürlüğü ile falan da ilgisi yoktur.. Olamaz..
“Vardır” diyen, Başbakan’ın nasıl devrileceğinin kastedildiğini çıkıp izah etsin..
İsyan dışında bir ihtimal var mı?
Yok..
İsyan, serbest midir bu ülkede?
İşine gelmeyen herkes, “İsyan edin, Başbakan’ı, hükümeti devirin” deme hakkına sahip midir, bu ülkede?..
Ki; “fikir özgürlüğü” olarak yorumlanıyor, bu tivit..
Ve İzmir’deki 7. Sulh Ceza Hakimesi, beraat veriyor bu tivite..
Yaltakçılar da hemen başlıyorlar propagandaya: “Emsal niteliğinde bir karar!”
Emsal niteliğinde imiş!
Behey şapşallar, sulh ceza hakiminin verdiği karardan, emsal mi olur?
Emsal olacak kararı verecek olsa, sulh ceza hakimi değil, Yargıtay hakimi olur!
Ama medya gücü ile..
Bu havayı pompalıyorlar ülkeye..
Arzu edilen şey şu:
Ülkeyi kardeş kavgasına götürecek tahriklerin yapılması serbest olsun..
Bu tahrikleri yapanlar cesaretlensin..
Sokaklar, kardeş kavgası için ortalığa dökülen insanlarla dolsun..
Ve çıkarılan kaos ortamı sonunda, hükümet devrilsin..
İstenen bu..
Beraat ettirilen şey de bu..

Şunu da belirteyim..
O hakime hanımın, gerçekten niyeti özgürlük olsa idi..
Sadece Başbakan’a değil..
Başkalarına da benzer söylemlerle niteleme yapıldığında, aynı özgürlük kararını vermeli idi..
Vermiş mi, bu mahkemenin hakimesi..
Hayır..
2008 yılında, youtube’ta bir klip yayınlanmış..
Atatürk’e hakaret edildiği ileri sürülmüş..
Sadece ceza verilmesi değil..
Anında youtube’a yasaklama kararı çıkartılmış, bu özgürlükçü hakimemiz tarafından..
Ne oldu şimdi?
Başbakan’a hakaret serbest. Başbakan’ın devrilmesi için tahrik serbest..
Ama Atatürk’e yapılacak hakarette; değil ceza vermek, bir de hakaretin yayınlandığı siteyi bile, ulaşıma yasaklamak..
Böyle mi sizin özgürlük anlayışınız?

Dün akşam saatlerinde, Başbakan ile, Milliyet gazetesinin patronu Erdoğan Demirören arasındaki bir telefon kaydı yayınlandı..
Montaj mı bilemiyorum..
Ama yine “paralelciler”, faka bastılar..
Onların mantığına göre, bu kaset montaj değil.
Biz de onların argümanlarını kabul edelim..
Kaset montaj değilse, Başbakan Erdoğan aleyhine ne var o kasette?
İmralı’yla devlet görüşmeler yapıyor..
Kan akmasın diye..
Bu ülkede, Mehmetçikler şehit olmasın diye..
Barış olsun diye..
Bu ortamı istemeyenler, devlet ile İmralı’nın görüşmesini, provokatif bir şekilde, basına sızdırıyor ve görüşmelerin kesilmesini amaçlıyorlar..
Başbakan da, bu yapılan haberin, habercilik olmadığını, provokasyon olduğunu dile getiriyor..
Ne var bunda?
Evet; son bir yıl içinde, kardeş kanı akmadığının görüldüğü bugünlerde, o haberin provokasyon amaçlı olduğunu şu an hepimiz kabul edebiliriz ama..
O tarihte; bu süreci yürütmek, riskleri göze almak, cesaret isterdi..
Başbakan da, o cesareti göstermiş..
Buna rağmen, kan içiciler, “Acaba halkta sinir uçlarını tahrik edip, barış sürecini engelleyebilir miyiz?” diye tahrik dolu bir manşet atmışlar..
Sonrasında başarılı olamamışlar ama..
En azından süreci, birazcık sekteye uğratmışlar..
Bunun üzüntüsünü yaşıyor Başbakan..
Ve benim gözümde, daha da büyüyor..
Paralelcilere rağmen..
Kan içici vampirlere rağmen..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder