HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

16 Mart 2014 Pazar

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit

Üç gencin de katili, sokakları tahrik edenler değil mi?

16 Mart 2014
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit

Tayyip Erdoğan, “Siz çözüm sürecini baltalamak mı istiyorsunuz” diyerek bir gazete yöneticisini arayınca, kıyamet kopuyor..
Ama paralelciler telefon kayıtlarını özenle sakladıkları, gerekirse şantaj için kullanacakları için, Hürriyet’çilerin birbirleri ile yaptıkları konuşmaları dinleyemiyoruz.
Dinleyemediğimiz için de, saf saf merak ediyoruz: “Bunların patronları, kağıt üçkağıdından sanık olmuş. Gazetelerindeki 50 tane yazardan bir tanesi bile bu olayı kenarından bile yazamadı.. Niye ki acaba?”
Arınç, paralelciler için diyordu; “Safmışız, kusura bakmayın” diye..
Ben diyorum ki, o saflık hâlâ devam ediyor..
Nasıl?
Dünkü Hürriyet’te, birinci sayfadan “Düşünme zamanı” diye bir başyazı yayınlanmış.
Özü şu: “Türkiye’yi çocuk mezarlığına çeviren bu iklimden çıkaralım.”
Berkin’in. Sonra Burak’ın ve polisimiz Ahmet’in ölümünü kastediyorlar..
“Ölümlerden kurtulalım” diyorlar.
“Ne güzel bir çağrı” diyeceksiniz..
Ben de öyle diyorum: “Çok güzel!”
Peki başyazının hemen yanında ne haber var?
Manşetten: “Trafik cezası ödemiyor”
Kim ödemiyormuş?
Meşhur operasyonda tutuklanan Reza..
Malum şarkıcı ile evli Reza’nın yanından bile geçmem. Ama Reza üzerinden hedef belli..
Başbakan’a vurmak. Başbakan’ı devirme operasyonuna bir kıvılcımla da olsa destek vermek.
Hemen yanıbaşında “İklimi yumuşatalım” diyorlar. Yanında ise, resmen yalan bir haberle, ateşe benzin taşıyorlar.
Bir kişi kırmızıda geçecek. Trafik cezası kesilecek. Ama ödemeyecek öyle mi, ahlaksızlar!
Değil o adamın, Başbakan’ın bile arabasına o ceza kesilirse, o para ödenmek zorundadır.. Ödenmeden, nasıl kapatacaksınız, dosyasını.. Söyleyin ikiyüzlü tahrikçiler..
Hemen altında bir haber daha.. “Rüşvet almadı, fenomen oldu” diye bir başlık. Yine hükümete vurarak, kamuoyu oluşturuyorlar.
Başyazıdaki iklimi yumuşatma çağrısının tam aksine.
Yine bir yalan.
Niye yalan?
Çünkü Teoman dedikleri zat için, Reza’nın adamının konuşmasında, “Adam mala konmak mı istiyor ne” ifadesini ısrarla gizliyorlar..
Evet, Teoman’ın, malum kişilere zorluk çıkarttığı kesin.. Ama bu zorluk çıkartmanın arkasında ne olduğu meçhul. Çünkü yayınlanan görüşmenin bir bölümünde açıkça: “Ne yapmak istiyorlar bilmiyorum. Malı mı yemek istiyorlar (...) konmak mı istiyorlar mala ne, anlamadım” diyor.
Buyrun burdan yakın.. Bu kadar çetrefil bir konuyu da, hükümet aleyhtarlığına çeviren kağıt üçkağıdının sanığı patron gazetesi, bir de “iklimi yumuşatmak”tan bahsediyor!
Bunlarla bitiyor mu?
Ne gezer?
Çeviriyorum sayfayı.. Yılmaz Özdil çıkıyor..
Berkin’den sonra, Burak ölmüş. Ahmet ölmüş..
O hâlâ Berkin’de kalmış.. Yok sayıyor, görmüyor Burak’ı, Ahmet’i..
Ahlaksızca.. Vicdansızca..
Çeviriyorum, Melis çıkıyor karşıma.. “Nefes almaktan utandırdılar” diyerek, tahrike devam ediyor. Bin türlü yalanla, dolanla.
Hemen karşısında İsmet Berkan, fezlekeler üzerinden vuruyor, ortamı kızıştırmaya çalışıyor. Fezlekelerde “değişiklik var mı yok mu”, anlaşılması için, paralel örgütün yaptığı sızdırmanın ayrıntılarını, destekleyici tarzda aktarıyor..
İklimi yumuşatma değil, ortamı gerginleştirme için, yalanları ardı ardına sıralıyor.
Hergele mi?
Patronu üçkağıt sanığı olunca “Ben bu işlerden anlamam” diyerek izah etmişti(!) konu hakkında iki satır yazamamasını!
Şimdi, anladığı(!) şeyi yapıyor.
Anladığı ne: Çarpıtma!
“Ne yaptı Berkin’in babası? Kışkırtıcılığa zerre prim vermedi” diyor.
Aile, oğlu üzerinden Başbakan’ı katil ilan ediyor.. Hergele hâlâ “Kışkırtıcılığa prim vermedi” diye savunma yapıyor.
Haydi “Katil” desin.
Ardından, yapılan kışkırtıcılık sonucu Burak Can öldürülüyor. Polis Ahmet şehit ediliyor.
Onları da görmezden geliyor, utanmaz hergele.. Yok sayıyor, o iki masumun ölümünü.
Sanki o iki masum, uzayda katledilmiş, Berkin’in ölümü sebebi ile yapılan gösteriler sırasında öldürülmemişler!
Bu kadar utanmazca. Bu kadar ahlaksızca.. Bu kadar hayasızca gerçekleri tahrif ediyorlar..
Sonra da, başyazıdan, “İklimi yumuşatalım. Ülke çocuk mezarlığına dönmesin!”
Ülkeyi çocuk mezarlığına döndüren kim?
Önce Berkin’i sokağa çıkart. Tahrik et.. Sabaha kadar sokaklarda eylemlerde koşturt.. Sonra bir kaza sonucu ölünce, bu sefer onun üzerinden bir daha insanları tahrik et.. Bu sefer Burak’ı, Ahmet’i öldürt.
Sonra dön, “Ülke çocuk mezarlığına dönmesin” de!
Ne kadar ikiyüzlü bir yayın anlayışı!
Ahlaksızlara çağrımdır:
Çocukların ölmemesi için, çocukları sokağa çıkmaya tahrik etmeyin. Varsa hükümet ile bir derdiniz, sandığa gidin, oyunuzla devirin.
Deviremiyorsanız, ahlaksızlık yapmayın, oturun oturduğunuz yerde!
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder