HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

2 Nisan 2014 Çarşamba

Bundan sonra yapılması gereken tek şey!

 
TURGAY GÜLER
 
Günlerden bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler. 
Bunun üzerine Hz. Süleyman o dervişi hemen huzuruna çağırtır. 
Derviş gelince de sorar; 
“Bu kuş senden şikâyetçi, kanadını kırmışsın. Niçin yaptın?” diye. 
Derviş boynunu büker ve kendini savunmaya başlar. 
“Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Baktım kaçmadı, yanına kadar gittim ama yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada da kanadı kırıldı.” 
Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve şöyle der: 
“Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun.” 
Bu kez kuş kendini savunur: 
“Efendim ben onu derviş kıyafetleri içinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana bir kötülük gelmez, bunlar Allah’tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım.” 
Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısasın 
yerine getirilmesini ister. 
“Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın” diye emreder. 
Ancak bu emre Kuş itiraz eder: 
“Efendim, sakın böyle bir şey yaptırmayın” diyerek öne atılır. 
“Neden?” diye hayretle 
sorar Hz. Süleyman. 
Kuş nedenini şöyle açıklar: 
“Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar. Siz en iyisi bunun üzerindeki derviş elbisesini çıkartın. Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın.” 
Hikâye burada bitiyor. 
Şüphesiz bu kıssadan 
kendi payına düşen hisseyi 
alacaklar vardır. 
Bütün oylar CHP’ye yazılsın! 
AK Parti yerel seçimlere giden süreçte tarihinin en büyük haksızlığına maruz bırakıldı. 
Cemaat, CHP, MHP, SP, BBP, irili ufaklı diğer partiler, Doğan Medyası, Ciner Medyası, cemaat medyası, yargı ve emniyetteki paralel yapılanma, dış mihraklar ve dahası… 
Hepsi birleşip AK Parti’ye açıktan savaş açtı. 
Kuralsız, ilkesiz, kanunsuz, hukuksuz, ahlaksız bir savaş. 
Ortak amaç Erdoğan’ı devirmekti. 
Nihayet 30 Mart gelip çattığında hepsi bir şeyden çok eminlerdi. Bu kadar ”saldırı” karşısında Erdoğan’ın ayakta kalması mümkün değildi! Yine de buna rağmen işi şansa bırakmamak için sandık başında da örgütlendiler. 
Sandıklar açılıp, oylar sayılmaya başlandığında şok yaşıyorlardı! 
Zira yıllardır aşağıladıkları, hakaret ettikleri, küçümsedikleri sessiz çoğunluk yine tokadı patlatmıştı. 
Seçmenin iradesine yönelik müdahaleleri başarısız olunca bu kez kullandığı oya saldırdılar. 
Bakmayın siz elektrikler kesildi, sular akmadı komedisine. 
AK Parti’nin on binlerce oyu kaşla göz arasında iptal edildi. 
Birçok il ve ilçede AK Parti maalesef sandığa sahip çıkamadı. 
Mesela Esenler’de AK Parti’nin 16 bin oyu geçersiz kabul edildi. 
Hem de komik gerekçelerle. 
Zarfın köşesi kıvrıkmış, mühür tersmiş, oy pusulası ter kokuyormuş falan… 
Onlarca, yüzlerce sandık başında AK Parti adına abi ve ablalar görev yaptı. 
Teşkilata sızmış paralel abi ve ablalar. 
Ankara’da sandığı bırakıp balkon konuşmasına koşanlar oldu. 
Oysa sandık namustu ve bunu AK Parti teşkilatları çok iyi bilmekteydi. 
AK Parti yerel seçimlerden yüzde 46 gibi büyük bir başarıyla çıkmış olabilir. 
Lakin birçok il ve ilçeyi kazandığı halde kaybetti. 
Sandığın içinde kazandı. Ama kağıt üzerine geçirilirken kaybetti. 
Sanırım Erdoğan bu konuda gereğini yapacak. 
Hal böyle iken, muhalefet “oyumuz çalındı” diye yırtınıyor. 
Siz onların ciddiyetini Kanadoğlu’nun YSK’ya başvurup, ”Ankara’daki MHP oyları CHP’ye yazılsın” temennisinden anlayın! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder