HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

8 Nisan 2014 Salı

Gülerce Ilıcak'a ne dedi?

 08 Nisan 2014   
O kadarcık kusuru görmezden geleyim ve Nazlı Ilıcak'ın Gülerce ile yaptığı görüşmeyi anlattığı kısa yazısını sizlerle paylaşayım...

Yanlıştan dönmek "erdem", ısrar etmek ise "cehalettir"...

Geçtiğimiz günlerde bütün Türkiye'de "Gündem" oluşturan bir haber vardı hatırlayacaksınız.

İnternethaber Gurubu Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Özışık; Hizmet Hareketi'nin "en güvenilir" ve fakat en "itirazcı" yazarlarından biri olan Hüseyin Gülerce ile görüşmüş ve yaptığı özeleştiriyi internethaber okurlarıyla paylaşmıştı.

Gündemin birinci haberi olan o görüşme ve Gülerce'nin özeleştirisi üzerine televizyonlarda tartışma programları düzenlemiş, köşe yazarları analiz yapmışlardı...

Ve hepsi de haberin kaynağının "Hadi Özışık" olduğunu ekranda ya da köşelerinde belirtmişlerdi...

Bir kişi hariç: Nazlı Ilıcak...

Birkaç gün sonra Ilıcak yaptığı yanlıştan ekisk de olsa döndü...

Yeni yazılarından birinde şöyle yazdı:

"3 Nisan tarihli makalemde, Hüseyin Gülerce'nin İnternet Haber'e verdiği röportajı eleştirmiştim."

Oysa Gülerce internethaber'le değil Hadi Özışık'la yapmıştı söyleşiyi...
Haber de Özışık'ın köşesinde yayımlanmıştı...
Neyse...
O kadarcık kusuru görmezden geleyim ve Nazlı Ilıcak'ın Gülerce ile yaptığı görüşmeyi anlattığı kısa yazısını sizlerle paylaşayım...

Hüseyin Gülerce ve Cemaat


3 Nisan tarihli makalemde, Hüseyin Gülerce'nin İnternet Haber'e verdiği röportajı eleştirmiştim. Gülerce, bu röportajda, Cemaat'e yakın bazı şahısların sert üslubunu ve Hizmet Hareketi'nin CHP için oy toplamasını yanlış bulduğunu söylüyordu.
Gülerce'nin bu açıklamalarının zamanlamasını hatalı gördüğüm gibi kendi arkadaşlarının üslubunu tenkit ederken, niçin Tayyip Erdoğan'ın "nefret diline" değinmediğini de sormuştum.

Gülerce beni aradı ve şu bilgileri verdi: "Birçok yazımda (29 Ocak, 19 Şubat, 26 Şubat ve 14 Mart 2014 tarihli makalelerimde) Fethullah Gülen'in hak etmediği çok ağır cümlelere muhatap olduğuna temas etmiştim" dedi.

Evet temas etmişti...

Mesela 29 Ocak'taki "Diyanet önünde cinayet" başlıklı makalesinde şöyle diyordu:

"Başbakan Erdoğan'ın, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın töreninde Muhterem Fethullah Gülen'e yönelik akıl almaz ifadeleri, işin çığırından çıktığını gösteriyor. 'Yalancı peygamber, sahte veli, içi boş alim müsveddesi' de ne demek? Herkesin başbakanı olma sorumluluğu taşıyan Erdoğan'a ne oldu böyle? Milyonların gönlünü böylesine hoyratça hançerlemenin, yürekleri paramparça etmenin yanlışlığını, kendisine anlatacak, söyleyebilecek kimse kalmadı mı?.. Başbakan sadece Muhterem Hocaefendi'ye hakaret etmedi. Sadece onu incitmedi. Onu seven milyonlara hakaret etti, milyonları incitti..."

Ama keşke, hemen seçimlerden sonra, Cemaat tam da hedefe konulmuşken bu özeleştirileri kendisine saklasaydı. Çünkü istismar ediliyor, hatta Hüseyin Gülerce'ye Nurettin Veren, Lâtif Erdoğan, Kemalettin Özdemir gibi roller biçiliyor. Gülerce, şiddetli bir dille bunu reddetti. "Keşke, bugünkü yazımı okusaydınız. Orada da AK Parti'nin 4 yanlışından söz ediyorum" dedi. Hiçbir dünya nimeti için 30 yıldır birlikte olduğu Fethullah Gülen'e sırtını dönmeyeceğini sözlerine ilave etti.
Gülerce'nin, "Cemaat'e yakın kişilerin daha nezih bir dil kullanmasına" ilişkin arzusunu anlıyorum. Keşke bu hislerini dile getirirken aynı röportajda, AK Parti'nin ve Başbakan'ın üslubunu da eleştirseydi. O zaman kimse "Cemaat'te çatlak" gibi bir izlenim edinip bu sözlerini istismar etmeye kalkışmazdı.
http://www.timeturk.com/tr/2014/04/08/gulerce-ilicak-a-ne-dedi.html#.U0RUkVprPDc

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder