Şeyh Ahmet Yasin'in öldürülmesinden bir kaç ay önce
yazdığı mektubu
"Ey Araplar! Ne hallere düştüğünüzü görmüyor müsünüz!? Ben ki kocamış bir yaşlıyım, kurumuş iki elim, ne kalem tutuyor nede silah!! Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim!! Ben ki saçları ağarmış, ömrünün son demlerinde, Türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belalarının estiği biriyim!! Tek isteğim benim gibi, Müslümanların zaaf ve aczinden müteessir olanların yazmasıdır! Gerçekten böyle mi?
"Ey Araplar! Ne hallere düştüğünüzü görmüyor müsünüz!? Ben ki kocamış bir yaşlıyım, kurumuş iki elim, ne kalem tutuyor nede silah!! Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim!! Ben ki saçları ağarmış, ömrünün son demlerinde, Türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belalarının estiği biriyim!! Tek isteğim benim gibi, Müslümanların zaaf ve aczinden müteessir olanların yazmasıdır! Gerçekten böyle mi?
Siz
ey Müslümanlar! Suskun ve aciz! Helak olmuş ölüler!! Hala kalpleriniz
sızlamıyor mu? Başımıza gelen bu acı felaketler karşısında, Bir halk yok
mu? ALLAH için ve ümmetin namusu için kızacak! Hiç kimse yok mu? Şerefli direnişçilerken, bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere
karış duracak! Bizleri yıkıp, yok etmeye and içtiler!! Bu ümmet utanmaz
mı!? Şerefi çiğnenirken!! Bu ümmetin devletleri utanmaz mı!? Siyonist
katilleri ve uluslararası işbirlikçilerini görmezden gelirken!
Omuzlarımıza el verecek ve göz yaşlarımızı silecek bir bakış!! Bu
ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, teşkilatları ve bariz
şahsiyetleri, ALLAH için kızmaz mı!? Tümü birden sokaklara dökülüp, "Ey
RABBİMiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve mümin
kullarına yardım et!" diye çağıramaz mı!?
kullarına yardım et!" diye çağıramaz mı!?
Buna da mı gücünüz yetmiyor!? Bizim için dua etmeye!!
Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, çünkü o zaman bizim anlımızda şu yazılacak, "Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık! Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek! Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız!
Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, çünkü o zaman bizim anlımızda şu yazılacak, "Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık! Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek! Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız!
Bizden,
teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin! Çünkü biz, bunu
yapsak da öleceğimizi biliyoruz. Bırakın savaşçı onuruyla ölelim!
Dilerseniz bizimle olun, elinizden geldiğince, Öcümüzü sizden her biri
boynuna taksın! Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin!
Taziyemiz, ALLAH'ın emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır!
Umarız bizim aleyhimize olmazsınız! ALLAH aşkına, bari aleyhimize
olmayın!
Ey ümmetin liderleri, ey ümmetin halkları!! "ALLAH'ım!
Sana şikayette bulunuyorum... Sana şikayette bulunuyorum... Sana
şikayette bulunuyorum...Gücümün azlığını, imkanımın yetersizliğini ve
insanlara karşı zaafımı sana şikayet ediyorum...
Sen mustazafların
Rabbisin... Sen bizim RABBİMizsin... Bizi kime bırakıyorsun... Bize
cehennem olacak uzaklara mı? Veya düşmana mı? ALLAH'ım! Akıtılan kanlar,
dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu
yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş
ekinler aşkına sana şikayette bulunuyorum.
Sana şikayette
bulunuyorum! Gücümüz dağıldı... Birliğimiz bozuldu... Yollarımız
ayrıldı... Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı
yenmedeki aczini sana şikayet ediyoruz...
Şeyh Ahmed Yasin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder