HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

17 Şubat 2014 Pazartesi

Kazığa oturtulacak Meral abla “paralel”i soruyor!

17 Şubat 2014
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit
 
Oooo. 
Meral ablamız generalin “yağı kazığa oturtma” tehdidinden sonra..
Sus pus olmuştu..
 
Biz isyan etmiştik, “Bir atanmış, seçilmiş bir bakana.. Hem de bir bayan bakana.. Böyle terbiyesizce küfürü nasıl eder? Sadece küfür değil.. Tehditli küfürü nasıl eder..”
Tehditçi generalin hükümran olduğu dönemde küçücük bir itirazı olmayan bu bayan bakan..
Sonraki yıllarda, gerek MHP’nin koalisyon ortaklığı döneminde..
Gerekse darbecilerin yargılanmaya başlandığı dönemlerde, bekledik ki, Meral ablamız iki cümle ile cevap versin..
 
Kendimize yapılmış gibi üzüldüğümüz, ama muhatabının ne hikmetse ilerki tarihlerde de cevap vermediği o tehditte ne deniliyordu?
İfade aynen şu: “Gelirsek, o kadını yağlı kazığa oturturuz..”
 
Bu ifadeye itirazı olmayan Meral ablamız, şimdi o ifadeyi kendisine sarfeden generali sanık sandalyesine oturtan siyasi iktidara küfür etmekle gündeme geliyor..
Geçen hafta, İstanbul’da değişik ilçeleri ziyaret etmiş.
Baktım, bir tane haberi çıkmamış gazetelerde..
Ama taktiği değiştirmiş Meral ablamız..
 
Kendisine o çirkin küfürü eden general için iddianame hazırlatan siyasi iktidara “Hırsız” demiş..
 
Der demez, bütün ajanslarda birinci haber..
 
Kendisine küfür eden darbeciden korkmuş.. Tırsmış.. Süklüm büklüm olmuş..
 
Ama bugün, karanlık operasyon ile suçlanan insanlara, direkt “Hırsız” diyerek hükmünü veriyor..
İfadesi şöyle: “17 Aralık’ta bir şey oldu. Bir uyandık Türkiye soyulmuş.”
TBMM Başkanvekili olan bu ablamızın “yargı”dan anladığı, sadece savcılık olmalı..
Savcı iddia ettiği an..
Yargı kararı çıkmış gibi..
 
“Türkiye soyulmuş” sonucuna varıyor, Meral ablamız...
Tabii o iddianameler yeterli olsaydı..
Şu an partisinde milletvekili olanların birçoğunun.. Partisinde politika yapanların birçoğunun.. 12 Eylül öncesindeki olaylar için nelerle suçlandığını, hatırlatmaya bile gerek yok..
Oysa bugünkü olayda.. İddianame bile yok daha..
Arama yapılmış..
TBMM Başkanvekili sıfatı taşıyan hanım, “Hırsız” diye hükmünü verip, konuyu kapatmış..
Biz de kendisine, partisindeki arkadaşlarına, polis suçlamaları ile benzer tanımlamaları kullansak, ne der acaba?
 
O düşünedursun, Meral ablamızın cevap bulamadığını iddia ettiği soruları aktaralım size..
“İyi tamam da kim bu paralel devlet, nasıl bu paralel devlet? Soruyoruz cevabı yok” diye başlıyor..
 
“Suç mu işliyor bu paralel devlet? Cevabı yok” diye devam ediyor..
Sanırsınız ki, Kuzey Kutbu’nda yaşıyor Meral abla..
Anlatılanları duymamış..
Yaşanılanları bilmiyor..
Öyle ise biz hatırlatalım kendisine..
 
Paralel devlet, 2 ayda tamamlanacak soruşturmayı..
2 sene uzatmış..
 
Suç işlemiş..
 
UYAP’a girilmesi gereken soruşturmayı, herkesten gizlemiş..
 
Suç işlemiş..
 
Üç ayrı soruşturma halinde yürütülmesi gereken dosyaları, aynı gün operasyona dönüştürüp, sansasyon peşinde koşmuş.. 
 
Suç işlemiş..
 
Hükümeti devirmeyi amaçlamış..
 
Suç işlemiş..
 
Tüm bu usulsüzlükler, “İşlenen bir suç varsa, onu ortadan kaldırır mı?” diyecek olanlar çıkabilir..
Bu usulsüzlükler, muhataplar suç işlemiş ise ortadan kaldırmaz ama..
 
Suç işledikleri konusundaki ihtimali, zayıflatır..
 
İftira ihtimalini artırır..
 
“Kes, biç, yapıştır” oyunlarının döndüğü iddiasını güçlendirir..
 
Onun için, Meral ablamız acele etmemeli..
 
Kendisini tehdit edenleri.. Hakaret edenleri bile.. Suçları ayan beyan ortada iken, savcılığa veremezken..
 
Şimdi, MİT araçlarını durdurmaya varacak kadar  haince operasyonlara kalkışanların avukatlığına soyunmamalı..
 
Avukatlık, yapılanın yanında az kalır...
 
Hainlik peşinde koşanların iddialarını, hakimmiş gibi hükme dönüştürmeye kalkışıyor, Meral ablamız..
 
  Sonra da “Paralel devlet suç mu işliyor” diye soruyor..
 
MİT araçlarını durdurmak suç değilse, daha nasıl suç işlenecek?
 
MHP içindeki bir milletvekili, MİT’in aracının durdurulmasını.. MİT mensuplarının yerlere yatırılmasını.. Hatta MİT’çilere dayak atılmasını.. MİT’in kontrolündeki araçlarda silah olduğu yönünde hayali bilgileri tüm dünyaya yayıp, Türkiye’yi zor duruma düşürenlerin yaptıklarını..
 
Suç olarak görmüyor mu?
Haydi bunlar, adli vakalar..
Başkanvekili olduğu TBMM’deki bir kanun değişikliğinde yaşananları görüp, yine mi “paralel devlet”in neler yapmak istediğini anlayamıyor, Meral ablamız..
Çok basit, çok net bir açıdan özetleyeceğim, HSYK değişikliğini..
 
Mevcut durumda, HSYK Genel Kurulu, 15 üye ile toplanabiliyor. Bazı üyeler karar alınmasını önlemek için toplantılara katılmıyorlar. Şimdi, değişiklikle; toplantı yeter sayısı 12’ye indirildi.
Kıyamet kopuyor bunun için.
 
Yani denilmek isteniyor ki, “HSYK kilitlensin.. Karar alınamasın..” 
 
Bu ahlaksızlık değil midir?
 
Bu hainlik değil midir?
 
Bu hırsızlığın en büyüğü değil midir?
 
Ki, soruyorsun Meral abla: “Paralel devlet ne suç işledi” diye. 
 
HSYK’nın karar almasını önlemekten daha büyük suç mu olur? 
 
Bir hatırlatma daha..
Paralel devlet, dün Meral ablayı, “yağlı kazığa oturtmak”la tehdit ediyordu..
Bugün de, HSYK’yı kilitlemekle.. 
Bir gün darbeci ile yapıyor, tehdidini... Bir gün taşeron Zamanecilerle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder