HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

8 Mart 2014 Cumartesi

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit

Doğru söylüyorlar: 28 Şubat tekrarlanıyor!

 
 
08 Mart 2014
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit





Diyor ki, Gülen sempatizanları, “Bugün bize yapılanlar, 28 Şubat’ta tüm dindarlara yapılmıştı. 28 Şubat tekrarlanıyor..”
Bence de, 28 Şubat tekrarlanıyor!
Bir dakika, hemen “Sen de Gülen ekibine mi geçtin?” demeyin..
Benim analizim, biraz derin..
Bugün, 28 Şubat tekrarlanıyor..
Burası doğru..
Ama bir ilave ile doğru:
Bugün 28 Şubat denilince hemen hatırladığımız “ikinci aşama” için değil, hazırlık evresi olan “birinci aşama” için doğru, "28 Şubat tekrarlanıyor" tesbiti.. ..
Birinci aşama ne?
İkinci aşama ne?
Birinci aşama, yolsuzluk suçlamaları. İkinci aşama ise, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması..
Biraz daha açalım..
Ne olmuştu, birinci aşama olan hazırlık safhasında?
“Bosna paraları iç edildi. Süleyman Mercümek yardım paralarını yedi.. Erbakan hoca 730 TL’lik emlak vergisi borcunu ödemedi..Vergi kaçakçılığı yaptı.. Uyuşturucu parası, bu bavulla geldi. Vs.”
Evet, dindar insanlara “yolsuzluk suçlamaları”  böyle adice isnatlarla yapılmış ve 28 Şubat’taki temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması için ön hazırlık tamamlanmıştı..
Sonrasında da, Erbakan hoca devrilmiş, ve temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, bugün 28 Şubat deyince aklımıza gelen ikinci aşama gerçekleştirilmişti.
Yolsuzluk denilenlerin hepsinin iftira olduğu anlaşıldı ama.. Atı alan Üsküdar'ı da geçti..
Şimdi de aynısı yapılıyor..
Dindar insanlara, “Yolsuzluk yaptılar” denilerek, bir sonraki aşamada hayata geçirilecek olan “başörtü yasağı”nın, “katsayı adaletsizliği”nin hazırlıkları yapılıyor.
Eğer yolsuzluk iftiralarını, kamuoyuna yutturabilirlerse, Erdoğan’ı devirebilirlerse, sonraki aşamaya geçecekler.
Aynen Erbakan’ı devirdikten hemen sonra, İmam Hatiplerin orta kısımlarını kapattırdıkları gibi.. Başörtü yasağını yaygınlaştırdıkları gibi.. Katsayı adaletsizliğini hayata geçirdikleri gibi..
**
“28 Şubat tekrarlanıyor” görüşüne katıldım.
Ama bir not ilave ettim: “Henüz birinci aşamadayız” dedim..
Ama 28 Şubat’tan esaslı bir farka da dikkat çekmem gerekir..
28 Şubat’ta taşeron, darbeci generaller ve laikçi medya idi..
Bugün ise taşeron, Gülen ve ekibi.. Dindar kisveli medya..
28 Şubat’ın failleri dün darbeci generaller ile laiklik kisvesi arkasındaki işbirlikçi medya idi..
Bugünkü 28 Şubat’ın failleri: Gülen ekibi.. Gülen'in elinin altındaki medyası..
**
28 Şubat’ın mağduru ise dün kim idiyse, bugün de aynı. Değişmedi..
O zaman da mağdurları, dindar insanlardı..
Yolsuzluk iftiralarına maruz kalanlar ve temel hak ve özgürlükleri çiğnenenler dindarlardı..
Bugün de yine mağdur olanlar, dindar insanlar..
Yine yolsuzluk iftirasına maruz kalanlar, dindar insanlar..
**
28 Şubat şu açıdan da tekrarlanıyor..
Hatırlarsanız, bir andıç yayınlanmıştı, 28 Şubat’ta..
“Akit ve Milli Gazete, PKK aleyhine yazmamak üzere örgüte söz verdi” diye bir iftira atmışlardı..
Amaçları, dindar medyanın, terörist PKK ile işbirliği yaptığı iftirası sonucunda, dindar insanları itibarsızlaştırmaktı..
Şimdi de “başı dumanlı gazete yönetmeni”, aynısını tekrarlıyor..
Eline vermişler andıcı..
İktidardaki partinin dindar yöneticilerine diyor ki: “Bir kerecik de KCK ve PKK ile ilgili konuş. Öcalan ile ilgili bir şey söyle. Neden korkuyorsunuz? Ne söz verdiniz?”
28 Şubat’taki Hürriyet ve Sabah gazetelerinde yayınlanan andıçtan bir farkı var mı bunun?
Ben bir fark göremiyorum..
Aynısının, tıpkısı..
Hürriyet’in yaptığını.
Bugün kafası dumanlı ekip, Hürriyet’i yedeğine alarak yapıyor..
**
SENİN PATRONUNUN CANI, YÜZLERCE ASKERİN CANINDAN DAHA MI TATLI?
Derya Sazak diyor ki: “Patron ya kalp krizinden gitseydi..”
Tayyip Erdoğan ile Erdoğan Demirören’in, meşhur ağlamalı konuşması için bunu söylüyor..
Adamın düşündüğüne bak..
O konuşmanın gerekçesi ne idi?
“Asker kanı akmasın diye uğraşıyoruz. Siz bunu provoke eden haber yapıyorsunuz!” çıkışı!
Derya’nın manşete oturttuğu haber, amaçladığı hedefi gerçekleştirseydi..
Hükümet biraz dik duramasaydı. Riski göze alamasaydı..
O günden bugüne, yüzlerce askerimiz can verecekti.
Derya ise, eski patronunu düşünüyor: “Ya kalp krizinden gitseydi..”
Sizin patronun.. Sizin çocukların canları önemli. Canları tatlı..
Mehmetçiğin canı bedava, öyle mi utanmaz Derya!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder