HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

13 Mart 2014 Perşembe

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit

Dürüst bir “Zamane”nin “fikrî iflası”nın resmidir!

12 Mart 2014 Çarşamba 09:15

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit

Abdülhamit Bilici, Zaman çizgisinde dürüst kalemlerden birisidir.
Son tartışmalar, onun bu özelliğini “-di’li geçmiş zaman”a itti.
Dünkü yazısı, internet sitelerinde de manşet olmuş. Dikkatimi çekti.. “Belki bir yanlışımızı bulur, düzeltiriz” diye okudum.
Maalesef, bu okuma, Bilici hakkındaki tüm iyi niyetlerimi de boşa çıkarttı.

Diyor ki Abdülhamit Bilici, “Yurtta yalan, dünyada yalan.”
Oysa Bilici’nin yazısına bu başlığı attığı gün, Zaman’da Danıştay katili Alparslan Arslan’ın tahliye edildiği yazılarak, yalanın kralına imza atılmıştı.

Dikkat buyrun Zaman gazetesi, “Tahliye kararı verildi” demiyor, “Tahliye edildi” diyor..
Resmen yalan yazıyor.. Gerçeği tahrif ediyor..

Onu geçelim.. Zaman’ın suçunu, Bilici’ye yüklemeyelim.

Kendi yazısından, “yalanlar” demeye elim-dilim varmıyor, “yanlışları” birer birer aktaralım.
Abdülhamit Bilici, “utanç listesi uzun” notunu vererek diyor ki:

“Medyalarında yalan o kadar çok ki, düzeltmeye yetişmek zor. Bir bankanın 17 Aralık yolsuzluk operasyonunu önceden bilip döviz alarak 2 milyar dolar kazandığı söylendi, yalan çıktı. Suudi Arabistan’daki okullarda beddua seansı düzenlendiği söylendi, orada Hizmet’in hiç okulu olmadığı çıktı. Fenerbahçe’yi Camia’nın ele geçirmek istediği söylendi ama Erdoğan’ın bu konudaki girişimleri ortaya çıktı. ‘Cemaat, askerî okul sınav sorularını dağıttı’ dendi. Genelkurmay yalanlayıp, öğrencileri mülakat ve spor testiyle aldığını duyurdu. ‘Bediüzzaman’ın köylüleri Cemaat’ten rahatsız’ dendi; yalanlandı. Başbakanlık’a böcek koyanların yurtdışına kaçtığı söylendi, o isimlerin dosyada olmadığı, birinin Türkiye’de, diğerinin bakan imzasıyla yurtdışı görevde olduğu ortaya çıktı.”

Bilici’nin yazısındaki tüm örnekleri kasten alıyorum ki, “İşine gelen kısmını almış, diğerlerini es geçmişsin. Bir tane yanlışım olabilir, ama diğerlerine niye cevap yok” demesin..
Bilici’nin, hiçbir “yalan suçlaması”nı atlamadan, gerçek yalanın kendisi tarafından yazıldığını tek tek belgeleyelim:

1) İlk yalan iddiası, 17 Aralık’ta bir finans kurumunun yüklü miktarda döviz aldığı konusu.. Bilici bunun yalan çıktığını yazıyor.. Rakamları açıklamadan.. “İspatlanamadı” diyor.. İspatlayacak olan, kendileri.. 2013 Ekim, Kasım ve Aralık ayında o finans kurumunun aldığı tüm döviz miktarını açıklasınlar.. Neyin “yalan” neyin “doğru” olduğunu, o zaman anlarız..

2) “Suudi Arabistan’da Gülen okulu yok” savunmasının bir laf salatası olduğu, yine Zaman gazetesinin önceki günkü, “Kamudaki tasfiye, kutsal topraklara uzandı” başlıklı haberle zaten ispatlandı. Durum; iddia edilen “Gülen’in okulunda beddua”dan daha vahim. Çünkü devletin okulunu, kendi okulları gibi kullanıyor olmalılar ki, 13 öğretmene birden işlem yapılıyor. Zaman da o öğretmenlere sahip çıkıp, müdürü itibarsızlaştırmak için olmadık savunmalar yapıyor..
Bu suçüstü neyi gösteriyor? O okul devletin ama, Gülen’in okulu gibi kullanılmış. O öğretmenler geri çekilince, Zaman hemen savunmalarını yapıyor!..
Bu kadar açık bir gerçek bile, maalesef Bilici’nin gözünde, yalan olarak takdim ediliyor!

3) Hizmetin Fenerbahçe’yi ele geçirme iddiası ile ilgili olarak da önce şunu söyleyeyim, “Yıldırım mı cemaat mi?” denirse, ben “Cemaat” derim.. Ama Bilici, farklı medya gruplarını bu kadar kesin yalanlayacak ise, önce Aziz Yıldırım ile Samanyolu grubu başkanı Hidayet Karaca’nın görüşmesini bir izah etmeli.. Neydi o görüşmenin sebebi ve içeriği.
Bir özür dileme mi?..
O izah edilirse, o zaman anlarız, Fenerbahçe üzerinden ne yapılmak istendiğini!

4) Bilici’nin yalan diye tanımladığı, ve kendisine destek aldığı Genelkurmay açıklamasında da çarpıtma yapılıyor. Genelkurmay “Sınav soruları çalınmadı” demedi. “Sınavı ÖSYM yaptı” dedi. İlginçtir, ÖSYM’den ise net bir açıklama gelmedi. Mülakatta şaibe olup olmadığını ise, zaman gösterecek..
Bakalım, sınav heyetinde olanlara şantaj yapılmış mı, yapılmamış mı? Bugünden bunu söylemek, mümkün değil. Ama Bilici, şimdiden herşeyi ispatlamış gibi yazabiliyor.. Başkalarını da suçlayarak.. Ve yanlış yapıyor.. En kibar ifade ile, “yanlış”!

Çünkü hakimliğe geçiş imtihanlarında yaşanan skandalı bire bir biliyorum.. Bilici bilmiyorsa, gazetenin avukatlarına soruversin.. Onlar kendisini bilgilendirirler.. Burdan faş etmeye, hiç gerek yok!

5) “Bediüzzaman’ın köylülerinin rahatsızlığı” konusu da, demagojiden ibaret..
O haberin neresi yalanlandı?
İki kişi ile görüşüp, “tüm köyün Fetullah Gülen’e destek verdiği”ni ileri sürmeyeceksin herhalde, Bilici kardeş!

 6) Başbakan’ın odasına böcek koyanlarla ilgili savunma da çok komik.. Olayları hayli geriden takip eden bir savunma.. Ben şunu beklerim: Böcekçileri bu kadar savunduğunuza göre, nerde iseler bulun, bir röportaj yapın da biz de öğrenelim işin gerçeğini..

Var mısınız, Bilici Kardeş!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder