HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

30 Ocak 2014 Perşembe

Cem KüçükCEM KÜÇÜK

Güneş balçıkla sıvanmaz!

Kusura bakmayın mütevazı olamayacağım... Ne söylediysek çıkıyor. Emniyet-yargı cuntasının medyaya nasıl yön verdiği birer birer deşifre oluyor. Eyüp Can'ın yönettiği Radikal gazetesi vesayetçi güruhun yanında saf tutuyor. Ben Radikal'in emniyet-yargı cuntası tarafından yönetildiğini ve Eyüp Can'ın abilerinden gelen emirlere uymak zorunda olduğunu yazdığımda burun kıvıranlar vardı. Oysa şimdi Radikal yazarlarının çoğunluğu dahil herkes gerçeğin farkına vardı. Özellikle İHH'ya ait tırda El Kaide'ye götürülen silahlar çıktı diye yapılan korkunç kara propaganda haberi her şeyi açık etti. Bu haberi ertesi gün daha çok büyüten de Hürriyet gazetesi oldu.

Başbakan Erdoğan dün Dolmabahçe'de gazetecilerle yaptığı toplantıda bu haberin 17 Aralık darbesinin bir devamı olduğunu söyledi. Yani Radikal gazetesi açıkça meşru hükümeti bu tür kara ve yalan haberlerle devirmenin hesabını yapıyor. Başbakan Erdoğan bu haberlerin perde arkasını ve kimler tarafından hazırlandığını da çok iyi biliyor.

Zaman, Bugün ve Taraf 17 Aralık darbesi sonrası haberleriyle inandırıcılık sorunu yaşayınca emniyet-yargı cuntası işlerini Radikal'le görmeye başladı. Öyle ki Radikal muhabirlerinden İsmail Saymaz Nazlı Ilıcak'a dair bazı gerçekleri twitterda deşifre etti. Saymaz'ın yazdıkları doğruydu. Ama Saymaz o tweetleri daha sonra sildi.

Saymaz'ın yazdıklarını daha geniş bir şekilde odatv haber yaptı. Beraber okuyalım:
'Ergenekon davası savcılığıyla ünlenen Zekeriya Öz, Ergenekon davasında bir aileye dokunmadı: Ilıcaklar'a. Hayır, hayır, dokunsun diye söylemiyoruz. Mesele şu, davaya temel olan temel ifade Tuncay Güney'e ait. İddialara temel olan Ergenekon şemasında kimin ismi var dersiniz: Nazlı Ilıcak'ın oğlu Mehmet Ali Ilıcak'ın.
Yetmedi, Güney ifadesine göre Veli Küçük'ün referansıyla Mehmet Ali Ilıcak'ın Akşam gazetesinde çalıştı. İddianamenin 160. Sayfasında bakın ne yazıyor:
'(…) medyanın ele geçirilmesi ve kontrolü ile ilgili Tuncay Güney beyanlarında;

Akşam gazetesi sahibi Mehmet Ali ILICAK'ın Veli KÜÇÜK'ün kontrolünde olduğunu, gazeteye geçtikten sonra Veli Paşayla oturup, gazetede kimlerin tasfiye edileceğini konuştuklarını ve bazı kişileri tasfiye ederek gazetenin kontrolünü ele aldıklarını, Aslan BULUT, Alev ÇUKURKAVAKLI gibi bazı gazetecilerden ekip kurduklarını, gazetede çıkacak birçok haberde Veli KÜÇÜK'ün onayının alındığını (…)' '

Bu arada Radikal'in yanında, Zaman yazarı Hamidullah Öztürk'ün akrabası Saygı Öztürk'ün yönetimindeki Sözcü gazetesi Ankara Temsilciliği de bu mekanizmanın stratejik üslerinden biri. Bu gazetede emniyet-yargı cuntası aleyhine tek haber çıkmıyor. Hatta geçen hafta CNN Türk'te Hüseyin Yayman, Saygı Öztürk'e, 'Başsavcı Turan Çolakkadı hükümet ya da başka bir gurubun adamıdır diyebilir misiniz?' diye sorduğunda, Saygı Öztürk cevap veremediği gibi, diğer savcılar hakkında da tek telime etmedi.

Emniyet-yargı cuntasının kara ve gri propaganda amacıyla kullandığı gazetecilerle darbeci polis şefleri ve savcılar artık görüşmüyor. Fakat bu sefer de devreye cuntanın sözde sivil ayağı giriyor. Ayrıca bu sivil ayakla görüşen ve çok okunan yazarlardan birinin, 'Şu hayatımda Tayyip'in inleyerek çöktüğünü ve bittiğini görmek en büyük arzum' dediği biliniyor.

Öte yandan Emniyet-Yargı cuntasının siyasi alanda destek vereceği isimlerin başında Mustafa Sarıgül geliyor. İddialara göre emniyet yargı cuntasının elinde Sarıgül'le alakalı birçok yolsuzluk dosyası var. Bu günlerde Sarıgül'ü en çok savunan isimlerin başında Koray Çalışkan geliyor. Çalışkan twitterde cemaate övgüler düzüyor. Öylesine övüyor ki, Çalışkan'ın solcu arkadaşları bile buna veryansın ettiler. Ama Çalışkan bir kere gözünü karartmış. Hem Sarıgül'e hem de cemaate tam entegre olmuş durumda.

Ancak Koray Çalışkan'a olumsuz bir haberim var. Çalışkan halen Boğaziçi Üniversitesi'nde bir akademisyen ama böyle tuhaf ilişkilere girmesi üniversite çevresinde akademik ahlaka da aykırı olarak görülüyor. Bu konuda bazı gelişmelere tanık olabiliriz. İsmi bende saklı Boğaziçi'nin önemli yöneticilerinden birinin Koray Çalışkan'la ilgili şu değerlendirmede bulunduğu iddia ediliyor: 'Normalde bu isim bizim üniversitemizde çalışabilecek biri değil. Yetiştirdiğimiz kaliteli akademisyenlerin çoğunluğu çok daha yüksek ücretler karşılığı vakıf üniversitelerine gidince biz de bu tür isimleri kabullenmek durumunda kalıyoruz. Fakat son dönemde bir akademisyene yakışmayacak etik-dışı ilişkileri ve angajmanları konusu artık bardağı taşırmaya başladı. İlgili akademik kurullarımız son kararı verecektir.'

Manzara çok net. Güneş balçıkla sıvanmaz. Emniyet yargı cuntası bütün ayaklarıyla çökertilecek. Emniyet ayağı, yargı ayağı, medya ayağı, siyaset ayağı, sermaye ayağı… Hepsi bitecek. Karşımızda bir ahtapot var ama paralel devlete karşı gerçek devlet çok daha güçlü. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığıyla bu meşru otoritelere tam bağlı MİT'iyle, TSK'sıyla, Emniyet'in önemli bir kısmıyla hukuka gerçekten bağlı yargısıyla meşru devlet ve demokrasi kazanacak.

Twitter.com/cemkucuk55

http://www.timeturk.com/tr/2014/01/05/yeni-safak-yazari-cemaat-sozcu-iliskisini-desifre-etti.html#.UuqrLfti0tB 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder