HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

21 Mart 2014 Cuma

Şu fitne döneminde örnek alınması gereken bir hayat: Sadrettin Yüksel

Şu fitne döneminde örnek alınması gereken bir hayat: Sadrettin Yüksel Kasım 30, 2013    

Vuslat Dergisi’nin, Aralık sayısının dosya konusu, son dönemin Âlimlerinden, Molla Sadreddin Yüksel’i konu ediniyor.

Vuslat Dergisinde bu ay, Sadreddin Yüksel Hocaefendi, Şehid Metin Yüksel’in babası dosya konusu olarak okuyucuya ulaşıyor. Vuslat’ın bu çalışması, 25 Aralık 2004 yılında vefat eden Sadredin Hocayla ilgili şu ana kadar yapılan ilk dosya çalışması olarak dikkat çekiyor.
İlim Deryası Molla Sadreddin Yüksel

Günümüz Türkiye’sinde, âlimlerin değer pek bilinmiyor. Bugün, gerçek İslâm âlimlerine her zamankinden daha çok ihtiyaç var. 1920- 2004 yılları arasında yaşayan, büyük İslâm âlimi Sadreddin Yüksel Hoca ilmiyle, mücadelesiyle, fetvalarıyla Türkiyeli müslümanların uyanışına vesile olmuştur. Ama ne yazık ki, böyle ilim deryası olan bir âlimin de değeri Türkiye’de pek bilinmedi.

Sadreddin Hocanın Ehl-i Sünnet Anlayışı
Sadreddin Hoca, Ehl-i Sünnet akidesine bağlı bir âlimdir. Fetvalarını, görüşlerini dört mezhebin fıkhına dayandırırdı. Türkiye’de İslâm Dini’ni tahrif etmeye çalışanlara karşı birçok reddiye kaleme aldı. İlmî makaleler yazdı. Birçok vaaz verdi. O’nun derdi, makam, mevki değil, davasıydı!

Tasavvuf Hakkındaki Düşüncesi
Molla Sadreddin’in yetiştiği medreselerin, aynı zamanda birer Nakşibendî tekkesinin muhteviyatı içinde olması ve O’na ders veren üstatlarının da ehl–i tarik olması, Yüksel üzerinde tasavvufa karşı derin olumlu bir tesir bırakmıştır.

Sisteme Muhalif Bir Âlim
Sadreddin Hocanın hayatı, büyük sıkıntılar içinde geçmiştir. Bu sıkıntıların içerisinde O, ilmî dersler vermeyi asla ihmal etmedi. Sadreddin Hoca, laik demokratik bir sistemle bağdaşık bir âlim değildi ve asla bağdaşmadı. Tam aksine, sisteme muhalif bir âlimdi. Sadreddin Hoca, İslâmî bir hayat yönetim biçimini savunuyordu. O, günümüz sorunların demokrasi ile değil, İslâm ile çözüleceğine inanıyordu. Bugün O’nu anlatanlar, maalesef O’nun siyasî görüşünü es geçmektedirler. Oysa O’nu en çok farklı kılan şey, gayr-i İslâmî sisteme karşı dik duruşuydu. O, Kur’ân ve Sünnet ölçüsünden asla taviz vermeyen bir âlimdi! Bedeli ne olursa olsun, Kur’ân ve Rasulullah Muhammed (s.a.s.) getirdiği sahih İslâm’ın takipçisiydi!

Âlimin ölümü Âlemin ölümü gibidir
Gerçek İslâm âlimlerinin azaldığı bir toplumda, yozlaşma, ahlâksızlık, haddi aşma bir o kadar hızlanır. Âlimler, ümmetin sönmeyen yıldızlarıdır. Onlar, Rahmet-i Rahmana kavuşsalar da bıraktıkları eserler, ilimler, talebeler onların hizmetlerini, izlerini sürdürmeye kâfidir. İşte Sadreddin Hoca da, 25. 12. 2004 tarihinden sonra, geride böyle güzel çalışmalar bıraktı.

Cuma Risalesi Türkçe’ye tercüme edildi
Sadreddin Hocanın, Arapça telif ettiği, ‘Cuma Risalesi’ isimli çalışması, Türkçeye tercüme edildi. Ve ilk defa Vuslat Dergisinde yayınlandı.

Dergi hakkında detaylı bilgi için: 0216 612 78 22 www.vuslatdergisi.com adreslerine başvurabilirsiniz.

http://www.medyagundem.com/su-fitne-doneminde-ornek-alinmasi-gereken-bir-hayat-sadrettin-yuksel/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder