‘Camia, demokratik hak ve özgürlüklerden yana kararlı tavrını sürdürecek’
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV), son günlerde gündemden düşmeyen
dershane tartışmaları, 2004 MGK kararı ve fişleme iddialarıyla ilgili
açıklama yaptı. Açıklamada, "Gönüllüler Hareketi, demokratik hak ve özgürlüklerden yana kararlı tavrını sürdürecektir." denildi.
5 Aralık 2013
Vakıf tarafından yapılan açıklamada, önce dershanelerin kapatılmasıyla ilgili tartışmalara değinildi. Açıklamada, “Sınavların
mevcudiyeti ve üniversite/lise tercihlerindeki farklılıklar var olduğu
sürece, ortaya çıkan doğal talebin özel teşebbüs tarafından
karşılanmasına herhangi bir engel konmamalıdır. Şüphesiz ki,
hükümetlerin aksayan eğitim sistemini reforme etme yetkileri herkesin
malumudur ve bu konudaki gayretleri de takdire şâyândır. Eğitim
sistemindeki çarpıklıklar, yetersizlikler ve eşitsizliklerin sonucu
olarak ortaya çıkan ve 10 yıllardır teşebbüs hürriyeti çerçevesinde
yasalara uygun şekilde faaliyet gösteren dershanelerin kanun zoruyla
yasaklanmak istenmesi, başta evrensel hukuk ilkeleri, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olmak üzere temel
insan haklarına ve demokrasiye aykırıdır.” ifadelerine yer verildi.
“Gerçek
demokrasilerde neyin ihtiyaç olup olmadığı bireye ve topluma
dayatılamaz; toplum mühendisliği yapılamaz. Birey ve toplumun önündeki
çoğulcu eğitim seçenekleri ortadan kaldırılamaz.” denilen açıklamada, “Günümüzde
demokratik dünya daha çoğulcu ve alternatifli eğitim modellerine
meyillidir. Dershane ihtiyacının hükümet tarafından da kabul edilmesi
ama bu ihtiyacın devlet tarafından karşılanacağının (halk eğitim
merkezleri, okulların hafta sonu kursları) ifade edilmesi, demokratik
dünyadaki genel eğilimlere terstir, sivil toplumun ve özel teşebbüsün
aleyhinedir. Sivil toplumun ve özel sektörün kamu yararına
gerçekleştirdiği faaliyetlerin ‘paralel yapı’ gibi sunularak
yasaklanmasını meşrulaştırmaya çalışmak demokratik kazanımlarla
örtüşmemektedir. İnandığı ilkeler gereği yakın geçmişte siyasal
partilerin ve imam hatip okullarının kapatılmasına, basın ve ifade
özgürlüğünün kısıtlanmasına, her türlü hak ihlallerine karşı var gücü
ile karşı çıkan Hizmet Hareketi, dershanelerin yasaklanmasına da aynı
anlayış gereği karşı çıkmaktadır.” görüşü dile getirildi.
‘FİŞLEMELER VE TASFİYELER’
Fişlemeler ve tasfiyeler konusunda ise şu açıklama yapıldı: “Camianın
ilkeleri çerçevesinde faaliyet gösteren kurumların ve gönüllülerinin
yanı sıra, birçok sivil toplum kuruluşunun da yurt içinde ve yurt
dışında takip edilmesi, fişlenmesi ve bunlara karşı eylem planı
hazırlanması gibi unsurlar içeren 2004 tarihli MGK kararının hükümet
üyelerince de imzalanmış olması gerçeği görmezden gelinemez. Kararın, o
dönemin anti-demokratik şartlarında sivil iktidarın isteği ve iradesi
dışında imzalandığı, ancak bu kararın hükümetin daha sonraki demokratik
uygulamalarıyla örtüşmediği görülmektedir. Bu noktadan hareketle
anti-demokratik dönemden kalma eski Türkiye’yi hatırlatan bütün
mevzuatın bir kez daha gözden geçirilip, temel hak ve özgürlüklerle
uyumlu hale getirilmesi önem arz etmektedir. Dershanelerin yasaklanma
teşebbüsünden kamudaki fişlemelere; medyada yer alan bürokrasideki
tasfiyelere kadar, söz konusu MGK kararını çağrıştıran uygulamaların
olması kaygı vericidir.”
‘DERSHANELERİN YASAKLANMASI TARTIŞMASINI CAMİA BAŞLATMAMIŞTIR’
Dershanelerin yasaklanmasıyla ilgili tartışmayı Camia’nın başlatmadığının kaydedildiği açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
“Dershanelerin
yasaklanması ve demokrasiyle bağdaşmayan girişimlere karşı gösterilen
sivil-demokratik tepkinin, siyasi bir komplo olarak gösterilmesi konuyu
hedefinden saptırmak ve gerçeği tersyüz etmektir. Unutulmamalıdır ki,
dershanelerin yasaklanması tartışmasını Camia başlatmamıştır. Ayrıca, bu
konunun tek muhatabı ve tepki göstereni de Camia değildir. Böylesi bir
siyasi komploya inanılıyorsa, bu tartışmayı bitirme ve gerginliği
giderme; eğitim, hukuk ve demokratikleşme hamleleriyle hâlâ mümkündür.
Dershanelerin
kapatılmasına gösterilen sivil ve demokratik tepki ile Hizmet
Hareketi’nin 'Erdoğan’sız AK Parti', 'Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na
seçilmesini önleme', 'Parti kurup siyasete girme', 'yurt dışı güçlerle
AK Parti’ye karşı komplo kurma' gibi siyasi projeler içinde olduğuna
dair üretilen komplo teorileri mesnetsizdir, temelsizdir, apaçık iftira
ve bühtandır.
Hiçbir demokratik ülkede benzeri görülemeyecek
dershane yasağını gündeme getirip, yasağa karşı haklı itirazları ‘otonom
yapı’, ‘operasyonel cemaat’ iddialarıyla boğmaya çalışmak açık bir
hedef saptırmadır ve vakfımızın daha önce yaptığı açıklamalarda
vurguladığı gibi gerçeklerle bağdaşmamaktadır.
Kamuoyunun
yakından bildiği gibi Gönüllüler Hareketi’nin siyasete yaklaşımı;
hukukun üstünlüğü, demokrasi, çoğulculuk, evrensel insan hak ve
özgürlükleri, adalet, eşit vatandaşlık, uluslararası hukuka ve
anlaşmalara riayet, devletin şeffaflığı ve hesap verebilir olması gibi
temel ilkelere dayanır.
Hizmete gönül veren insanlar bu değerlere
uygun politikaları izleyen siyasi parti ve/veya adayları sadece ve
sadece kendi vicdani kanaatleri ve bireysel tercihleri çerçevesinde
destekler. Bu şekildeki bireysel vicdani tercih, sadece demokratik bir
hak olmayıp, aynı zamanda ülkeye ve gelecek nesillere karşı bireysel
sorumluluğun da gereğidir.
Bünyesinde birbirinden farklı siyasi
anlayışlara sahip gönüllüler bulunan Camia, gönüllülerine herhangi bir
siyasi parti ya da aday yönlendirmesi yapmaz. Özellikle son günlerde
hedef gösterici ve tercih belirleyici yaklaşımlar tamamen hayal
ürünüdür. Dolayısıyla seçimlerde herhangi bir partinin alacağı netice,
parti politikaları ve halkı ikna kabiliyetine bağlıdır.
Hizmet
Hareketi, Türkiye’nin gerçek bir demokrasiye, şeffaf ve dört başı mamur
bir hukuk devletine kavuşmasını can-u gönülden arzu etmekte, milletin
demokratik tercihlerine ve parlamentosuna saygı göstermektedir.
Seçim
sath-ı mailine girdiğimiz bu günlerde, camianın hayatın her alanında
olduğu gibi siyasette de her türlü gayr-i ahlaki ve gayr-i meşru yönteme
karşı olduğu aşikardır.
Önceki seçimler arefesinde denenmiş olan
özel hayatın mahremiyetini ihlal edici ahlak dışı metot ve
girişimlerin, tekrar denenebileceğine dair endişe verici işaretler
görülmektedir. Haklı, meşru ve demokratik taleplere gölge düşürmeye
matuf olmak üzere, gerginlikten istifade etmek isteyecek bu yöndeki her
türlü art niyetli girişim, herkes tarafından şiddetle reddedilmeli ve
lanetlenmelidir. Ayrıca meşru taleplerin gündeme getirilmesinde
kullanılan üslup rencide edici, haksız duruma düşürücü olmamalıdır.
Ülke
olarak yaşadığımız bu zorlu süreçte özellikle sivil toplum hareketi
temsilcilerinin, entelektüellerin, kanaat önderlerinin ve medya
mensuplarının gösterdikleri ve bundan sonra gösterecekleri demokrasi,
toplumsal uzlaşı, hak ve adalet yanlısı tavırları her türlü takdirin
üzerindedir. Böylesi sıkıntılı günlerde hak ve adaletten yana olanları
tarih ve gelecek nesiller hayırla yâd edecektir.
Gönüllüler
Hareketi, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sivil inisiyatif
çerçevesine bağlı kalarak her türlü demokratik haklar ve özgürlüklerden
yana kararlı tavrını, toplumsal uzlaşmayı esas alarak sürdürecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder