HERŞEYİN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR. Sizin bir planınız, bir hesabınız varsa, Allah’ında bir planı bir hesabı var.

4 Şubat 2014 Salı

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit

Kusura bakmayın; tahrifata sessiz kalamayız!

 
 
 
 
 
01 Aralık 2013 

Önce yanlış anlaşılmadan dolayı bir özür..
Dershanecilerin, hükümetin birden fazla alternatif teklifine, dinlemeye bile tenezzül etmeden karşı çıkışlarını, “Öküzün trene baktığı gibi bakıyorlar” yorumu yapmıştım.
İnsana, hayvan cinsi ile hitap etmemin, doğru olmadığını hatırlatan okurlarımız oldu.
Benim kastım, top sakallı, asortik giysili tiplerin, bakanlık temsilcilerinin gözünün içine bakarak rest çekip, dershanelerle ilgili toplantıları terk etmesindeki şova yönelik idi.
“Olsun, biz de alındık” dediler.
Ben de özür diliyorum..


Özür diliyorum ama..
Yapılan tahrifata sessiz kalamam..
O kadar yanlış şeyler söyleniyor ki.
Resmen akıl tutulması yaşanıyor..
Zaman gazetesinin bir numarası Ekrem Dumanlı diyor ki; “Dershanelerin kapatılması, İHL’lerin kapatılması ile aynıdır.”
El insaf yani.. % 1’lik bile benzerlik yok.
İHL’lerde 6, 7, 8. sınıf düzeyindeki çocuklarımıza, Kur’an-ı Kerim öğretme imkanı vardı.
Orta kısım kapatılınca; çocuğumuza 14 yaşına kadar (Kur’an kursuna gitmek de yasaklandığı için) Kuran öğretme imkanı kalmadı.
Yani çocuğumuza dinini öğretme hakkı ortadan kaldırılmış oldu..
Ama dershanelerin kapanmasında (biz diyelim okula dönüşmesinde).. Çocuklarımıza dinini öğrenme hakkı mı kısıtlanıyor?
Veya, fizik, matematik, kimya öğretme hakkı mı ortadan kaldırılıyor?
Dershanede anlatılan fizik, kimya, matematik dersi için, okulda öğrenme imkanı var..
Bu imkan devam ediyor..
İHL’lerde ise, hem devlet okulunda Kur’an’ı öğrenmek yasaklanmıştı. Hem de Kur’an kurslarında. “Hak”kın özü yok edilmişti..
Tamam mı Ekrem Bey..


Yine Ekrem Bey diyor ki, “Dershane yerine halkevi açılacakmış. Sosyalist sisteme mi gidiyoruz.”
İşte bu cümleyi, bir hizmet ehli, zinhar söyleyemez.. Dershaneye; “para değil, hizmet gözü ile bakan” birisi, bu lafı edemez..
“Sosyalizme mi gidiyoruz” cümlesi, “patron”ların lafıdır.. “Kapitalist”lerin lafıdır.. “Rantçı”ların lafıdır..
Ekrem Bey’in söyleyeceği şey ise şu olmalıdır: “Bizim yapmak istediğimiz hizmette, öğrencilerden alınan ‘para’ zaten tatsız, ama zorunlu bir şeydi.. Eğer bu işin finansmanını halkevleri eli ile yapılması düşünülüyorsa, onların öncülüğünde, biz hizmete talibiz. Allah razı olsun.. ‘Para’ tartışması ortadan kalktı.. Hizmette çok daha güzel bir seviyeye geçmiş oluyoruz..”
Nokta..


Diyor ki Ekrem Bey, “Özel okula gidemeyenler, eksikliklerini, son sınıfta gittikleri dershane sayesinde, hızlandırılmış eğitimle birazcık kapatıyorlar..”
Eğer dershaneler sadece lise sonlara hitap etseydi..
Belki “Peki” diyebilirdim. Ama hangi dershaneye bakarsanız bakınız.. Bırakın lise sonu, lise bir.. Bırakın orta sonu, orta bir.. Hatta ilkokul birdeki öğrenciye hitap ediyorlar..
O halde dürüst olalım.. Dershaneler sadece lise son sınıflara hitap ediyormuş gibi izlenim vermeyelim..


Taraf gazetesinin fitne haberini, Zaman gazetesi de destekler tarzda birinci sayfasına taşıdı..
Eğer Zaman gazetesi, 2004 tarihli MGK toplantısında, şu an cezaevinde olan üç generalin dikte ettiği konuların, hükümet tarafından samimi olarak kabullenildiğini iddia ediyorsa..
Bunu çıkıp açıkça söylesinler....
Lafı eğip bükmeye hiç gerek yok..
Ama, bugünkü hükümet üyelerinin O “dikte”ye karşı çıktığını adları kadar iyi bildikleri halde, çaktırmadan hükümete suç yüklemeye çalışıyorlarsa..
Bunun adı dürüstlük değildir..
“Özür” kelimesi geçen bir yazıda, daha ağırını yazamıyorum.. Sadece şunu söylüyorum, Hocaefendi “Yaşlı başlı insanları, ben olsam serbest bırakırım” demişti. Hocaefendi’nin serbest bırakacağı kişilerden üçü, “Cemaati bitirme planı” dediğiniz 2004 tarihli MGK kararının dikte ettirenleridir..
Bilmeyenler için söyleyelim, Şener Eruygur, Özden Örnek, H. İbrahim Fırtına, o MGK kararında imzası olan, diktecilerden üçüdür.. Ve şu an cezaevindedirler..
Nokta..


Ekrem Bey demiş ki, “Dershaneler kapatılacaksa, TOKİ’lere, Kiptaş’lara ne gerek var.. İnşaat da bir rant kapısı..”
Kavramlar birbirine karıştırılmış olmalı..
TOKİ’ler, Kiptaş’lar, özel şirket değil..
Dershane konusunda yapılmak istenen, büyük oranda, inşaat sektöründe yapılmış.. Aynısı, dershanede de halkevleriyle (Veya diğer alternatiflerle) yapılmak isteniyor..
Nokta..


“O zaman, özel hastaneleri de kapatalım” diyor Ekrem Bey..
“Özel hastaneler”in karşılığı, “dershaneler” değil, “özel okullar”dır.. Hükümet de zaten, “Özel okula dönüşün” diyor..
“Özel okulları kapatalım, ama özel hastaneler kalsın” çelişkisi söz konusu değil..
Nokta!

http://www.habervaktim.com/yazar/62478/kusura-bakmayin-tahrifata-sessiz-kalamayiz.html 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder